İngiltere kabinesinde yapılan görev değişiklikleri ve Anglikan Kilisesi'nin ilk kez kadın piskoposların atanmasına onay vermesi bugün İngiltere basınında öne çıkan konu olarak göze çarpıyor.
Abone olFinancial Times, Başbakan David Cameron'ın yaptığı değişiklerle daha çok kadının yer aldığı ve daha genç bir kabine hedeflediğini yazıyor.
Görevini bırakan bakanların orta yaşlı ve erkek olduklarına dikkat çekilen haberde, gelecek yıl yapılacak genel seçim öncesi gelen kabine değişikliği "erkek, solgun ve eskimiş"lerin tehliyesi olarak niteleniyor.
Gazete, değişikliğin şu ana kadar açıklanan Dışişleri Bakanı William Hague, Kabine Bakanı Ken Clarke ve Galler'den sorumlu Devlet Bakanı David Jones'la sınırlı kalmayacağını, çok daha kapsamlı bir değişiklik beklendiğini yazıyor.
Guardian, hükümetteki kaynaklarına dayandırdığı haberinde, İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague'ın kendi isteğiyle görevden ayrıldığını yazıyor. Gazete, son yapılan kamuoyu yoklamasında, Muhafazakar Parti'nin yüzde 1'lik bir farkla İşçi Partisi'nin önüne geçtiğini de duyuruyor. Ankete göre Muhafazakar Parti'nin destek oranı %34.
Times gazetesine göre ise görevden alınan bakan sayısı 13. Dışişleri Bakanı William Hague'ın son yıllarda Arap ülkelerinde yaşanan büyük ayaklanmalar süresince İngiltere'nin dış politikasını yönettiğinin vurgulandığı haberde, İngiltere'nin Libya ve Suriye politikalarının, bu ülkelerdeki son duruma bakınca çok da başarılı olmadığı yorumu yapılıyor.
Independent da kabine değişikliği haberini "Cameron'ın takım elbiseli adam katliamı" başlığıyla veriyor.
"Kilise meclisinden kadın piskoposlara izin"
İngiltere basınında bugün öne çıkan bir diğer konu da İngiltere Anglikan Kilisesi Meclisi'nin dün yaptığı oylamayla, ilk kez kadınların da piskopos olarak atanmasına izin vermesi.
Guardian, 45 hayır oyuna karşılık 152 evet oyuyla alınan kararın, kilise hiyerarşisindeki erkek egemen yapıyı kıracağı yorumunu yapıyor.
Times gazetesi de kilisenin kadın psikoposlara "sonunda" izin vererek 40 yıldır süren bir tartışmaya son noktayı koyduğunu belirtiyor.
İlk kadın piskoposların, gelecek ilkbaharda asistan piskopos olarak göreve atanması bekleniyor.
Gazzeliler evlerine geri dönüyor
Independent'ın Gazze'de bulunan muhabiri Kim Sengupta, önceki gün İsrail'in uyarısıyla evlerini terkeden Gazzelilerin, bir "meydan okuma" olarak, uyarının üstünden 24 saat geçmeden evlerine geri döndüklerini bildiriyor.
Sivillerin, İsrail'deki Netanyahu hükümetinin roket sahası olarak gösterdiği bölgelere geri dönmesinin İsrail'i zor durumda bırakacağı yorumunun yapıldığı haberde, Gazzeli bir çiftçinin şu sözlerine de yer veriliyor: "Gidecek başka bir yerimiz yok. Kardeşlerim kalıyor, ben de kalıyorum. Burası bizim vatanımız. [İsrail] evimizi yıktı ama yeniden inşa edeceğiz".
"Susuzluk, iklim değişikliğinden daha öncelikli sorun"
Financial Times "Susuz bir dünya" başlıklı yazı dizisinde, dünyanın karşı karşıya kalacağı susuzluk sorununa dikkat çekiyor.
Susuzluk sorununa, varlığı suya dayanan şirketlerin gözünden bakılan haberde, suyun artan maliyetinin ve arıtılmış su kullanmak için yapılan çalışmaların şirketlere getirdiği ekonomik yük detaylı olarak anlatılıyor. Nestle, Coca-Cola gibi büyük gıda şirketlerinin, dünya liderlerini iklim değişikliğine nazaran susuzluğa öncelik vermeye çağırdıkları belirtiliyor. Gazete, suyun "temel insan hakkı" olduğu görüşüyle, aktivistlerin "suyu şişeleyip satan" bu tarz şirketlere tepki gösterdiğine de dikkat çekiyor.
Habere eşlik eden grafiklerde, dünyadaki yıllık su tüketiminin son 50 yılda dört kat artarak 4000 kilometre küpe çıktığı, Avrupa'da bu tüketimin üçte ikisinin endüstri tarafından yapıldığı görülüyor.
Gazete çözümün ise şirketlerce değil, su kullanma politikalarında değişiklik yapma yetkisini elinde bulunduran hükümetlerce bulunabileceği yorumunu yapıyor.