İngiliz gazetelerinin gözüyle Türkiye'deki 'Charlie Hebdo' tartışması. Fransız hükümetine "Hiç ders almadı" eleştirisi. ABD Başkanı ve İngiltere Başbakanından ortak mesaj: Özgürlüğün susturulmasına izin vermeyeceğiz.
Abone olBazı İngiliz gazeteleri bugünkü sayılarında, Türkiye'de Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo'nun özel sayısından seçkilerin yayımlanasına yönelik tartışmalara sayfalarında yer veriyor.
Financial Times gazetesindeki haberin başlığı, "Türk mahkemesi Charlie tasvirlerini yasakladı".
Diyarbakır 2. Sulh Ceza Mahkemesi dün Charlie Hebdo dergisinin son sayısının kapağında yer alan Muhammed Peygamber tasvirini yayımlayan bazı internet sitelerinin ilgili bölümüne erişimin engellenmesine karar vermişti.
Gazetenin Türkiye muhabiri Daniel Dombey mahkemenin bu kararı, nüfusunun çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu bir ülkede, önde gelen laik bir gazetenin (Cumhuriyet) dergiden tasvirler yayımlamasının ardından aldığını belirtiyor.
Financial Times'ın haberinde şu satırlar yer alıyor:
"Mahkemenin kararı, Türkiye'de basın özgürlüğüne yönelik kaygıların ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın destekçileri ile kendince laikler arasındaki gerginliğin arttığı bir dönemde geldi."
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Utku Çakırözer'in Charlie Hebdo'dan dört sayfalık bir seçkiye sayfalarında neden yer verdiklerini açıklamasına ve Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın Twitter hesabından Peygambere atfen şekiller yayınlayanları provokasyonla suçlamasına da değinilmiş haberde.
Financial Times, Türklerin sosyal medyada mahkeme kararına tepki gösterdiklerini de yazıyor. Gazete on binlerce kişinin Cumhuriyet'i destekleyip "Je Suis Cumhuriyet" (Ben Cumhuriyet'im) şeklinde tweetler attıklarını, çok sayıda kişinin de buna karşıt hashtagler, tehditler ve hakaretlerle yanıt verdiğini aktarıyor.
Gazeteye konuşan ABD merkezli düşünce kuruluşu German Marshall Fund'dan Özgür Ünlühisarcıklı ise şunları söylemiş:
"Türkiye'de tehdit altında olan laiklik değil, ifade özgürlüğü ile hukukun ve hoşgörünün üstünlüğü. Gerçek sorun bu...Eğer roller değişmiş olsa karikatürlerin Atatürk'e hakaret ettiği düşünülse, hala aynı tartışmayı yaşıyor olabilirdik."
Financial Times haberinin sonunda, bağımsız bir haber sitesi olan T24'ün mahkemenin yasak kararına uymayarak Charlie Hebdo'nun son sayısının tümünü Türkçe yayımladığı bilgisini de vermiş okurlarına.
'Orta Doğu Peygamber karikatürlerini engelledi'
Times gazetesindeki haberin başlığı ise "Orta Doğu Peygamber karikatürlerini engelledi".
Haberde şu satırlar yer alıyor:
"Birçok ülkede, insanların dine hakaret içerdiği iddia edilen tasvirleri görmesinin önlenmesi için kısıtlamalar getirildi."
Times, Türkiye'de Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na, Muhammed Peygamber karikatürünün yayımlandığı internet sitelerine erişimin engellenmesi talimatı verildiğini aktarıyor.
Okurlarına, Cumhuriyet gazetesini taşıyan kamyonların, karikatürün yayımlanmasının planlandığına yönelik haberler sonrası arandığını da aktarmış gazete.
Haberde Mısır, İran, Filistin ve Cezayir'de Charlie Hebdo'ya gösterilen tepkilere de yer verilmiş:
"Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, dine hakaret eden yabancı yayınları yasakladı...İran hükümeti Mehammed Peygamber'in karikatürünün yayımlanmasını 'ifade özgürlüğünün ihlali' olarak nitelendirdi, 'bugünlerde Batı'da buna sık sık rastlandığına' dikkat çekti...Kudüs Müftüsü Muhammed Hüseyin Charlie Hebdo'yı 'dünyadaki bir buçuk milyar Müslümanı aşağıladığı' için kınadı. Cezayir'de yayımlanan Echourouk gazetesi ise ön sayfasında bir karikatüre yer verdi. Karikatürde 'Je suis Charlie' (Ben Charlie'yim) yazılı bir döviz taşıyan bir kişinin yanında Filistin, Gazze, Mali, Irak ve Suriye yazılı dövizleri ezen bir tank vardı. Karikatürün üzerinde de 'Hepimiz Muhammediz' yazıyordu."
Kadıköy'den 'Boumedienne' izlenimleri
Independent gazetesinin iç sayfalarındaki haberin başlığı ise "Türkler silahlı saldırganın partnerinin kayıp günleri ile ilgili parçaları birleştiriyor".
Haberde atıfta bulunulan kişi, halen Fransa'nın arananlar listesinin başında yer alan Hayat Boumedienne.
Boumedienne, Fransa'da geçen hafta bir polisi öldüren, koşer ürünler satan bir markette 19 kişiyi rehin aldıktan sonra düzenlenen operasyonla öldürülen Amedy Coulibaly'nin kız arkadaşı.
Independent muhabiri Isabel Hunter, 26 yaşındaki Boumedienne Suriye'ye geçmeden önce kaldığı İstanbul Kadıköy'den bildirmiş.
Haberde, Boumedienne'nin kaldığı tespit edilen Bade Otel'in sahibinin "avukatların tavsiyesi üzerine" yorum yapmaktan kaçındığı belirtiliyor.
Independent muhabirine konuşan ve 24 saat açık bir bakkalı işleten Cem adlı bir kişi ise Boumedienne'in otelde köşesine çekildiğinden emin olduğunu söylemiş.
Haberde Türk yetkililerin Boumedienne'in parmaklarının ucundan kayıp gitmesine izin verdiklerine yönelik iddialara sert tepki gösterdikleri de belirtiliyor ve İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın şu sözlerine yer veriliyor:
"Fransa bizi, onun (Hayat Boumedienne'in) Türkiye'ye girişi öncesi statüsü hakkında bilgilendirmedi. Bu nedenle onun Türkiye'ye girişini yasaklayacak özel bir yasak yoktu."
'Fransız hükümeti hiç ders almadı'
Daily Telegraph gazetesine konuşan Suriye'deki Fransız cihatçıların ailelerinin avukatlarından Samia Maktouf ise Hayat Boumeddiene'in kaçısından Fransız hükümetini sorumlu tutmuş.
Samia Maktouf, "Fransa hükümeti hiç ders almadı. Polis, Muhammed Merah gibi Hayat Boumeddiene hakkında da herşeyi biliyordu. Boumeddiene cihatçı grubun bilinen bir üyesiydi ve bir süre izlenmişti. Peki onu izlemeyi neden durdurdular?" diyor.
Cezayir asıllı Muhammed Merah 2012'de Fransa'nın Toulouse bölgesinde düzenlediği saldırılarda üç Fransız askeri ile üçü çocuk dört Yahudi sivili öldürmüş, daha sonra düzenlenen bir operasyonda polis tarafından öldürülmüştü.
Times gazetesinin bugünkü manşeti ise "Obama, müreffeh bir Batı'nın terörü yeneceği sözünü veriyor".
'Özgürlüğün susturulmasına izin vermeyeceğiz'
ABD Başkanı Barack Obama ile İngiltere Başbakanı David Cameron Times için ortak bir yazı kaleme almış. Cameron'ın bugün başlayıp iki gün sürecek ABD gezisi öncesi kaleme alınan yazının başlığı, "Özgürlüğün susturulmasına izin vermeyeceğiz".
Obama ve Cameron yaşam tarzlarını korumanın, güçlü bir ekonomik güç ile terörizöme ve uluslararası saldırganlığa göğüs germeye bağlı olduğunu vurguluyor.
Dünyanın Paris'teki saldırılara tek bir sesle yanıt verdiğinin hatırlatıldığı yazıda şu satırlar yer alıyor:
"İster kendi kendilerine hareket eden fanatiklerle yüzleşelim, ister El Kaide, IŞİD veya Boko Haram gibi terör örgütleriyle, radikal bu kesimler bizi sindiremeyecek. Bu barbar katilleri ve onların çarpık ideolojilerini yeneceğiz."
"Dünyada 1 milyardan fazla Müslüman var ve onların çok büyük çoğunluğu da, İslam adına hareket ettiklerini iddia eden bu şeytani teröristlerden tiksiniyor. Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere, barışa ve hoşgörüye inanan herkesle birlikte çalışmayı sürdürecektir."
Times ise yazıyla ilgili olarak, ABD Başkanı Obama'nın, İngiltere Başbakanı Cameron'ın seçim stratejisine desteklediği yorumunu yapmış. Gazete bu yorumuna gerekçe olarak, Obama'nın ekonomik açıdan güçlü olmanın terörle mücadelede hayati önem taşıdığını söylemesini göstermiş.
Guardian'ın bugünkü manşeti ise "Cameron Obama'dan, İngiltere'nin terörle mücadelesine yardımcı olmasını istiyor"
Gazete İngiltere Başbakanının ABD Başkanından, Twitter ve Facebook gibi internet devlerine İngiliz istihbarat servisleriyle daha fazla işbirliğine gitmeleri yönünde baskı yapmasını isteyeceğini duyuruyor. Guardian, İngiltere'nin böylece radikal İslamcıların internetteki faaliyetlerini daha yakından izlemek istediğini aktarmış.