Euro ve Schengen krizleri: AB uçurumun eşiğinde mi? Mossad'ın Suriye'de reaktör imhasıyla sonlanan gizli Londra operasyonu.
Abone olSunday Telegraph, ''Avrupa uçurumun eşiğinde'' başlıklı özel dosyasında AB'nin en önemli iki projesi Schengen ve para birimi euro nedeniyle yaşadığı krizleri inceliyor.
The Spectator dergisinin editörlerinden Martin Vander Weyer imzalı analizde, bazıları geçmişte birbirleriyle savaşmış, bazıları da eski Doğu Bloku üyesi olan 27 ülkeyi tek bir sınır ve para birimi altında biraraya getirmenin işbirliği ve siyasi kararlılığın bir zaferi olarak görüldüğü kaydediliyor.
Weyer, ama gerçekte ortaya çıkan basınç noktalarının en fanatik Avrupa yanlılarılarını bile birliğin nasıl birarada tutulabileceği sorusunu sormaya yönelttiğini de hatırlatıyor.
Yunanistan'ın mali krizi ve Schengen bölgesinin çatırdamasını bu riskin en önemli işaretleri olarak değerlendiren Weyer, İngiltere'nin ortak sınır ve ortak para birimi politikalarında yer almadığı için bir nebze de olsa her iki krizin dışında kalabileceğini söylüyor, ''kesinlikle Avrupa'nın mali istikrarı, belki de güçlü bir rakip olarak ihracatımız için varlıklı bir müşteri olması bizim çıkarımızadır. Dünya konularında tutarlı bir Avrupa bakışı da değerlidir. Ve ayrıca kıtanın iç mücadeleler ve korumacılığa yönelmesini de istemeyiz'' diye de devam ediyor.
Avrupa'nın sorunlarının özünde mantıklı yaklaşım zaafının yer aldığını savunan Weyer'e göre, temel sorunların başında özellikle ortak para birimi konusunda ''tek para ve faiz oranının'' farklı üretim ve mali güç ve zayıflıkları ve farklı vergi rejimleriyle siyaset kültürleri olan ülkelerin biraraya getirilmesi yatıyor.
Weyer, ne kadar hırpalanmış olursa olsun, AB'nin barışa büyük katkı yaptığını ve milyonların demokrasi ideallerinin gerçekleşmesini sağladığını kaydederken, şu uyarıda bulunuyor:
''AB'nin iki şeye ihtiyacı var. Borç krizinin çözümü için hiçbir seçeneğin dışlanmadığı bir strateji ve yeni liderler.''
İngiltere'de kontrol dışına çıkan gelir dağılımı eşitsizliği
Independent on Sunday, İngiltere'de gelir dağılımı eşitsizliklerini ortaya koyan bir haberi manşetinden duyuruyor okurlarına.
Yüksek maaşların incelemek üzere oluşturulan komisyonun yarın yayımlanacak raporuna göre, ülkede dev şirketlerin yöneticilerinin geliri ''kontrolün dışına'' çıkmış durumda.
Gazete, halkın büyük bölümü hane halkı gelirinde düşüş yaşarken, ''küçük azınlık'' İngiltere'nin refahından giderek artmakta olan ''hatırı sayılır'' bir pay alıyor.
Halihazırda en fazla kazanan 1000 kişinin ulusal gelirden aldıkları pay yüzde 5 civarında.
Independent on Sunday, bu oranın 1940'ların İngilteresi'ndekine eşit olduğunun altını çiziyor.
Eğer bu trend devam ederse oran 2030'da yüzde 14'ü bulacak.
Borsada işlem gören şirketlerin en üst düzey yöneticilerinin gelirleri ortalama 3.7 milyon sterlin civarında.
Bu ise ortalama gelirin 145 katı; 2020'de ise 214 katına ulaşacağı tahmin ediliyor.
Gazete, verilerin Başbakan David Cameron'un uygulanan kesintiler ve kemer sıkma önlemlerinin herkesi etkileyeceği savına da bir darbe anlamına geldiğinin altını çiziyor.
Pakistan'ın ABD'ye misilleme hazırlığı
Observer, Pakistan parlamentosunun Usame bin Ladin'in öldürüldüğü operasyona missilleme hazırlığında olduğunu yazıyor.
Declan Walsh imzalı habere göre, milletvekilleri ABD'yle bütün işbirliği alanlarını gözden geçirme kararı aldı.
Haberde, bu karardan ilk aşamada en ciddi etkilenecek alanın Afganistan operasyonları olduğu kaydediliyor.
2 Mayıs'ta Abbotabat'ta düzenlenen operasyonu ''Pakistan'ın egemenliliğinin ihlali'' olarak gören milletvekillerinin NATO'nun Afganistan'daki operasyonlar için Pakistan üzerinden kullandığı lojistik ulaşım ve taşıma güzergahlarını kesmeyi önerdikleri de haberdeki ayrıntılar arasında.
Hayber geçidi ve Belücistan Karaçi'den Afganistan'a malzeme sevkinde en önemli geçiş güzergahlarından.
Mossad'ın Londra operasyonu
Sunday Times'ta İsrail gizli servisi Mossad'ın Londra'daki bir operasyonuna ilişkin ayrıntılar dikkat çekiyor.
İsrail'de yayımlanan bir kitaba göre, Mossad ajanları Suriye'nin nükleer reaktörüne ilişkin bilgileri bir operasyonla Londra'da bir otelden çaldı.
Kitabın yazarları askeri tarihçi Yoaz Hendel ve Jerusalem Post gazetesinin savunma muhabiri Yaakov Katz.
İddialara göre, operasyon Suriyeli bir nükleer yetkilinin Londra'nın batısında bir otelden internet üzerinden rezervasyon yaptırmasıyla başladı.
Üç gizli ekip derhal Londra'ya gönderildi, ekiplerden biri başka bir isim altında seyahat eden yetkiliyi Heathrow havaalanında tespit etmekle görevlendirildi.
İkinci ekip aynı otelde rezervasyon yaptırırken, üçüncü ekip Suriyeli yetkiliyi izlemeye aldı.
Habere göre, Suriyeli yetkili ilk gün büyükelçilikte görüşmeler yaparken dizüstü bilgisayarını sürekli yanında taşıdı, İsrailli ajanların bekledikleri operasyon fırsatı ise ikinci gün doğdu.
Haberde, ülkesine geri dönmeden önce bilgisayarını odasında bırakıp alışveriş için dışarı çıkan Suriyeli yetkilinin yokluğunu fırsat bilen ajanların odasına girerek 15 dakikada bütün bilgileri taşınabilir bir belleğe kaydettikleri ve bilgisayara yetkilinin gelecekte yükleyeceği ayrıntıları izleme olanağı sağlayan bir casus yazılım yerleştirdikleri ayrıntıları yer aldı.
Sunday Times, Mossad'ın ele geçirdiği bigliler arasında Suriye İran sınırı yakınlarındaki plutonyum reaktörüne ilişkin bilgilerin bulunduğunu da kaydediyor.
İsrailli bir yetkili adı açıklanmayan Suriyeli nükleer uzmanının, yok edilemeyecek kadar değerli olduğunu söylüyor.
''Sahip olduğu bilgisayarın içindeki bilgiler olmasaydı, Avrupa'yı sağ terkedemezdi'' diyor İsrailli yetkili.
Nükleer reaktöre ilişkin bilgilerin ele geçirilmesinin ardından İsrail, 2 Eylül 2007'de savaş uçaklarını göndererek reaktör olduğu söylenen binayı imha etmişti.