BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

15 kişi 7 kıza tecevüz etti

Kızlara çektikleri fotoğraflarla şantaj yaparak tecavüz ve cinsel saldırıda bulundukları iddia edilen 15 kişi yakalandı.

Abone ol

Gayrimeşru bir ilişkiden doğan Hamit Nişancı 45 yıl sonra babasını DNA testiyle kanıtladı ve büyük bir mirasın mirasçısı olmaya hak kazandı.

İzmir Seferihisar’da arazi zengini olan ve ilçenin eski belediye başkanı Hamit Nişancı’nın babası Turgay Nişancı’nın başrolde olduğu dava konusu olay 45 yıl öncesine dayanıyor.

1964 yılında 17 yaşında olan M.S. adlı genç kız, o tarihte ticaret ve çiftçilikle uğraşan ve bekar olan Turgay Nişancı’nın evlenme vaadiyle kendisiyle ilişkiye girdiğini, bu ilişkiden hamile kaldığını belirterek cezalandırılması talebiyle Seferihisar Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulundu.

O YILLARDA DNA YOKTU

Dilekçeyi incelen savcılık, şikayetin 6 ay içinde yapılmadığını ve sürenin geçtiğini belirterek başvuruyu reddetti.

Kendi nüfusuna kaydettirip adını ‘Yüksel’ koyduğu oğlunun kimliğine babasının adını yazdırmakta kararlı olan M.S., 6 Ağustos 1965’te Turgay Nişancı’ya karşı ’babalık’ davası açtı ve 150 lira da nafaka talep etti.

O yıllarda Adli Tıp Kurumu’nun, DNA testi gibi bugünkü olanaklara sahip olmaması nedeniyle, sadece alınan kan örnekleri sonucunda Nişancı’nın, Yüksel’in babası olabileceği yönünde rapor verildi. Ancak tanık ve başka delil olmadığı için, Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi davayı reddetti.

41 YIL SONRA BABASI OLDUĞUNU İSPATLADI

Aradan yıllar geçti. Büyüyüp taksicilik yapmaya başlayan Yüksel Sakarya, 13 Nisan 2005’te yeniden mahkemeye başvurdu.

Bu kez açılan davada Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi, Adli Tıp Kurumu’nda yapılan DNA testi sonucu gelen ’yüzde 99.99 babasıdır’ raporu ve toplanan delillere göre, arazi zenginin işadamı Turgay Nişancı’nın, taksici Yüksel Sakarya’nın babası olduğuna karar verdi.

O DA ARTIK MİRASÇISI

44 yaşındaki Yüksel Sakarya, yaklaşık 120 gayrimenkul tapusu bulunan, bir oğlu ve iki kızı olan Turgay Nişancı’nın dördüncü çocuğu olarak nüfusuna girdi.

15 ADAM 7 KIZ ÇOCUĞUNA TECAVÜZ ETTİ

[PAGE]

Bursa’da, kız çocuklarına para, giyecek ve uyuşturucu hap verdikleri, çektikleri fotoğraflarla şantaj yaparak tecavüz ve cinsel saldırıda bulundukları iddia edilen 15 kişi yakalandı.

Alınan bilgiye göre, bir ihbarı değerlendiren Bursa Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Masası ekipleri, 14-16 yaş arasındaki 7 kız çocuğunun, bazı kişiler tarafından cinsel saldırıya uğradığını ve para karşılığı pazarlandıklarını belirledi.

Yaklaşık bir yıl süren takibin ardından düzenlenen operasyonda, aileleriyle sorun yaşayan kız çocuklarını para ve giyecek alarak kandırdıkları, çektikleri iç çamaşırlı fotoğraflarıyla tehdit ettikleri, uyuşturucu hap verdikleri, daha sonra bu çocuklara tecavüz ve cinsel saldırıda bulundukları iddia edilen Aydın K, Osman Ö, Mustafa O, Ramazan Y, Ramazan A, Ahmet G, Hasan A, Burhanettin A, Yunus E, Yaşar S, Mahmut A, Cumali M, Fahrettin A, Osman Ö. ve Yaşar B. gözaltına alındı.


Zanlıların, kız çocuklarını 30-40 lira karşılığında pazarladıkları bildirildi.

Sorgulamaları tamamlanan zanlılar, "Cinsel istismar, reşit olmayan bayanı alıkoymak, fuhşa teşvik ve aracılık" suçlarından adliyeye sevk edildi.

5 YILDIR KARINA BEN HİZMET EDİYORUM DEDİ ÖLDÜ

[PAGE]

Aslı Alp ve eşi Şükrü Alp, Kahramanmaraş'ta 50 yaşındaki öğretmen Mustafa Yaprak'ı öldürdüğü suçlamasıyla tutuklu yargılanıyorlar. Duruşmada Aslı Alp “Mustafa ile dost hayatı, karı- koca hayatı yaşamadım. Ancak birden çok farklı yerlerde cinsel ilişkiye girdik. Eşimin bu ilişkiden haberi yoktu” dedi. Aslı Alp aşığının kocasına "5 yıldır karına ben hizmet ediyordum" demesi üzerine kocasının elindeki silahı ateşlediğini söyledi.

KOCA, İKİSİNİ EVDE YAKALADI

İngilizce öğretmeni 33 yaşındaki Aslı Alp'in Selçuklu Mahallesi'ndeki evinde 9 Eylül'de meydana gelen olayda, 5 yıldır Irak'ta çalışan 44 yaşındaki Şükrü Alp, evinde yakaladığı Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu'nda Fen Bilgisi öğretmeni olan evli ve 3 çocuk babası Mustafa Yaprak'ı tabancayla vurarak öldürdü.

Şükrü Alp, tek çocuklarının annesi olan eşi Aslı Alp'i de yanına alarak gittiği Adana'da polise teslim oldu. Tutuklanan çiftten Şükrü Alp hakkında ‘cinayet’ suçundan ömür boyu, eşi Aslı Alp hakkında da ‘cinayete iştirak’ suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı.

ARBEDE ÇIKTI VURDUM

Bugün Kahramanmaraş 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkan Şükrü Alp, 5 yıldır Irak'ta çalıştığını olay tarihinde izinli olarak eşinin yanına geldiğini, Adana'daki ailesini ziyaret etmek için hazırlık yaparken evde Mustafa Yaprak ile karşılaştıklarını belirterek, şunları anlattı: “Daha önce evime hırsız girdiği için can güvenliği amacıyla ruhsatsız bir tabanca bulunduruyordum. Mustafa Yaprak'ı evde görünce silahı aldım. Aramızda çıkan arbede sırasında tabanca patladı, öldürme kastım yoktu.”

BİRDEN FAZLA CİNSEL İLİŞKİDE BULUNDUM

Aslı Alp ise 2004'te zorunlu hizmet nedeniyle tayin edildiği Kahramanmaraş'ta aynı okulda görev yaptıkları meslektaşı Mustafa Yaprak'ın kendisine birçok konuda yardımcı olduğunu, aralarında bir yakınlaşma olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:

“Mustafa ile dost hayatı, karı koca hayatı yaşamadım. Ancak birden çok farklı yerlerde cinsel ilişkiye girdik. 2005'ten bu yana ilişkimiz devam etti. Eşimin bu ilişkiden haberi yoktu. Olay günü Adana'ya gittiğimiz için Mustafa, beni son kez görmek için evime gelmek istedi. Ben de eşimin evde olduğunu gelmemesi gerektiğini söyledim. Eşim su faturası yatırmaya gidince ısrarlarıma rağmen eve geldi. Bu sıra eşimde eve geldi ve koridorda karşılaştılar. Mustafa'ya kim olduğunu bağırarak sordu.

5 YILDIR KARINA BEN HİZMET EDİYORUM

Mustafa ise ‘Asıl sen kimsin? 5 yıldır sen neredeydin? 5 yıldır ben karına hizmet ediyorum’ dedi. Eşimin elinde silah vardı. Tartışma sırasında eşim sinirlenerek silahı bana yöneltti. Mustafa'ya ise tekme ve yumruk attı. Bunun üzerine Mustafa sendeledi. O sırada eşim silahı bana doğrultarak her ikimizi de öldüreceğini söyledi. Mustafa, ‘Şimdi mi kocalığın aklına geldi?’ deyince eşim bir tekme daha attı. Mustafa ise eşimin üstüne doğru yürüdü. Bu sırada tabanca birden patladı.” Sanık çiftin tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.

2 DAKİKADA TECAVÜZ OLUR MU?

[PAGE]

Antalya’ya tatile gelen ve alkol komasına giren İngilizce öğretmeni G.T.’nin, kaldırıldığı hastanede Hayri Güçcük adlı temizlik elemanı tarafından tecavüze uğradığına ilişkin davanın 3. duruşması dün yapıldı

Antalya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya tutuklu yargılanan Hayri Güçcük katılırken, tecavüze uğradığını öne süren ve önceki duruşmada hakkında zorla getirilme kararı verilen öğretmen G.T. katılmadı.

2 DAKİKA 2 SANİYEDE TECAVÜZ OLUR MU?

İstanbul Şişli 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ifade veren ve sanıktan şikâyetçi olduğunu söyleyen G.T.’nin gönderdiği ifade mahkemeye ulaşırken, güvenlik kamerası görüntüleri incelendi.

Sanığın avukatı Fatih Demirtop, görüntülerde müvekkilinin tuvalette sadece 2 dakika 2 saniye kaldığını belirterek, “Bu kadar kısa sürede tecavüz mü olur? Tahliye talep ediyoruz” dedi. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı 29 Aralık tarihine erteledi.

OLAYIN GEÇMİŞİ

Olay şöyle gerçekleşmişti:

İstanbul'daki bir okulda İngilizce Öğretmeni olarak görev yapan G.T., geçen 11 Ağustos tarihinde Antalya'da tatillerini geçirdikleri otelde bir kadın arkadaşıyla birlikte aşırı derecede alkol aldı.

Alkol komasına giren G.T., saat 03.00'de AÜ Hastanesi'ne getirildi. G.T. kusmak isteyince, hastanede taşeron şirketine bağlı olarak hasta taşıma işinde çalıştırılan Hayri G., tarafından kusabilmesi için tuvalete götürüldü.

Bir süre sonra acil servis odasına dönen G.T, acil servis sorumlu hekimine, Hayri G.'nin tuvalette kendisine tecavüz ettiğini söyledi. Şikayet üzerine acil servis sorumlu hekimi, durumu hastane polisine bildirdi. Gözaltına alınan Hayri G., tutuklandı ve hastanedeki işine de son verildi.

OLAY BAYANIN ZORLAMASIYLA OLDU’

Tecavüz sanığı Hayri G., savcılıktaki ifadesinde G.T.'yi suçladı. Hayri G., ifadesinde şu iddialarda bulundu: “Saat 03.00 sıralarında A.D. ve G.T. adlı iki kadın geldi. Yanlarında refaketçi yoktu. Acil serviste bayan çıplaktı. Üzerinde sadece iç çamaşırı vardı. Üzerine pike örttüm. Saat 03.30 sıralarında G.T. adlı hasta kapıya kadar çıkıp, lavaboya gitmek istediğini söyledi. Kendisine yardımcı olmamı, başının döndüğünü söyledi. Kolundan tutarak onu hastabakıcı odasının arka bölümündeki tek kişilik tuvalete götürdüm. İçeri girdik. Ben dışarı çıkacaktım, bayan ‘Başım dönüyor külodumu indiriver’ dedi. Külodunu indirdim, klozete oturdu. Ben dışarı çıktım. 5 saniye sonra beni geri çağırdı ve ‘İşim bitti, yardım et kalkayım’ dedi. Daha sonra ‘Dur yıkayayım’ dedi ve musluğu açıp yıkadı, peçete ile kurulamamı istedi. Ben de peçete ile bayanın vajinasını kuruladım. Bu sırada elini penisime attı ve pantolonumu aşağı indirdi. ‘Benimle ilişkiye girmeni istiyorum’ deyip, suntaya dayanıp beni üzerine çekti. İçine boşalmadım. Olay bayanın zorlamasıyla ve kendi istediği ile olmuştur.”

HASTANEDE KORKUNÇ HALE GELDİ

[PAGE]

TEDAVİ gördüğü Denizli Devlet Hastanesi'nde aşırı dozda verilen ilaçlar nedeniyle, ateşinin çıktığını, derisinin dökülüp, vücudunun şiştiğini ileri süren 26 yaşındaki Sultan Akman, uzman psikiyatrist Dr. C.B. hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi.

PSİKİYATRİ SERVİSİNDE TEDAVİYE BAŞLADI

Sultan Akman, 5 yıl önce hamileyken eşinden boşanıp, Sümer Mahallesi'nde oturan annesi 56 yaşındaki Nakibe Akman'la birlikte yaşamaya başladı. Çocuğunu dünyaya getirdikten sonra psikolojik sorunları ortaya çıkan Sultan Akman, 11 Eylül 2009 tarihinde Denizli Devlet Hastanesi'ne giderek, ruh ve sinir hastalıkları uzmanı psikiyatrist C.B.'ye tedavi oldu. Dr. C.B., Akman'a sakinleştirici 2 ilaç yazıp, yatarak tedavisine başladı. Akman, 15 gün sonra hastaneden çıkartılarak, tedavisine evinde devam edildi.

YÜKSEK DOZDA İLAÇ YÜZÜNDEN

2 ilaçtan da 2 ay boyunda günde birer tablet alan Akman'ın yüz ve vücudunun çeşitli yerlerinde, bir süre sonra şişme, derisinde dökülme ve yüksek ateş meydana geldi. Alınan kan örneklerinin incelenmesi sonucu yüksek dozda ilaç verildiğinin belirlendiğini ileri süren Akman, 19 Kasım'da Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildi. Buradaki tedavi sonucu, Akman'ın vücudundaki şişlikler indi, derilerindeki dökülme önlendi. Ağız kısmındaki yaralar ise tam olarak henüz iyileşmediği Akman'ın tedavisi sürüyor.

Taburcu olur olmaz, kendisine yüksek dozda ilaç verdiğini iddia ettiği Dr. C.B.'den şikayetçi olacağını belirten Akman, “Psikolojik sorunlarımın tedavisini yaptırmak isterken, az daha canımdan oluyordum. Bunun sorumlusu cezasız kalmamalı” dedi

KONTROLLERİNE ZAMANINDA GELMEDİ İDDİASI

Psikiyatrist Dr. C.B. ise hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, “Hastanın sürekli kontrol altında tutulması gerekiyordu. İlaçları kullanmaya başladıktan sonra, kontrollerine zamanın da gelmedi. Her ilacın yan etkileri vardır. İlaçların dozunu daha sonra düşürdük ama hasta kendine iyi bakmadı. Kusurum olduğunu düşünmüyorum” diye konuştu.