BIST 9.550
DOLAR 34,53
EURO 36,21
ALTIN 2.966,05
HABER /  GÜNCEL

15 Kasım 2011 Basın Özeti

Krizden çıkartılan iki farklı ders: Merkel ve Cameron'ın farklı AB vizyonu; İtalya'nın yeni lideri erken seçim beklentisini geri çevirdi; Almanya'da yakalanan aşırı sağcılar gizli servis için mi çalışıyordu?; Suriye üzerinde giderek artan baskılar.

Abone ol

AB'yi kurtarmak

Times'ın ön sayfasında, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Avrupa ekonomisinin İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana bu kadar bir zor bir dönemden geçmediği yorumu var.

Daily Telegraph, İngiltere Başbakanı David Cameron'ın bu zor döneme sunduğu reçeteyi baş sayfasına çekiyor. Cameron, ''Reforma gidilmezse Avrupa Birliği'nin geleceği tehlikede'' diyor.

David Cameron'ın önerisi, ulusal hükümetler arasındaki bağların daha gevşek çizildiği bir Avrupa Birliği.

Guardian, Başbakan Cameron'ın ''Euro bölgesindeki kriz Avrupa Birliği'ni yeniden şekillendirmek için İngiltere'ye bir fırsat sunuyor.'' sözlerine dikkat çekiyor.

Fakat Financial Times'ın manşetinde, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in buna taban tabana zıt önerisine yer verilmiş. Merkel, Avrupa'yı zor günlerinden çıkarmak için siyasi birliğin daha da pekiştirilmesini istiyor.

Farklı vizyonlar

Financial Times, ''Avrupa Birliği bütçesinin azaltılması ve Brüksel'e devredilmiş bazı yetkilerin tekrar ulusal hükümetlere geri verilmesini talep eden David Cameron'ın vizyonuyla Angela Merkel'in vizyonu arasındaki çelişkiye'' işaret ediyor.

Euro bölgesi krizinde gözler şu sıralarda en çok yeni bir başbakanla kendini borç yükünün altından çıkarmaya çalışan İtalya'da.

Independent, başbakanlığa atanan teknokrat lider Mario Monti'nin bir ulusal birlik hükümetini en kısa sürede oluşturmak için zamana karşı yarıştığını bildiriyor.

Financial Times'ın satırlarında ise, 2013 yılında planlanan bir sonraki genel seçimlere kadar iktidarda kalmayı hedeflediğini söyleyen Mario Monti'nin, erken seçimden yana olduğunu belirten eski Başbakan Silvio Berlusconi'nin bu talebini geri çevirdiğini okuyoruz.

Monti'nin zorlu sınavı

İktisatçı ve Avrupa Komisyonu'nun eski üyesi Monti, borç yükünün altından kalkabilmek için İtalyanların ''fedakarlıklar'' yapmak zorunda kalacağı uyarısında bulunuyor.

İtalyan parlamentosu geçtiğimiz günlerde kemer sıkma önlemlerine onay vermiş olsa da, ülkenin borçlanma maliyeti hala rekor düzeylerde seyrediyor.

Kilit önemdeki ekonomik reformları hayata geçirdikten sonra erken seçimlere gidebileceği yönündeki beklentileri bertaraf eden Mario Monti, ''Parlamento istediği zaman güven oylamasına giderek bir hükümeti düşürme hakkına sahiptir. Ama İtalya'da bir sonraki seçimler için 2013'ün öncesinde bir tarih belirlersek, kuracağımız hükümetin inandırıcılığına zarar vermiş oluruz.'' diyor.

Financial Times, ekonomi profesörü Monti'yi zorlu bir sınavın beklediğine dikkat çekerek, üçüncü çeyrekte yüzde 0 büyüyen ve son çeyrekte ise yüzde 0,2 küçülmesi beklenen İtalya'nın ikinci bir resesyonun eşiğini aşmış olabileceğini yazıyor.

Gizli servis bağlantısı?

Independent gazetesinde, Almanya'da ortaya çıkartılan neo-Nazi cinayetlerinin kamuoyunda yarattığı şok ardından, aşırı sağcı örgütün Alman gizli servisiyle bağları olduğu iddiasının gündeme düştüğünü bildiriyor.

Alman yetkililer, ortaya çıkardıkları aşırı sağcı 'Nasyonal Sosyalist Yeraltı' adlı örgütün, çoğu Türk en az 10 kişinin öldürülmesinin yanısıra, Köln'de bir bombalı saldırıdan ve banka soygunlarından sorumlu olduğunu düşünüyor.

Cinayete kurban gidenlerin dokuzu, ağırlıklı olarak Türklerden oluşan azınlık üyeleri. Onuncu kurbanın ise Alman bir polis memuru kadın olduğu açıklandı.

Öldürülenler genelde kebapçı dükkanı işlettiği için Alman medyasında kebapçı cinayetleri olarak anılan saldırıların sorumluluları on yılı aşkın süredir faaliyet gösteriyordu.

Euro bölgesindeki krizi bile manşetlerden düşüren gelişme hakkında Almanya Başbakanı Angela Merkel, ''Aşırı sağın yol açtığı bu terör, ülkemiz adına utanç verici.'' dedi.

Bild'e sızan bilgiler

İki şüpheli göz altına alınırken, diğer iki zanlı ise ele geçirileceklerini anlayınca intihar etti.

Berlin'de hükümet, tam kapsamlı soruşturma sözü vererek herşeyin aydınlatılacağını ve cinayetlerin neden engellenemediğinin araştırılacağını söylüyor.

Independent gazetesi, Alman İçişleri Bakanı Hans Peter Friedrich'in şu ana kadarki incelemelerinde gizli hücrenin herhangi bir üyesinin Alman istihbaratı için çalıştığı yönünde bir bulguya rastlamadıkları açıklamasını aktarıyor.

Fakat Independent, Bild gazetesinde yer alan iddiaları da bildiriyor. Bild'e sızdırılan bilgilerde, şüphelilerden birinin iz bırakmamak için havaya uçurduğu kiralık dairede, Alman gizli servisiyle bağlantıya işaret eden belgelere rastlandığı ileri sürülüyor.

Suriye'ye baskı

Times, bu sabahki baş yazısına, ''Suriye ile yüzleşmek'' diye başlıyor. Gazete, Çin'in uyarısı ve Ürdün Kralı Abdullah'ın istifa çağrısının, Suriye'de Esad rejiminin yalnızlığını daha da artırdığını yazıyor.

Guardian, Suriye üzerinde baskının daha ne gibi yönlerde artabileceği konusundaki yorumunda, Esad'a başkaldıran Suriye askerlerinin Türkiye'de ve Ürdün'de kaçabilecekleri sığınma noktaları oluşturulabileceğini belirtiyor.

Ürdün Kralı Abdullah dün, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın kendi ülkesinin çıkarları açısından istifa etmesi gerektiğini söylemişti.

Guardian, bu istifa çağrısının, Arap Birliği'nin Suriye'nin üyeliğini askıya alma kararını izlediğine dikkat çekiyor.

Kral Abdullah, Esad'ın istifa etmeden önce yeni bir siyasi diyalog dönemi başlatması gerektiğini, çünkü olası halefleri arasında statükoyu değiştirecek kimsenin bulunmadığını da belirtti.

Suriye'nin komşusu Ürdün, Esad rejiminin hükümet karşıtı protestoları sert şekilde bastırmasına eleştiriler yöneltiyordu.

Muallim'den sert tepki

Suriye hükümeti ise eleştirilere ve tehditlere meydan okuyan açıklamalarda bulunuyor.

Guardian, Dışişleri Bakanı Velid el Muallim'in ülkesinin Arap Birliği üyeliğinin dondurulmasına sert tepki gösterdiğini yazıyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Muallim, Arap Birliği'nin Suriye hükümetinin muhaliflere karşı şiddet kullanması sebebiyle aldığı kararı "tehlikeli'' ve ''kışkırtıcı'' bir adım olarak değerlendirdi.

Guardian, Arap Birliği'nin kararının gayri meşru olduğunu söyleyen Muallim'in, bu adımın arkasında Amerika'nın bulunduğunu iddia ettiğini aktarıyor.

Suriyeli Bakan, Şam'ın "sağlam duruşundan" taviz vermeyeceğini ve kendisine karşı kurulan komploların başarısız olacağını söylüyor.