İngiltere'de yaşanan yağma ve kundaklama olaylarının sorumlusu kim? Polis müdahale etmekte aciz mi kaldı? Küresel ekonomik krizle İngiltere'de yaşananlar arasında nasıl bir bağlantı var?
Abone olBugün yayımlanan İngiliz gazetelerinin birinci sayfalarında ve başyazılarında öne çıkan iki konu var:
İngiltere'de geçen haftaya damga vuran isyan, yağma ve kundaklama olaylarının arından ülkede yaşanmakta olan gelişmeler ve tartışmalar ile son haftalara damgasını vuran küresel ekonomik belirsizlik.
Daily Telegraph, ülkede yaşanan şiddet olaylarına dair son gelişmeleri ilk sayfasına taşımış ve "Başbakan İngiltere'nin ahlaki çöküşüne karşı çıkıyor" başlığını atmış.
Olaylar sonrasına şüphelilerin evlerine yapılan baskınlarla toplam 2800 civarında kişinin tutuklandığının ve bunlardan bininin hâkim karşına çıktığının belirtildiği haberde, mahkemelerin aşırı sayıdaki davayı hızlı bir şekilde işleme koyabilmek için pazar mesaisi yaptığının altı çizilmiş.
Diğer tüm İngiliz gazeteleri gibi Daily Telegraph da olayların yaşandığı şehirlerden Birmingham'da dün düzenlenen anma yürüyüşünü haberleştirmiş.
"Barış Yürüyüşü" adı altında düzenlenen ve beş binden fazla kişinin katıldığı yürüyüşe, özellikle farklı etnik grupları temsil eden kanaat liderlerinin katıldığı ve dayanışma çağrısı yaptıkları belirtilmiş.
Siyasi hatlar çiziliyor
Independent gazetesi ülkede yaşananlar ardından gündeme gelen, olayların altında yatan faktörlere dair tartışmanın, İngiltere'deki siyasi tavırları belirginleştirdiğine dikkat çekmiş ve "Olaylar sonrasından siyasi hatlar çiziliyor manşetini" atmış.
Gazetenin ana haberinde, yaşanan şiddet olayları sonrasında iktidardaki Muhafazakâr Partili bakanların ve Başbakan David Cameron'un, çocuklarını disipline edemeyen aileleri ve okulları sorumlu gösterdiği, buna karşın muhalefetteki İşçi Partisi lideri Ed Miliband'in ülkedeki maddi ve siyasi güce sahip olanları suçladığı anlatılmış.
İki liderin bugün yapacakları konuşmalardaki odak noktaları arasındaki keskin tezada dikkat çekilen haberde muhalefet liderinin İngiltere'deki bankacılar ve milletvekillerinin toplumun alt sınıflarına açgözlülük, bencillik ve ahlaksızlık örnekleri oluşturduklarına dikkat çekeceği belirtilmiş.
Danışman, Amerikan polisi
Hemen tüm İngiliz gazetelerinde yer alan bir diğer "şiddet olayları sonrası gelişme" ise, iktidar partisi ile İngiliz Emniyeti arasındaki gerilimin artmakta olduğuna dair.
Başta başbakan Cameron olmak üzere iktidar partisine yakın isimlerin, yaşanan şiddet olayları sırasında polisi aciz kalmakla itham etmesine karşılık, üst düzey emniyet görevlilerinin verdikleri yanıtların sıralandığı haberlerden Guardian'da olanı, iktidar partisinin çetelerle mücadele konusunda danışmanlık hizmeti alacağını açıkladığı eski Los Angeles emniyet müdürü Bill Braton'la yapılmış bir mülakatla desteklenmiş.
Maliye bakanlarından ortak makale
2008 ekonomik krizinden bu yana en ciddi belirsizlikle karışı karşıya olan dünya ekonomisine dair önemli bir yorum yazısı, Financial Times gazetesinde yer alıyor.
İngiltere maliye bakanı George Osbourne'un Singapur, Kanada, Güney Afrika ve Avustralya maliye bakanlarıyla birlikte kaleme aldığı yazının başlığı "Küresel ekonomik toparlanma, siyasi cesaret gerektiriyor".
İçinde bulunulan mali krizin dünya çapında olması sebebiyle koordine hareket etme ihtiyacının arttığı ancak ülkelerin içinde bulundukları durumların çeşitliliği sebebiyle böylesi bir koordinasyonun güçleştiği tespitinin yapıldığı yazıda, ulusal hükümetlerin üzerinde uzlaşılması gerek ortak politikalar tartışılmış.
Buna göre kamu harcamalarının yeniden düzenlenmesi ve kısılması, güvenilir mali planlama ve bankacılık sistemlerinin oluşturulması ve emek sektöründe esnek çalışma koşullarının yaygınlaşması gibi adımlar sıralanmış.
"Dengesizliklerin azaltıması öncelikli iş"
Times gazetesi ekonomik krizden çıkış konusuna farklı bir noktadan yaklaşmış.
İngiltere'nin kuzey ve güneyi arasındaki ekonomik dengesizlik haberi üzerinden yazılan gazetenin başyazısı, ulusal ve uluslararası ölçekte var olan dengesizliklerin küresel krizden çıkışı imkânsız hale getirdiği söylenmiş.
"Siyasetçilerin bu dengesizlikleri azaltması öncelikli iştir" denilen başyazı şöyle devam etmiş: "Küresel krizin sebebi borçlanma, ancak borçlanmanın altında yatan neden ekonomik dengesizlikler.
Finansal güce sahip olmak ya da olmamak kıtalar, ülkeler ve hatta ülkeleri oluşturan bölgeler arasındaki mesafeyi gittikçe açıyor.
Eğer bu uçurumun önüne geçilmezse bizleri bekleyen yeni bir küçülme eğilimi değil çok daha derin bir finansal kriz olabilir."
"Toplumsal ve finansal olaylar arasında bağlantı var"
Guardian'ın ekonomi sayfasında gazetenin ekonomi editörü Larry Elliott tarafından yazılan makalede küresel ekonominin son kırk yıllık idaresi ile İngiltere sokaklarında yaşanan şiddet olayları arasındaki bağlantı tartışılmış.
Elliott, İngiltere'yi sarsan olaylardan çıkacak derslerin toplumsal ve finansal olaylar arasında bir bağlantı olduğu, 2008 krizine yol açan bankacılar ile İngiltere sokaklarındaki yağmacıların ortak noktasının kendilerini dizginleyememeleri olduğu ve bu gerçeklerin ısrarla göz ardı edilmek olduğunu söylemiş, ve şöyle devam etmiş:
"Ekonomik servetin paylaşımı konusunda 70lerde geçerli olan toplumsal anlaşma dağılmış durumda.
Şu an ulusal gelirin çok büyük kısmı zenginlere ve şirketlere gidiyor.
Onların altındakiler ise reel gelirleri düşerek gittikçe borca bağımlı hale gelenlerden oluşan bir sınıf.
Onların altında asgari ücretle yaşayanlar hemen altında ise işsizler var ki bunların çoğu iki ya da üçüncü kuşak işsizler.
Bu noktaya kırk yılda geldik ve buradan çıkış da bir anda olmayacak."