BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

140 kişi tam ölümü hissettiği anda mucizeyi yaşadı

Soma maden kazasında ölümlerin yanı sıra mucize kurtuluşlarda yaşandı. 140 kişi 6 saat mahsur kaldıkları faciadan son anda kurtuldu.

Abone ol

Türkiye’yi yasa boğan maden faciasında yürek burkan ölümlerin yanısıra mucizevi kurtuluşlar da yaşandı.

Baygın haldeyken kurtarılan Ali Güneşli, 140 kişiyle birlikte son anda nasıl yaşama döndüklerini anlattı. 

Kaza olduğunda onlar kömür madeninin en alt ocağındaydı. 140 kişi bir anda ölümün soğuk nefesini hissetti. Sonrasında neler yaşandığını Ali Güneşli şöyle anlattı;

-"Bizim vardiyamız bitmek üzereydi. Bir haber geldi tabi. Haber gelince bacaları boşalttık ve ana yola doğru çıktık. Anayolun yarısına kadar geldik, ama artık dumandan yürüyemiyorduk. Başka bir bacaya sığındık. Bu kaçamak adlı bacada durduk. Orada temiz hava varmış. 140 kişi falan vardık. Bu bacada saat 15.30'dan 21.30 ila 22.00'ye kadar durduk. Daha sonra kurtarıcılar geldi, artık baygın bir haldeydik, ama kendimizi biliyorduk ama hafif baygındık. Olayı tam hatırlamıyorum yarı baygın şekildeydik. Biz kömür madeninin en altındaydık bizim altımızda kimse yoktu. Allah'tan kurtulduk ama acımız büyük".


O MUCİZEYİ YAŞAYAMADI
EKMEK PARASI İÇİN GİTTİ

Mucize kurtuluşların yanında bir de ekmek parası derdine ölümü kucaklayanlar var.

SOMA'daki maden faciasında ölen maden işçisi 34 yaşındaki Kenan Avcı'nın, 4 yıl önce 900 lira ücretle geçinemeyince Zonguldak'ta çalıştığı maden ocağından ayrılıp Soma'ya gittiği belirtildi.

900 LİRA

140520141832087838605_2.jpg
Evli ve 3 çocuk babası Kenan Avcı'nın Zonguldak'a bağlı Himmetoğlu Köyü'ndeki baba ocağına ateş düştü. Oğlunun acı haberini alan Yıldız Avcı gözyaşlarına boğuldu. Emekli madenci olan babası 4 yıl önce kanserden ölen Kenan Avcı'nın, 4 yıl önce Soma'ya giderek ocakta çalışmaya başladığı belirtildi. Avcı'nın eniştesi Sadullah Yiğit, Kenan Avcı'nın 900 lira ücretle geçinemeyince Zonguldak'ta çalıştığı madenden ayrılıp Soma'ya gittiğini söyledi. Yiğit, şöyle konuştu:

"Çoluk çocuk burada geçinemediler. Verilen para ancak karnına ve servis parasına gidiyordu. Orada daha rahattı. Daha çok kazanıyordu. Bin 600 lira alıyordu. Yeni araba aldı. Daha süremeden bu hale geldi. Çoluk çocuk bayramda buraya rahat gelmek için almıştı. Dişinden tırnağından artırıp aldı arabayı. Ama buraya gelmek nasip olmadı."

ÇOCUKLARINI OKUTMAK İÇİN GİTTİ

Amcası Nazım Avcı ise, "Burada geçinemedi. Ekmek kavgası. 2 çocuğu okuyordu. Eğitim masrafları var. Onları karşılamak için mecbur gitti" dedi.

Kenan Avcı'nın cesedinin ocaktan çıkarılıp ailesine teslim edildiği ve yarın Zonguldak'ta toprağa verileceği belirtildi.

CESETLERDE DAVETİYE ARADILAR

NTV muhabirinin anlattığı çarpıcı dramda bir başka hüzünlü insan hikâyesi daha ortaya çıktı. Buna göre Hüseyin Sağlam’ın eniştesi Kemal Çoban da kayıplar arasında bulunuyordu. Çoban’ın oğlu gelecek hafta sünnet olacaktı. Sağlam ve yakınları Çoban‘ı teşhis edemediler. Nasıl teşhis edeceklerini konuşurken yürek burkan bir fikir akıllarına geldi. Kemal Çoban, oğlunun sünnetine arkadaşlarını davet etmek için ocağa gitmişti. Belki sünnet davetiyeleri cebindedir, belki oradan teşhis ederiz diye cenazelerin ceplerinde davetiye aradılar.

BİR BAŞKA MUCİZE KURTULUŞ

Yangının yaşandığı ocakta 3,5 saat boyunca yardım bekleyen madencilerden Fatih Ocay, oksijen dolu boruları dele dele zehirli gazın arasından yaşama uzandı.

Fatih Ocay, yüzlerce madenciye mezar olan ocaktan kurtulan madencilerden biri. Evli ve 2 çocuk babası olan Ocay emekliliğine sadece 5 ay kala yüz yüze geldiği faciada yaşananları şöyle anlattı:

-“Patlamadan sonra panoların kenarlarında bulunan bir kaçamağa sığındık. Bulunduğumuz alana duman sızmasını önlemek için bölüme bez ve sunta gibi ekipmanlarla perdeleme yaptık.

ÖLÜMÜ BEKLİYORDUM

Başımızda teknikerler, mühendisler ve emniyetçiler de vardı. Tek tek isimlerimizle sayımızı belirledim. 143 kişi kaçamak noktasına sıkışmıştık. Emniyetçiler perdelemenin bizi idare edeceğini ve kurtulacağımızı düşünüyorlardı.

Ancak bu perdeleme bizi sadece 3,5 saat idare etti ve bu 3,5 saatte yardımımıza kimse gelmedi. Zehirli duman ilerliyordu. İlerleyen monoksitli dumanı iyiden iyiye hissetmeye başlamıştık. Gaz maskelerimizi kaçamağa gelmek için kullanmıştık. Dolayısıyla maskelerimiz de bitmişti.

ŞEHADET GETİRİP SEVDİKLERİNİ SAYIKLIYORLARDI

Duman iyiden iyiye hissedilmeye başlayınca herkes ordan oraya kaçmaya başladı. Dua edenler, tekbir ve Kelime-i Şehadet getirenler vardı. Kimi de çocuklarının, sevgililerinin, eşlerinin ve ailelerini ismini sayıklıyordu.

Emniyetçiler içerideki gaz artınca herkesi ayak kısmına doğru yönlendirdi. Çünkü orada temiz hava olduğu söylendi. Herkes oraya doğru ilerlerken ben bir süre daha bekledim. Resmen ölümü bekliyordum. Birden aklıma istim boruları geldi. İstim borularında temiz hava vardır.

BENİ BORUCU OLMAM KURTARDI

Bende madende borucu olarak çalışıyorum. Bu boruları dele dele ilerleyebileceğimi düşündüm. Borucu olduğum için gerekli ekipmanlarım da yanımdaydı. İlk boruyu delip temiz havayı soluyarak tahliye edilen monoksitli dumanı takip ederek ilerlemeye başladım. Arkama baktığımda beni takip eden 4 arkadaşım vardı. Ben delip oksijen ihtiyacımı gördükten sonra arkamdakileri çağırıyordum. Onlar da oksijeni soluyup beni takip ettiler. Bu sırada bir arkadaşım bana doğru gelirken önüme düştü. Ne oldu diyemeden öldüğünü anladım. Bir diğeri ise birkaç metre arkamda hayatını kaybetti. Beni borucu olmam kurtardı diyebilirim. Birkaç yüz metre ilerledikten sonra kömürün ocaktan yüzeye tahliye edildiği banda ulaştık. Kendimizi banda bıraktık. Sonrasında yüzeydeydik.”

Ocay, kendisini takip etmeyip dumanın karşı yönüne doğru ilerleyen 138 kişiden ise aradan geçen yaklaşık 20 saate rağmen bir daha haber alamadığını söyledi. Ocay, “Aksi yöne gidenlerden kimseyi göremedim. Monoksitli hava ilerliyordu. Muhtemelen temiz hava onlara yarım saat yetmiştir” dedi.

Ocay, bir daha madende çalışmak istemediğini belirtirken oğlu ise “Ben artık babamın bu işi yapmasını istemiyorum” diye konuştu.

OKSİJEN TÜPÜ BULDUK

Vardiyasının bitimine 45 dakika kala göçük altında kalan Recep Gök ise olay anını korku ve panikle şöyle anlattı: “Gaz maskelerimizle bir süre idare ettik. Şans eseri oksijen tüpü bulduk. Biz patlama olduğunda aşağıda 5 kişiydik. Zemine çıktığımızda ise sadece 2 kişiydik. 3 Arkadaşımız aşağıda gözümüzün önünde can verdi. Onları kurtarmaya gitmek istedik.

Ancak emniyetçiler tehlikeli olduğu için bizi geri çevirdi. Geri çevirmeseler büyük ihtimalle biz de ölecektik. Şimdi arkadaşlarımızı son yolculuklarına uğurlayacağız.”

SERSERİLER PAŞA İÇİN MADENDEYDİ

Somadaki madende işçiler üç vardiyada çalışıyordu. Vardiyalara kendi aralarında isim veren işçiler sabah 08.00 ile akşam 16.00 arasındaki vardiyaya “Gündüz Vardiyası”, akşam 16.00 gece 00.00 saatleri arasında olan vardiyaya “Paşa Vardiyası”, gece 00.00 ile sabah 08.00 arasındaki vardiyaya ise “Serseri Vardiyası”diyorlardı.

BİR AN BİLE DÜŞÜNMEDİK

Patlama gündüz vardiyasının bitimine 45 dakika kala olduğu için “Paşa Vardiyası”nda çalışan bazı işçiler de vardiya değişimi için madenin içindeydi. Gece sokakta ancak serserilerin olacağından hareketle ‘serseri’ adını verdikleri vardiyada arkadaşlarını kurtarmak için canlarını dişlerine takan madenciler, Milliyet’e konuştu. Serseri vardiyasında görevli olduğunu söyleyen Hasan G. isimli madenci, “Arkadaşlarımız için bir an bile düşünmeden aşağı indik. Kendimiz çalışıyoruz, kendimiz ölüyoruz, ölülerimizi kendimiz kurtarıyoruz. Madenin S panosunda 60 arkadaşımızın olduğunu öğrendik. Ancak birçoğu için geç kaldık” dedi.