İngiliz Independent gazetesi Suriye'deki iç savaş nedeniyle Ermenistan'a kaçan Ermenilerden bazılarının görüşlerine yer verdi. Financial Times ise "Sünni birlik Suriyeli isyancıları cesaretlendirdi" diyor.
Abone olİngiliz Independent gazetesi bugünkü sayısında Suriye'deki iç savaş nedeniyle Ermenistan'a kaçan Ermenilerden bazılarının görüşlerine yer veriyor.
Ermenistan'ın başkenti Erivan'a giden Independent muhabiri Andrew Connely, haberine Suriye'nin Halep kentinden kaçan ve mesleği mücevhercilik olan Hovig Ashjian'ın şu sözleriyle başlıyor:
"Buraya herşeyi bırakarak geldim. Bir gün evimin dışında tankları gördüm. İnsanlar bağırıyordu. Eşime, 'Hadi, kaçsak iyi olacak' dedim."
Hovig Ashjian ve eşinin normalde 25 dakika süren havaalanına yolculuğu barikatlar yüzünden 3 saat sürmüş. Halep'ten Erivan'a son uçağı yakalamışlar.
Birleşmiş Milletler'in verilerine göre Ermenistan'a kaçan yaklaşık Suriye Ermenilerinin sayısı 15 bin civarında.
Independent'taki haberde, mültecilerin Ermenistan gibi bir ülkede iş bulmalarının zor olduğu belirtiliyor. Zira ülkede işsizlik oranı yüzde 21, ortalama maaş da ayda 200 dolar.
Ermenistan'ı birçok yönden Suriye'ye benzeten Hovig Aşçıyan ise yeni hayatıyla ilgili olarak temkinli ama aynı zamanda umutlu.
"Burası çok farklı çünkü atalarımızın topraklarındayız. Okuldayken Ararat (Ağrı) Dağı'nın resimlerini çizerdik ancak şimdi onu görebiliyoruz. Evet, Türkiye'de Ağrı Dağı ama bizim taraftan daha güzel görünüyor."
Erivan'a giden Suriye Ermenilerinin önemli bir bölümü, Kuzey Caddesi'nde yaşıyor. Independent'a konuşan Suriye Ermenilerinden Ani Balkhian da bu kişilerden biri. Halep'ten gelen kadınların kurduğu bir sivil toplum kuruluşunu yönetiyor, Suriye'den gelen mültecilere çeşitli konularda yardımcı oluyor.
Balkhian ve diğer yardım kuruluşu çalışanları bir süre önce Suriye'nin kuzeybatısındaki Ermeni kasabası Kesseb'deki aileler için yardım toplamış. Geçen yıl Mart ayında El Kaide ile bağlantılı cihatçılar kasabaya saldırmıştı.
'Buraya zorla geldik'
Independent'taki haberde şu satırlar yer alıyor:
"Kiliseler yakıldı, mezarlıklar tahrip edildi. Kesseb daha önce 1915'te Osmanlı güçlerinin katliam düzenlediği bir yerdi. Geçen yılki saldırının, doğrudan müdahil olmasalar da, Türk yetkililerin yardımıyla düzenlendiği görüşü, Ermeniler arasında yaygın şekilde dile getiriliyor. Türkiye ise bu iddiaları net bir şekilde yalanladı."
Ermenistan'a kaçan diğer Suriye Ermenileri gibi servetinin büyük bölümünü geride bırakan Ani Balkhian ise Independent'a şunları söylemiş:
"Ermeniler Suriye'de mutluydu. Şimdi ise herşey değişti. Öldürme kültürü insaların içinde artık. Bu durumda nasıl geri dönebilir, çocuklarınızı oraya yollayabilirsiniz? Bir gün anavatanımız Ermenistan'a dönmeyi hayal ederdik ancak buraya zorla geldik. Bu bizim için ikinci soykırım gibi."
'Artık farklı düşünmemiz gerek'
Independent'ın görüşlerine yer verdiği son Suriye Ermenisi ise Halep doğumlu şarkıcı Rena Derkhorenian.
Derkhorenian yaşananların yeni birşeyler inşa etmek için bir fırsat olduğunu düşünüyor ve ekliyor:
"Suriye Ermenileri ve yerel halkın daha fazla bütünleşmeleri gerek...100 yıl geçti ve artık farklı düşünmemiz gerek. Özellikle de diasporadan bu kadar fazla kişinin geri döndüğü bir dönemde, yeni birşeyler başlatmanın zamanı geldi. Birbirimize yer açmalı ve burada kalmalıyız".
'Sünni birlik Suriyeli isyancıları cesaretlendirdi'
Financial Times'ın iç sayfalarındaki haberin başlığı ise "Sünni birlik Suriye'nin isyancılarını cesaretlendirdi".
Haber gazetenin Beirut'taki muhabiri Erika Solomon ile Dubai'deki muhabiri Simeon Karr'ın imzalarını taşıyor.
Financial Times, Suriye'de muhaliflere destek veren Sünni güçlerin Şii İran'ın yükselişi karşısında birleştiklerini, isyancıların son dönemde askeri kazanımlar elde ettiğini vurguluyor.
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'daki Suriyeli bir aktivist olan Safi El Hamawi, Financial Times'a şunları söylemiş:
"Muhalifler (Suriye Devlet Başkanı Beşar) Esad'ın kendisini sıkışmış hissetmesini istiyor. Burada (Suudi Arabistan'da) hava değişti. Suudiler şimdi 'Bizim hala nüfuzumuz ve etkinliğimiz var' diyor."
Financial Times'a göre Suriye'deki iç savaşta taraflara maddi yardımın başladığı 2012'den bu yana üç ülke muhaliflere maddi destek verdi: Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar.
Gazete Suudi Arabistan'ın en büyük rakibi İran'ın son dönemde bölgede etkisini artırdığına dikkat çekiyor. Bu noktada verilen örnekler ise İran'ın Irak'ta IŞİD'e karşı mücadeleye öncülük etmesi, Suriye'de Esad'ın arkasında olması ve Yemen'de başkent Sana'yı ele geçirip ülkenin güneyine ilerleyen isyancı Şii Husilere destek vermesi.
'S.Arabistan, Türkiye ve Katar'la sorunlarını çözüyor'
Financial Times'taki haber şu satırlarla sürüyor:
"İran'ın bölgede artan etkisinden ve nükleer anlaşmanın imzalanması halinde uluslararası toplum nezdinde yeniden itibar kazanma ihtimali Suudi Arabistan'ı telaşlandırdı. Ülke, Kral Selman yönetiminde Sünni ülkelerle özellikle de Türkiye ve Katar'la sorunlarını çözüyor."
"Riyad ve Ankara'nın arası Müslüman Kardeşler'in 2011'de Arap ayaklanmalarındaki rolü nedeniyle açıktı. Türkiye ve Katar Müslüman Kardeşler ile bağlantılı grupları desteklemişlerdi. Suudi Arabistan ve müttefiki Birleşik Arap Emirlikleri ise Arap birliğini savunan grubu tehdit olarak görmüşler ve onun bölgedeki operasyonlarını baltalamak için çalışmışlardı."
Financial Times'a konuşan Beyrut merkezli Carnegie Orta Doğu Merkezi'nin direktörü Lina Khatib'e göre Suudi Arabistan artık İran'a karşı Sünni güçleri bir araya getirmek için Müslüman Kardeşler'i koruyan ülkelerle birlikte çalışmak istiyor.
Gazeteye göre Suudi Arabistan'da geçmişte, farklı prensler Suriye'de cihatçı ya da Batı yanlısı gruplara destek vermiş, dönemin kralı Abdullah ise ABD'yi protesto edip ülkede yaşnanlarla pek ilgilenmemişti. Şimdi ise Suudi Arabistan'ta farklı sesler azalıyor. Birçok Suriyeli isyancı da,
Yemen'deki hava saldırılarının, Riyad yönetimi ve müttefiklerinin Suriye'de de daha aktif olacaklarının sinyali olarak görüyor.
Muhalifler geçen ay ülkenin kuzeyinde İdlib kentini ele geçirmişlerdi. Suriye'nin güneyinde ise Hizbullah saldırısını püskürtüp, gözlerini başkent Şam'a 100 kilometre uzaktaki Dera kentine dikmişlerdi.
'Muhalifler iki cephede ilerliyor'
Financial Times'taki haberden bazı satırlar şöyle:
"Devrimin başlangıcından bu yana muhalifler ilk kez aynı anda Suriye'nin hem kuzeyinde hem güneyinde ilerliyor. Muhalifleri destekleyenlerin iki operasyon merkezi, ki bunların biri Türkiye'de Ankara ve Doha, diğeri Ürdün'de Suudi Arabistan ve Batılı müttefiklerince kullanılıyor, eşgüdüm içinde çalışıyor gibi görünüyor.
Gazetedeki haber iki Suriyeli aktivistin şu yorumlarıyla noktalanıyor:
Safi El Hamawi: Esad hala hava gücü ile ya da özgürleştirdiğimiz bölgeleri bombalayıp zaferlerimizi ortadan kaldırarak birçok muharabe kazanıyor. Eğer dış güçler uçaksavar füzeleri gönderselerdi, askeri açıdan zafer kazanacağımızı bilirdik.
Tarık Abdelhak: Suriye'de artık hiçbir grubun kendisiyle ilgili kararları almasına izin verilmiyor. Bu, ülkemizi yok edecek.