BIST 9.673
DOLAR 35,15
EURO 36,57
ALTIN 2.957,64
HABER /  DÜNYA

14 Ağaç için 150 milyon lira zarar verdiler

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Gezi Parkı olaylarına ilişkin açıklamasında, “14 ağaç için 150 milyon TL zarar verdiler" dedi.<br/>Milli...

Abone ol

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Gezi Parkı olaylarına ilişkin açıklamasında, “14 ağaç için 150 milyon TL zarar verdiler" dedi.
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, AK Parti Sivas İl Teşkilatının düzenlediği, Ağustos ayı İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı. Toplantıda Gezi Parkı olaylarını değerlendiren Bakan Yılmaz, “Değişim ve dönüşüm hem ülkemizde, hem de bölgemizde çarpıcı bir şekilde devam etmektedir. Ülkemizde bu süreç içerisinde yaşanan Gezi Parkı Olayları ülke gündemimizin önemli bir kısmını aldı. Mazlum ve haklı bir görünebilecek bir çevre duyarlılığı bahane edilerek iktidardan rahatsız olan kesimlerin demokrasi ile iktidara gelemeyecek olan kesimlerin iktidarı götürme çabası içinde tırmandırdığı olaylardır. O dönemde verilen mesajların biri şu ‘Arkadaşlar hükümeti bugün düşürdük, düşürdük yoksa bir daha kuyruğumuzu dikemeyiz’. Bir başkası, ‘Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş sen hala anlamadın mı hadi gel’ eğer sadece Gezi Parkı olsaydı bir İstanbul’da olurdu. Ama Türkiye’nin hemen hemen bütün illerinde birkaç il istisna bütün illerinde oldu. Dolayısıyla Gezi Parkı’nın ötesine geçtiğini biz buradan görüyoruz. Terörle, ekonomik kriz ile netice alınamayacağını görenler çünkü şimdiye kadar bunu bahane ederlerdi. Bakın kardeş kanı dökülüyor, terörü kim durduracak, durduran yok mu? , ekonomide mutfaklar yanıyor, bu mutfaktaki yangını söndürecek kimse yok mu? Enflasyon nereye gitti, herkes aç, herkes yoksul, herkes gariban dolayısıyla yeni bir arayış arandı ama terörle Allah’a hamdolsun geri iletildi. Artık kimse ekonomiden bahsetmiyor, yüzde 30, yüzde 100 faizlerden kimse bahsetmiyor dolayısıyla bunlardan hükümeti götüremiyenler ülkemizin milli birlik ve beraberlik ruhunu tahrip etmek istediler darbe vurmak istediler. Başka bir yerden ülkemize darbe vurmak istediler” dedi.
"14 tane ağacı bahane edip 150 milyon TL zarar verdiler" diyen Bakan Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sivil araçları, polis araçlarını, belediye otobüslerini, durakları, kaldırımları tahrip ettiler verdikleri zararla en az 15 milyon ağaç dikilebilirdi. Liderimiz üzerinden kaleyi fethetmek surdan gedik açmak istediler. Vatandaş meselenin ne olduğunun farkında Gezi Parkı olayları halkımızın daha da bilinçlendirdi. Eskinin tam ölmediğini, yeninin ise tam dolmadığının farkına vardı. Yıkmak, kırıştırmak kolay yapmak, yönetmek zordur. Biz zora talip olduk problemler sandalı içinde olan bir ülkemiz var biri bile ülkemizi karıştırmaya yeter buda bizim daha çok çalışmamızı daha çok uyanık olmamızı gerektirir. Ülkemiz üzerinde gizli, açık, kapalı bir nifak var üzerimizde ki olan şey bizlerden önceki nesillerin bize emanetidir aldığımız bu emaneti bizden sonraki evlatlarımıza, torunlarımıza bizden daha iyi bir şekilde teslim etmek bizim boynumuzun borcudur. Gezi olaylarında hukuk devleti gereği olarak hukuk ne derse ve müteakibinde halkımız ne derse o olacak ve sonucuna göre davranacağız. Biz kendimize bakacağız biz doğru yolda, doğru istikamette olduktan sonra kimse bize zarar veremez.”
Suriye ve Mısır’da yaşanan olayları değerlendiren Bakan Yılmaz, “Bugün gerek Suriye’de gerek Mısır’da olanlar karşısında herkes sınavda doğuda, batıda her şeyin hesabını bu dünyada görüleceğini sananlar bu dünyadaki geçici zaferleri her şeyin üstünde görenler bütün ömrünün sadece bu dünyada olduğunu düşünenler ilkelerini bir kenara bıraktılar. Onlar kısa bir süre içerisinde galip gelmeyi her şeyden değerli gördüler onlar hesap gününü düşünmediler. Mısır’da olana darbe diyemediler binlerce masumun gerek Mısır’da gerek Suriye’de öldürülmesine katliam da diyemediler. Gözleri var bakarlar görmezler dilleri var konuşamazlar bunlar gerçekte kaybedenlerdir gerçek galip gelenler yıldızların rabbi olan Allah’ giden yol üzerinde olanlardır Allah’ta başka galip yoktur diyebilenlerdir. Bugünde ne Mısır’daki darbeye sessiz kalanlar unutulur ne de Mısır’daki halkın iradesine saygın duyulsun diyenler unutulur. Ne Suriye’de ki katliama sessiz kalanlar unutulur ne de Suriye davasını haklı davasının yanında olanlar unutulur. Biri şerle anılır biri hayırla anılır. Bugün kaybeden tarafta olsa dair kimse mahsur değil bugünde olsa aynı yolu doğruyu ve tarafı seçer. Yıllardır dünyaya hak hukuk demokrasi insan hakkı dersi verenler bu değerlerin muhatabının, bu coğrafyadaki insanımız olduğunu Mısır ve Suriye imtihanının önlerini konulduğunda üç maymunu oynadığını sadece biz değil tüm dünya gördü. Batının değerler sistemi bizzat batı tarafından yok edildi batı değersiz kaldı. Batı güya doğrulmayı reddetti oluşturduğu her şeyi doğrulmaz yaptı. Sorgulatmadı yargılatmadı kendi değerlerini kendisi sorguladı. Özgürleşeceğim diye yola çıktı korkularına esir olunca tüm değerlerini bir kalemde sildi bu andan sonra değersiz onları yaşayan ölülerdir. Yaşayan ölülerden olmaktansa Allah yolunun yalnız divanesi olarak kalmayı tercih ederiz" diye konuştu.
Batının gerçek yüzünün ortaya çıktığını ifade eden Bakan Yılmaz, “Birkaç yıl önce bir Arap Baharı’ndan bir değişim rüzgarından bir yenilik ve devrimden söz ediliyordu. Artık orada bir kış var, bir bora var, bir fırtına var. Asıl devrim ancak bu yıl yaşandı bu devrim ruhlarda ve zihinlerde yaşanan bir devrim batının gerçek yüzünün görüldüğü bir devrim oldu. Mısır’da demokrasi değerleri katran altında ezilirken nasıl sessiz kalındı hatta destek verildiği de görülerekten gerçek devrim zihinlerde oluştu. Biz ise değerleri esas alan solmaz ve pörsümez şahsiyetli bir duruş politika izlemeyi tercih ettik” dedi.
Suriye konusunda tarafsız kalamayacaklarını kaydeden Bakan Yılmaz, “Biz Suriye’de bugün Beşar ile her türlü zulme uğratılan Suriye halkı arasında tarafız kalamayız. Selçuklu ve Osmanlı’nın varisleri olan bu millete böylesi bir tarafsızlık özde zalimden yana olma anlamını taşıdığını bilir kurda merhametinden kuzuya zulüm olduğunu bizim milletimizde anlar. Ancak şahsiyetli olmanın bağımsızlığın, dürüstlüğün, ilkeli ve tutarlı olmanın bir bedeli vardır. Bu bedel bazen saldırıların odağı haline gelmek olabilir, bazen yalnızlık olabilir, bazen tuzaklarla karşı karşıya gelmek olabilir eğer bağımsız olmanın bir bedeli olmasaydı bağımsızlık herkes için çok kolay kazanılan bir değer olurdu ve kıymeti bilinmezdi. Bağımsız olmanın bedelini göze alamazsanız ya bedenen ya da ruhen köleler haline geliriz” ifadelerini kullandı.
"Türkiye’yi çağdaş uygarlar seviyesinin üzerine yükseltmek istiyoruz" diyen Bakan Yılmaz, “Eğer bugün güçlü bir savunma sanayimizin, güçlü bir ordumuzun olmasını istiyor ve bunun için çaba sabrediyorsak bunun nedeni aziz milletimizin kimliğini ve bağımsızlığını her şeyden çok önemsiyor olmamızdır. Temel amacımız milletimizi bedenen ve ruhen başkasının kölesi haline getirilmesine engel olmaktır. Bunun milli birlik ve beraberlik ruhu içinde güçlü devletin özgür ve zengin milletiyle kucaklaşmasından geçtiğini biliyoruz. Tıpkı Mısır darbesi gibi, Gezi Parkı olaylarının ardında da kimin ya da kimlerin olduğunu feraset ve basiret sahibi olan milletimiz biliyor ve anlıyor. Başbakanımız Gezi Parkı Olaylarında bulunanları dinledi. Bunlar neyi istemediler yeni otoyolu istemediler, yeni köprüyü istemediler, yeni havaalanını istemediler, Kanal İstanbul’u istemediler, Topçu Kışlası’nın istemediler, nükleer santrali istemediler. Termik santrali istemediler bunlardan vazgeçen bir Türkiye 21’inci yüzyılı Türkiye’nin asrı yapabilir mi? Çağdaş medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak istiyoruz bunlardan vazgeçersek bu hedeflerimize ulaşabilir miyiz” dedi.
Çöken ekonominin kimseye faydası olmadığını ifade eden Bakan Yılmaz, “Birlik ve beraberliğimizi her halükarda sürdürmemiz aynı gemide olduğumuzun unutulmaması gerekiyor. Bazıları kaptana zarar vermek için gemiyi batırmak istiyor gemi batınca kendisinin de batacağını yok olacağını idrak edememektedir. Sırf iktidara zarar vermek için ülkenin en azından ekonomisinin çökmesini isteyenler var. O süreç içerisinde görüldü bunlar herkes şu kadar süre alışveriş yapmazsa ekonomi çöken diyenler, çöken ekonomi Türkiye’nin ekonomisi, çöken ekonomi milletimizin ekonomisi senin eline ne geçer. Bize düşen insanlara fırsat vermemek bunu da daima milli birlik ve beraberliğimiz daima canlı tutarak yapabiliriz. Sabırla gayretle çalışacağız birbirine hakkı ve sabrı tavsiye edenlerin kurtuluşa erenler olduğunu bilerek her günü bir önceki günden daha iyi kılabilmek için var gücümüzde çalışacağız” dedi.
(İHA)