BIST 10.125
DOLAR 34,96
EURO 36,81
ALTIN 2.981,87

13 yaşında beyin pili takılan Pelin Köroğlu 16 yıldır böyle yaşıyor

13 yaşında beyin pili takılan Pelin Köroğlu 16 yıldır böyle yaşıyor

Pelin Köroğlu'nun, 13 yaşından bu yana tam 6 kez pili değiştirildi. Türkiye’de beyin pili takılan ilk çocuk hasta olan Pelin’e, ailesi ve arkadaşları da ‘pilli bebek’ diye hitap ediyor.

13 yaşında beyin pili takılan Pelin Köroğlu 16 yıldır böyle yaşıyor

Henüz 11 yaşındayken soğuk algınlığı ve sinüzite bağlı olarak beyninde apse gelişen Pelin Köroğlu (28), 2003 yılında iki kez beyin ameliyatı geçirdi. Apsesi temizlendi ama beynindeki hasar nedeniyle sol tarafında şiddetli titreme ve kasılmalar başladı. Sol eliyle bardak dahi tutamayan, uyurken kolunu bacaklarının arasına sıkıştırmak zorunda kalan Pelin’e ilaçlar da fayda etmeyince 2 yıl sonra beyin pili takıldı. O günden bu yana tam 6 kez pili değiştirilen Pelin Köroğlu, dördüncü pilini hatıra olarak saklıyor. Türkiye’de beyin pili takılan ilk çocuk hasta olan Pelin’e, ailesi ve arkadaşları da ‘pilli bebek’ diye hitap ediyor.

13 yaşında beyin pili takılan Pelin Köroğlu 16 yıldır böyle yaşıyor

Sabancı Üniversitesi’nde Toplumsal Duyarlılık Projesfi ekibinde çalışan ve aynı zamanda gezi ve yemek üzerine blogger’lık yapan 28 yaşındaki Pelin Köroğlu’nun hayatı, 9 Mart 2003’de aniden ateşlenmesiyle alt üst oldu. Henüz 11 yaşındaydı ve o kadar şiddetli bir baş ağrısı çekiyordu ki ailesi acile götürdü. Ertesi sabah beyninde apse oluştuğu anlaşıldı. Acilen ameliyata alındı ve apse boşaltıldı. Birkaç gün sonra ikinci kez ameliyat edildi.

13 yaşında beyin pili takılan Pelin Köroğlu 16 yıldır böyle yaşıyor

Soğuk algınlığı ve sinüzite bağlı gelişen beyin apsesini atlatsa da kısa bir süre sonra sol tarafında istemsiz kasılma ve aşırı titremeler baş gösterdi. Yaşı çok küçük olduğu için fizik tedavi ve ilaçlarla tedavi sağlanmaya çalışıldı. Ancak 2 yıl süren ilaç tedavisinden hiçbir fayda görmedi.

13 yaşında beyin pili takılan Pelin Köroğlu 16 yıldır böyle yaşıyor

Pelin henüz ilköğretim öğrencisiydi ve hastalığı yüzünden tahtada ders anlatamamaya, elinde defter kalem dahi tutamamaya başlamıştı. Hatta geceleri uyurken onunla beraber yatan annesini uyandırmamak için, sol kolunu bacaklarının arasına sıkıştırmak zorunda kalıyordu.