BIST 8.664
DOLAR 34,35
EURO 37,42
ALTIN 3.022,19
HABER /  GÜNCEL

13 askerin ölümüyle ilgili şok iddialar!

Diyarbakır 14 Temmuz 2011'de 13 askerin şehit olduğu saldırıyla ilgili tanıklar inanılmaz açıklamalar yaptı...

Abone ol

Diyarbakır’ın Silvan İlçesi’nde 13 askerin şehit olduğu, 7 askerin de yaralandığı PKK saldırısında ihmalleri olduğu iddiasıyla komutanların yargılandığı davada, tanık askerler helikopterlerin geç geldiğini, askerlerin yorgun ve susuz olduğunu söyledi.

Şehit askerlerden Noyan Aydın’ın annesi Ayşe Aydın, dönemin Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ünal Karaosmanoğlu hakkında suç duyurusunda bulundu, mahkeme bu talebi daha sonra değerlendirme kararı aldı.

SALDIRIDA İHMAL İDDİASI

Diyarbakır’ın Silvan İlçesi’nde 14 Temmuz 2011 günü 13 askerin şehit olduğu, 7 askerin yaralandığı saldırıda ihmalleri bulunduğu iddiasıyla Silvan 4’üncü Taktik Jandarma Alay Komutanı Albay Mehmet Toprak, 4’üncü Taktik Jandarma Tabur Komutanı Binbaşı Milbay Şahin, 1’inci Bölük Komutanı Üsteğmen M. Emin Karayüz ve 2’nci Bölük Komutanı Üsteğmen Necmettin Erdoğan’ın tutuksuz olarak yargılanmasına Diyarbakır 7’nci Kolordu Askeri Mahkemesi’nde devam edildi.

HELİKOPTER GEÇ GELDİ

Duruşmaya tutuksuz sanıklar katılmazken, şehit askerlerden Noyan Aydın’ın annesi Ayşe Aydın, Yekta Başar’ın babası İsa Başar, Aykut Velimehmetoğlu’nun babası Beytullah Velimehmetoğlu ve avukatlar katıldı. Duruşmada çatışma sırasında bölgede bulunan 21 askerin talimatla alınan ifadeleri okundu.

Talimatla ifade veren askerlerin tümü olay yerine helikopterlerin yaklaşık 45 dakika sonra geldiğini ve askerlerin bazılarında çelik yelek olmadığını söyledi. Bazı tanık askerler çatışma sırasında Çin malı Biksi silahın tutukluk yaptığını ve teröristlerin askerlere küfür ederek teslim olmalarını istediğini söyledi.

ASKERLER YORGUN VE SUSUZDU

Saldırının tanıklarından olan asker Mücahit Gedikli talimatla verdiği ifadesinde çatışmadan yaklaşık 50 dakika sonra helikopter geldiğini ifade ederek, "Bizim mevzilendiğimiz yer daha doğru bir yer olsaydı, PKK’lıları önceden görürdük" dedi.

Tanık askerlerden Sedat Tatlıpınar ise ifadesinde Binbaşı’nın daha yüksek bir yere çıkmalarına izin vermediğini belirterek, "Bizim durduğumuz yer aşağıda kalıyordu. Çatışmadan sonra yangın çıktı. Zaten yangından önce arkadaşlar şehit olmuşlardı. Çatışmanın başlamasından 1.5 saat sonra helikopter geldi. Oysa çatışmanın ilk başladığı anda helikopter istenmişti. Çok yorgunduk ve suyumuz azalmıştı" dedi.

Saldırının tanıklarından asker Veli Kamalı ise verdiği ifadede, "Yardımlar çok geç geliyordu. Bu olayın tüm sorumluluğu zamanın Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ünal Karaosmanoğlu’dur" dedi.

ÇELİK YELEK YOKTU

Tanık Jandarma Er Mücahit Gedikli de ifadesinde, olay yerine gittiklerinde mağarada birini gördüğünü bu durumu uzman çavuşa söylediğini belirterek, uzman çavuşun olayı komutanlara bildirip bildirmediğini bilmediğini kaydetti. Bulundukları mevzideki askerlerde kask bulunduğunu ancak çelik yeleğin olmadığını anlatan Gedikli, mevzilerinin de uygun bir yerde olmadığını iddia etti.

Tanık Jandarma Er Sedat Tatlıpınar ise ifadesinde, teröristlerin telsiz konuşmalarının ikinci kısmının kendilerine bildirilmediğini ifade ederek, "Çatışma esnasında dinlendiği için botlarını çıkarmış olan Bölük Komutanı Necmettin Erdoğan, botlarını bulamayınca bir askerden botunu istedi. Eğer o gün Malabadi tepesinde mevzilenmiş olsaydık, baskın yemezdik. Teröristlerin telsiz konuşmalarının ikinci bölümünü bize anlatmadıkları için komutanların kusurlu olduğunu düşünüyorum. Bölüğümüzde acemi birliğinden yeni gelen 45 günlük askerlerde vardı, 5 aylık askerlerde" dediği bildirildi.

TERÖRİSTLER TESLİM OLUN DİYE BAĞIRDILAR

Tanık askerlerden Enes Kaya ise komutanlara yorgun olduklarını söylediklerini belirterek, "Ama bizi dinlemeyip göreve götürdüler. Hava çok sıcaktı ve yaklaşık 6 saat boyunca intikal halindeydik. Teröristler teslim olun diye bağırıyorlardı" dedi.

Tanık asker Ahmet Sürer ise durdukları yer konusunda ihmal olduğunu düşündüğünü belirtirken, helkopterlerin daha erken gelmesi gerektiğini vurguladı.

OĞLUMU KİMLERE EMANET ETMİŞİM

Tanık ifadeleri ile ilgili görüşü sorulan şehit askerlerden Noyan Aydın’ın annesi Ayşe Aydın, "Yardım neden geç geldi? Ordu neredeymiş, komutanları neredeymiş? Her şey bu kadar düzgünse teröristler mevzilere nasıl girmiş. Kaç terörist öldüğünü bize söylesinler. Biz Ankara’dan buraya 1 saatte geliyoruz. Diyarbakır’dan oraya helikopter ne kadar zamanda gidiyor? Ben oğlumu kimlere emanet etmişim?" dedi. Ayşe Noyan daha sonra suç duyurusuyla taleplerini içeren iki sayfalık dilekçeyi mahkemeye verdi.

Dilekçesinde Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı’nın neden sanık sandalyesinde olmadığını merak ettiğini belirten Ayşe Noyan, "Operasyon emrini verdiği halde o ana kuzularını yalnız bırakan Ünal Karaosmanoğlu neden sanık sandalyesinde değil. Askeri oraya gönderenin hiç suçu yok mu? Onların tuzağa düştüğünü görüp önlem almayanların hiç suçu yok mu? Başbakan tarafından görevlendirilen sivil heyetin raporlarının mahkemede okunmasını istiyoruz. Askeri bilirkişi heyetinin yanlı olduğu anlaşılmıştır. Telsizlerde orada teröristler olduğu bilinmesine rağmen zamanında müdahale edilmemiş. Olayda Hava Kuvvetleri’nden uçak kaldırılmaması bile vicdanları yaralamıştır. Oysa gösteriler için bile bir sürü uçak kaldırılmaktadır" dedi.

ŞEHİT AİLESİNE SIR MEKTUP

Şehit Aykut Velimehmetoğlu’nun babası Beytullah Velimehmetoğlu ise Ankara’da bulunan evine isimsiz bir zarf gönderildiğini belirterek, "Zarfın içinde saldırıdan bir gün önce teröristler arasında yapılan telsiz konuşması var. Konuşmada ’Avaşin’ kod adlı terörist askeriyenin operasyon emrinde belirtilen tepelere asker çıkacağını söylüyor. Bunlar telsiz konuşmaları ve bana isimsiz bir zarf içinde geldi. Bu terörist çok gizli yapılan bu operasyonu bir gün önceden nasıl biliyor? Bu konunun araştırılmasını istiyorum" dedi.

TELSİZ KONUŞMALARI ÇATIŞMA SIRASINDA YAPILMIŞ

Bunun üzerine söz alan sanık Binbaşı Milbay Şahin’in avukatı Nail Karaoğlu ise askerin bulunacağı tepelerin teöristlerce bilinmesinin başlı başına bir felaket olduğunu söyledi.

Şehit babasının verdiği evrakı inceleyen mahkeme, telsiz konuşmasının bir gün önce değil çatışma sırasında yapıldığını ve aynı evrakın mahkeme dosyasında bulunduğunu tespit etti.

Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme heyeti, Diyarbakır eski Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ünal Karaosmanoğlu hakkında suç duyurusunda bulunulması talebini mahkeme sonunda değerlendireceklerini söyledi. Mahkeme eksiklerin tamamlanması için duruşmayı erteledi.