İngiltere'nin Irak'ta giderek büyüyen insani krize karşı nasıl bir yol izleyeceği İngiltere basınında geniş yer tutuyor. Birçok gazetede İngiltere'nin IŞİD'e karşı Kürtlerin desteklenmesi yönüne baskının arttığını yazıyor.
Abone olİngiltere'nin Irak'ta giderek büyüyen insani krize karşı nasıl bir yol izleyeceği İngiltere basınında geniş yer tutuyor. Birçok gazetede İngiltere'nin eski adı IŞİD olan İslam devleti örgütüne karşı Kürtlerin desteklenmesi yönüne baskının arttığını yazıyor.
Guardian gazetesinde İngiltere Hava Kuvvetleri'nin KÜrdün'den Kürt güçlerine verilen silahları helikopterlerle taşımaya başladığı yazıyor. "İngiltere militanlarla mücadelede rolünü güçlendiriyor" başlıklı haberde, "Başbakan David Cameron üzerindeki hava saldırıları düzenlenmesi baskısı giderek artıyor. Muhafazakar kanattan Conor Burns, İslam devleti örgütünün holokost peşinde olduğunu söyledi" deniyor.
İktidar partisinin bazı üyelerinin Başbakanı eleştirmeye başladığı belirtilen haberde, "Cameron'un tatilini yarıda kesip Irak'taki durumu görüşmek üzere ülkeye dönmemesi bazı parti üyerlerini kızdırdı" deniyor.
Guardian'a bir röportaj veren Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi İstihbarat Başkanı Masrur Barzani, modern Orta Doğu'nun oluşmasında İngiltere'nin büyük payı olduğunu belirterek yaşanan sorunların çözümünde de İngiltere'nin devreye girmesini istedi ve şöyle devam etti:
"Herkes IŞİD'i hafife aldı ve şimdi de büyük bir pişmanlık yaşanıyor. Bu örgüt kendisi dışındaki her şeyi hiçe sayan bir yapıya sahip ve çok tehlikeli. Artık uluslararası bir cevap verme zamanı."
Daily Telegraph gazetesinde bir köşe yazısı kaleme alan İngiliz Albay Tim Collins ise İngiltere'nin Iraklı Kürtleri doğrudan silahlandırması gerektiğini sçylüyor.
2003 Irak harekâtında görev yapan Collins yazısında "IŞİD'in vahşiliği karşısında tüm dünya dehşete düşmüş durumda olsa da ABD dışında kimse şu ana kadar eyleme geçmedi. Dağlarda ölüm kalım mücadelesi veren insanlara su şişeleri atarak bu sorunu çözemezsiniz. ABD'nin yaptığı gibi İslam devletinin Irak ordusundan ele geçirdiği topçu bataryalarını füzelerle imha ederek bir gelişme sağlayabilirsiniz. ABD doğru olanı yaptı" diyor.
Collins'in yazısı şöyle devam ediyor:
"Şu an yapılması gereken iki şey var. İlki İslam devleti örgütüne karşı savaşan Kürt peşmergenin silahlandırılması. İkincisiyse Irak'taki Sünni aşiretlerin İslam devletine karşı ayaklanmalarını sağlamak. Kısa zaman önce Irak'ta peşmergeyle konuştuğumda bana militanların 40 - 50 ABD yapımı jiple saldırılar düzenlediklerini ve ağır makinalı tüfekler kullandıklarını söylediler. Perşmergenin elindeyse daha çok sadece Kalaşnikoflar var.Dağlarda gerilla taktikleriyle savaşmaya alışık Kürtlerin statik savunma bilkgisi de hiç yok. Acilen hem silah yardımı hem de askeri eğitim verilmesi gerekiyor."
İngiltere'nin bu görevleri üstlenebileceğini ifade eden Collins, Hava Kuvvetleri'nin de bombardımanlarda ABD uçaklarına katılması gerektiğini savunuyor.
Times gazetesinin manşentinde ise İngilizlerin olası bir Irak hava harekâtına desteğinin arttığı ifade ediliyor. "İngilizlerin çoğu teröristler tarafından tehdit edildiklerini hissediyor" başlıklı haberde, İslam devleti örgütüne karşı hava harekâtına desteğin yüzde 37'den yüzde 40'a yükseldiği belirtiliyor.
YouGov tarafından yapılan anket çalışmasında, "Radikal İslamcı terörün İngiltere'deki hayatı tehdit ettiğini düşünenlerin" oranı ise yüzde 50'nin üzerinde olarak belirtiliyor.
Geçen yıl yapılan anketlerde Suriye'de Esad rejimine karşı hava harekâtı gündeme geldiğinde halk desteğinin sadece yüzde 25'lerde olduğu da hatırlatılıyor.
Independent gazetesi ise, dünya Ezidileri lideri Mir Tahsin Beg'in oğlu Brin Tahsin ile özel bir röportajı manşetine taşıyor.
İngiltere'de bir Irak diplomatı olarak görev yapan Birn Tahsin röportajda şunları söylüyor:
"İngiltere hükümetinden Ezidilere ve Kürt peşmergeye silah yardımı yapılmasını talep ediyoruz. Ancak bu şekilde kendimizi koruyabiliriz. İslam devleti örgütünün militanları orada bir soykırıma girişti. Tüm Avrupa ülkelerinde Irak'ta can güvenliği kalmamış insanlara oturma izni vermesini talep ediyoruz."
İslam devleti örgütünün saldırıları nedeni,yle binin üzerinde kişinin hayatını kaybettiğini belirten Brin Tahsin, "Müdahale etmeden geçirdiğiniz her gün 500 kişi daha ya öldürülüyor ya da esir alınıyor. Oradaki insanların gıda ve su yardımından daha fazlasına ihtiyacı var" diye konuştu.
Financial Times gazetesi ise manşetine Rusya ve Ukrayna arasındaki 'yardım konvoyu' restleşmesini çıkardı.
Ukrayna'nın sınırdan geçişine izin vermeyeceğini belirttiği Rus konvoyu için RUsya'nın "Kızılhaç anlaş<malarına uygun" dediği belirtiliyor.
Ancak haberde Kızılhaç'ın da konvcoyla ilgili yeteri kadar bilgilendirilmediğini söylediği ifade ediliyor.
Haber şöyle devam ediyor:
"Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, Rusya'nın yaşanan insani krizi fırsat bilerek bölgeyte doğrudan müdahale etmek istediğini düşünüyor. Rusya ise konvoyun sadece insani yardım görevini yürüttüğünü söylüyor."