İngiltere basınında bugün Türkiye ve Suudi Arabistan'ın Suriyeli muhaliflerle ilişkileri, Nato-Türkiye ilişklieri ve Suriyeli yetkili Ali Memlük'ün ev hapsine atıldığına dair iddialarlarla ilgili gelişmeler öne çıkıyor.
Abone olİngiltere basınında bugün, Türkiye ve Suudi Arabistan'ın Suriyeli muhaliflerle ilişkileri, Antalya'daki Nato dışişleri bakanları toplantısı öncesi Türkiye'nin Nato ile ilişkileri ve Suriye üst düzey güvenlik yetkilisi Ali Memlük'ün ev hapsinde olduğuna dair iddialara ilişkin gelişmler öne çıkıyor.
Independent gazetesi, Türkiye ve Suudi Arabistan'ın, aralarında El Kaide bağlantılı örgütlerin de bulunduğu Suriyeli 'cihatçıları' desteklediklerini ve bu durumun Batılı hükümetleri endişelendirdiğini yazıyor.
Kim Sengupta imzalı haberde, 'Batı müttefikleri Suudi Arabistan ve Türkiye'nin, El Nusra Cephesi'ni de içeren Fetih Ordusu'na desteklerinin, Suriye'de cihatçı örgütlere silah ve para yardımı yapılmasına kesinlikle karşı çıkan ABD'nin yaklaşımına da ters düştüğü' belirtiliyor.
Haberde ilgili satırlar şöyle: "(Bu destek), ABD Başkanı Barack Obama tarafından bir yıl önce açıklanan fakat ancak geçen hafta başlayan, Washington'un Batı yanlısı muhalif savaşçıları eğitme girişimini de gölgede bırakma tehdidi yaratıyor. Mücadeleye dâhil olan savaşçıların sayısı az ve asıl önemli olan, ABD Dışişleri Bakanlığı savaşçıların rejime karşı değil IŞİD'e karşı sahaya sürülmeleri konusunda ısrarcı olması."
"Independent'a konuşan diplomatlar, yeni ortak girişimin Mart ayı başında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Riyad'da Suudi Arabistan Kralı Selman'ı ziyaretinde varılan anlaşmanın ardından geldiğini söyledi."
Haberin devamı için TIKLAYIN.
Türkiye-Nato ilişkileri
Financial Times gazetesinde bugün, Nato ülkeleri dışişleri bakanlarının yarın Antalya'da başlayacak zirvesi öncesi Türkiye'nin Nato ile işbirliğini irdelediği bir haber var.
Haberde, Türkiye'nin Batı karşıtı söylemlerinin, ülkenin Nato içindeki konumuna ilişkin gerilimleri tırmandırdığı yazıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın daha önce, ABD'nin IŞİD'e yönelik hava saldırılarında amacın 'petrol olduğu' ve 'dış güçlerin ülkesini işgal etme planları yaptığına' dair söylemleri de gerilimi tırmandıran ifadeler arasında gösteriliyor.
Financial Times, Türkiye'nin IŞİD'le mücadelede 'ayak sürüdüğü iddiaları ile Ankara'nın sınırlarından silah ve militan geçişlerini denetlemekte düzensiz olmasının' da durumu kötüleştirdiğini yazıyor.
Haber şu ifadelerle devam ediyor:
"Diplomatlar ve analistler, tüm uzlaşmazlıklara rağmen Ankara'nın perde arkasında farklılıkları daraltmak için çalıştığını söylüyor. Bu hafta toplantı için bir araya gelen Nato ortaklarının karşı karşıya olduğu soru şu: Hangi eğilim üstün gelece: kavgacı dil mi yoksa daha yakın işbirliği mi?"
Atlantic Konseyi adlı düşünce kuruşunda görevli ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, Financial Times'a şu yorumları yapıyor:
"Türk ve Amerikalı yetkililer arasında, diplomasi, savunma, hukukun uygulanması ve istihbarat konuşlarındaki diyalog görece mütemadiyen yakın ve üretken olmuştur. Yine de, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerini kesinlikle ciddiye almamak da bir hata olur… O kalbiyle konuşan bir adam ve kullanılan dil önemlidir, özellikle de demokraside."
Financial Times, Erdoğan'ın müttefiklerini kınayan söylemlerinin seçim öncesi ortam, Ankara'nın Orta Doğu'da liderlik girişimi ve Irak savaşı sonrası Batı etkisinden kayan, AB üyelik görüşmelerinin de askıya alınmasıyla, Müslüman Kardeşler gibi İslamcı hareketlerle bağ kurma amacıyla açıklanabileceğini belirtiyor ve ekliyor:
"Fakat, ülkenin jeopolitik konumu, büyük ekonomisi ve bölgede az sayıda demokrasiden biri olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Ankara ve diğer Nato devletleri arasında kalıcı bir çatlağın çok mühim olacağına dair yaygın bir mutabakat var."
Haberin ayrıntıları için .
Suriyeli yetkili Ali Memlük hakkındaki iddialar
Bugün İngiltere gazetelerinde öne çıkan bir haber de, Suriye'nin üst düzey güvenlik yetkilisi Ali Memlük'ün 'darbe planları yaptığı ve Türk istihbaratıyla irtibata geçtiği' suçlamasıyla ev hapsine atıldığı iddiaları.
Dün The Daily Telegraph'ın öne sürdüğü iddiayla ilgili Guardian gazetesinde yer alan Ian Black imzalı haberde, Lübnan basını, Arap ve Körfez ülkelerinde Memlük'ün kanser tedavisi gördüğü iddiasının da paylaşıldığı aktarılıyor ve "Beyrut'taki diplomatlar ve Suriyeli kaynaklar ev hapsi hikâyesini teyit edemediler, Batılı yetkililer ise hastanede olduğu iddiasını yalanladı" deniyor.
Haber şöyle devam ediyor: "Guardian, geçen hafta söylentiler çıktığında, Memlük'ün Şam'daki ofisinde bir misafirini bir saat süren toplantıda ağırladığını öğrendi. Suriye resmi haber ajansı Sana da birkaç gün önce Memlük'ün he zamanki gibi işinin başında olduğunda ısrar etti. Sana, Katar kanalı Al Jazeera veya Suudi kanalı El Arabiya'ya atıfta bulunup haberlerden 'Suriye'de akan kanın suç ortakları olan bazı kanalları' suçladı."
"Arap yetkililer, Memlük'ün 2005'te suikasta uğrayan Lübnan Başbakanı Refik Hariri cinayetiyle ilgili veya rejiminin üst düzey isimlerinin mali işlemleri hakkında çok fazla bilgiye sahip olduğu için hedef seçildiğini söylemişti."
"Suriyeliler ve bağımsız uzmanlar, Memlük'ün İran'la olan iyi ilişkilerini koruduğunda ve ev hapsi hikâyesinin de mantıksız olduğunda ısrar ettiler."
Gazeteye konuşan Suriye uzmanı Joshua Landis, de 'rejimin içindeki üst düzey Sünnilerin İranlılarla çalışma konusunda çekinceleri olduğu rivayetinin uydurma olduğu' görüşünde. Landis, "Tabi eğer rejim dağılmaya başlarsa, insanlar çıkış yolu arar ama bunu, darbe yapmak ve daha sonra rejim anlaşması için müzakere etmek yerine kaçarak yapmaları daha muhtemel" diyor.
Guardian'a göre Suriye'deki söylentileri, muhalif çevrelerdeki gelişmeler de besliyor.
Gazete, aylanmanın silahlı bir harekete dönüşmesine karşı çıkan muhalif Suriye Devletini Kurma Akımı lideri Luey el Hüseyin'in de Türkiye'ye kaçışını bu gelişmeler arasında gösteriyor ve Alevi olan Hüseyin'in, Batı ve Arap yanlısı İstanbul merkezli Suriye Ulusal Konseyi'nde Konsey Başkanı Halid Hoca ile ortak basın toplantısı düzenlediklerine dikkat çekiyor.
Toplantıda, Halide Hoca'nın 'Esad'la mücadele için ulusal ordu kurma' çağrısı yaptığı belirtilirken gazete haberi, eski bir çalışma arkadaşının "Alevi olmasaydı ona bu platformu vermezlerdi.
Muhalefet üstünde kapsayıcı bir planları olduğunu göstermeleri için baskı var" sözleriyle bitiriyor.
Times gazetesi ise Memlük'ün ev hapsine atıldığını destekleyen görüşlere yer veriyor.
Gazetede Tom Coghlan ve Ahmed Dawood imzalı habere göre, 'Güney Cephesi' olarak bilinen muhalif ittifaktan Issam Rayyes, "Son gelişme, evindeki korumaları değiştirdikleri ve Memlük'ün neredeyse 10 gün evi terk etmediği yönünde" dedi.
Times'ın haberinde, Batılı bir kaynağın Memlük'ün dair iddiaları doğruladığı aktarılırken, durumdan hoşnut olmayan yetkililerin kendi aralarındaki telsiz konuşmalarında, rejim içinde çatlaklar olduğuna dair kayda değer kanıtlar olduğu yazıyor. Gazete iddialara şüpheyle yaklaşanlar olduğunu da belirtiyor.