BIST 9.627
DOLAR 35,21
EURO 36,68
ALTIN 2.955,99
HABER /  GÜNCEL

12 Mart İngiltere Basın Özeti

Berkin Elvan'ın ölümünü protesto eylemleri, Times: Türkiye olası seks kasetlerine hazırlanıyor, Daily Telegraph'a göre Kırım'daki referandum sorusu: Rusya'ya şimdi mi, sonra mı katılalım ve Hollywood filmlerinde 'kadınlar yeterince temsil edilmiyor'.

Abone ol

Gezi eylemleri sırasında yaralanmasının ardından 269 gün boyunca komada kalmasından sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın ölümünü protesto için Türkiye çapında yapılan eylemler Guardian'ın dünya haberleri sayfalarında yer alıyor.

Gazetenin İstanbul Muhabiri Constanze Lech'in imzasını taşıyan haberde, dünkü eylemler ve polis müdahaleleriyle ilgili ayrıntılar veriliyor.

Haberde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun başsağlığı mesajları aktarılırken, Türk basınındaki haberlere göre Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan'ın "Benim oğlumu Allah almadı, benim oğlumu benden Tayyip Erdoğan aldı" dediği belirtiliyor.

Berkin Elvan'ın ölümüyle geçen yazki protestolarda hayatını kaybedenlerin sayısının yediye yükseldiği söyleniyor ve "bu ölümlerin en az dördünün doğrudan polis şiddetinden kaynaklandığı" vurgulanıyor. Polisin İstanbul ve ülke çapındaki eylemlerde de aşırı güç kullanmakla suçlandığı belirtiliyor.

'Berkin Elvan bir sembol'

Haberde Türk Tabipler Birliği'nin rakamlarına göre Gezi eylemlerinde polis şiddeti sonucu 8 bin kişinin yaralandığı, 104 kişinin ağır kafa yaralanmalarına maruz kaldığı, 11 kişinin de çoğunlukla plastik mermiler nedeniyle gözlerini kaybettiği söyleniyor.

Guardian İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün dün yayımladığı bir bildiride biber gazının doğrudan protestoculara doğru ateşlenmesinin uluslararası hukuku ihlal ettiğini vurguladığını söylüyor.

Örgütün bir sözcüsünün de "Berkin Elvan vakası Türkiye'nin polis şiddeti ve cezasız kalmaları sicilinin bir sembolü oldu. Bu dehşete yönelik taşan bu dev öfke aynı zamanda hükümetin Berkin Elvan'ın ölümüne ve genel olarak bu konudaki sessizliğine de karşı" dediği belirtiliyor.

"Seks kasetleri beklentisi"

Times ise dünya haberleri sayfalarında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Gülen hareketini yatak odası şantajı komplosuyla suçladığını yazıyor.

Times, "Başbakan'ın bir rakibini 'şantaj için yatak odalarına girmekle' suçlamasının ardından Türkiye kendisini hükümet üyelerini hedef alan seks olası seks kasetlerine hazırlıyor" diyor.

Gazete Erdoğan'ın Bitlis'teki seçim mitinginde yaptığı konuşmada Gülen'e seslenerek, "İnsanların mahrem telefon görüşmelerini dinleyeceksin, kaydedeceksin, şantaj yapacaksın, insanların yatak odalarını izleyeceksin, tehdit edeceksin, sonra kendine alim diyeceksin." dediğini ifade ediyor.

Haber şöyle devam ediyor;

"Daha önce de Gülen Erdoğan'ı 'tüm bir ülkenin kalkınmasını rehin tutmakla ve 'yürütmenin hegemonyasını oluşturmakla' suçlamıştı. Takipçilerin Türkiye'de polis ve yargıda derin kök salan Gülen yolsuzluk soruşturmaları ve yolsuzluklarla ilgili telefon kayıtlarının sızdırılmasıyla ilgisi olmadığını savunuyor. Ancak çoğu gözlemci iddiaları hükümetin geçen Eylül'de Gülen hareketi tarafından işletilen okulları yasadışı hale getirme planlarını duyurmasıyla patlak veren iki eski müttefik arasındaki siyasi iç savaşın bir parçası olarak değerlendiriyor."

'En titiz casusluk operasyonu'

2010'da Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal'ın skandal bir kasetin ardından istifa ettiğini hatırlatan gazete, 2011'de genel seçimlerden kısa bir süre önce MHP'li altı yetkilinin seks kasetlerinin internete sızmasından sonra istifa ettiğini belirtiyor. Haberde görüşlerine yer verilen Globel Source Partners Danışmanlık Uzmanı Atilla Yeşilada da Gülen hareketinin büyük olasılıkla "Türk tarihindeki en titiz casusluk operasyonunu kurduğunu" söylüyor.

İngiltere basını Ukrayna'nın Kırım bölgesinde yaşanan gelişmelere geniş yer ayırmaya devam ediyor. Independent, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 10 ülkenin dışişleri ve maliye bakanlarının dün Londra'da yaptıkları toplantıda Ukrayna'nın egemenliğinin ihlalinde rol oynayan onlarca üst düzey Rus yetkiliyi hedef alan ambargoları onayladığını yazıyor.

Gazete İngiliz kaynaklarına dayandırdığı haberinde ambargoların Kırım'da bu Pazar günü yapılması planlanan Rusya'ya katılım referandumu öncesinde yürürlüğe girmesinin beklendiğini söylüyor.

'Rusya'ya şimdi mi sonra mı katılalım?'

Daily Telegraph ise referandumda seçmenlere sorulacak soruyu haberleştirmiş.

Habere göre referandumda sadece özetle "Rusya'ya şimdi mi, sonra mı katılmak istiyorsunuz?" diye sorulacak ve "Statükonun devamından yana mısınız?" diye bir soru yok.

Haberde Kırım Parlamentosu tarafından bastırılan oy pusulasında seçmenlere iki seçenek sunulacağı belirtiliyor. Seçeneklerden biri Rusya'yla birleşme, diğeriyse 1992 anayasasının uygulamaya girmesi. Bu anayasa da Kırım Parlamentosuna Rusya'ya katılım oylaması yapma yetkisi veriyor.

Financial Times da başyazılarından birinde savunma bütçelerinde kesintiler yapan Avrupa ülkelerini uyarıyor. Dikkat çeken satırlar şöyle;

"NATO üyeleri Rus saldırganlığı Ukrayna'nın da ötesine, örneğin üç Baltık ülkesine uzanırsa anlaşma çerçevesinde harekete geçmek zorunda. Böyle bir şey olursa ABD NATO Anlaşması'nın 5. maddesi uyarınca yardıma gelmek durumunda. Ancak Avrupalı liderler ittifakın güvenilirliğine tam bir bağlılık göstermeli. Bu ABD'ye bu ülkenin katkısının çantada keklik olmadığını göstermek demek. 2011'de dönemin ABD Savunma Bakanı Robert Gates, 'Giderek kıymetli bir hale gelen fonları kendi savunmaları konusunda ciddi ve muktedir olmak istemiyor gibi görünen ortakların yerine harcamak" konusundaki iştahının giderek azaldığını söylemişti. Kırım'dan sonra bu Avrupalıların görmezden gelemeyeceği bir uyarı"

Hollywood filmlerinde kadınlar

Guardian geçen yıl çekilen Hollywood filmleri üzerine yapılan bir araştırmayı haberleştirmiş. San Diego Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya göre ABD'de en çok gişe yapan 100 filmde kadınlar repliği olan rollerin sadece yüzde 30'unu oynadı. Filmlerdeki başkahramanların yüzde 15'inin kadın olduğu belirtilirken, önemli karakterlerin de yüzde 29'unun kadın olduğu belirlendi. Üstelik bu oranların 1940'lı yıllardan beri çok az değiştiği kaydediliyor.