Kürt açılımı MHP'yi fena gerdi. Bahçeli'nin '12 kötü adam' ilan ettiği aydınlar gelinen nokta için ne diyor?
Abone olKürt açılımı sancılı bir sürecin içine mi girdi?. Hükümetin MHP'ye uzattığı el havada kaldı. Kürt Çalıştayı'na katılan 12 gazeteci-yazar ve akademisyeni MHP lideri Devlet Bahçeli 'kötü adam' ilan etti.
Bahçeli'nin hedef gösterdiği kötü adamlar tansiyonu düşürme çabasında. Aydınlardan ılımlı ve sağduyu mesajlar geliyor. Sürecin baltalanmaması çağrısında bulunan gazeteciler, tarihi fırsata dikkat çekti.
Zaman'dan Habib Güler ve Hüseyin Keleş çalıştaya katıldığı için eleştirilen aydınların görüşlerini aldı.. Çözümün Meclis'te olduğunu savunan aydınlar, CHP, MHP ve DTP'nin de bu sürece dahil olması gerektiğini söylüyor.
MHP'nin bu konudaki tutumu eleştirilirken, çözümün topluma mal edilmesi için muhalefetin açılımda yer almasının önemine vurgu yapılıyor.
Prof. Dr. Doğu Ergil: Devletin Kürt açılımı çok önemli bir adım. Fakat amaçlarını tam olarak ortaya koymaları gerekiyor. Çizilecek çerçevenin parametrelerini belirtmeliler. Bu açılımın amacı sadece PKK'nın faaliyetlerinin durdurulması ise bu çok yanlış. Kürt sorununun çözümü konusundaki çalışmalar daha geniş çaplı boyutta olmalı. 12 Eylül Anayasası değiştirilmeli, Anayasa'daki yurttaşlığın tanımı artık Türkçülük olmamalı. Bireyi temel öğe alan, devletin topluma tabi olduğu bir anayasa olmalı.
Deniz Ülke Arıboğan (Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü): Ben bunun bir Kürt açılımı olarak isimlendirilmesine katılmıyorum. Nitekim sayın bakan da 'Türkiye atılımı' diye düşündü. Hatta 'büyük Türkiye atılımı' haline getirmek lazım. Ben bunu sadece Kürtlere özel bir açılım yapılıyor gibi değil ama Türkiye'nin yeni uluslararası sistemde bölgedeki büyük boşluğu dolduracak bir şekilde yeniden konumlandırmanın bir parçası olarak değerlendirilme taraftarıyım. Sistemdeki boşluğu tamamlayabilmesi için de birinci koşul sadece kendi içindeki Kürtlerle değil, bütün bölgedeki Kürtlerle çok iyi ilişki içinde olunmalı. Bu sorun slogan ve hamasetlerle çözülecek bir sorun değil. Muhatap İmralı'da değildir. DTP'nin bu noktada muhatap alınması gerektiğini düşünüyorum.
Baskın Oran (Radikal Gazetesi yazarı): Bu açılım çok olumlu. Bu açılımı AK Parti'nin yapmış olmasına şaşmıyorum. Çünkü AK Parti daha önceki iktidarların aksine milliyetçilik yapmıyor. Milliyetçi olunca hiçbir şey görünmüyor. AK Parti akıllı bir girişim başlattı. Muhatap eksikliği var. DTP ve diğer Kürt kökenli partilerden de görüşler alınmalı. MHP'nin tepkisi ise tarihî bir yanlışlık. Şimdiye kadar Devlet Bahçeli'nin yaptıklarını çok beğendim. Ama burada yanlışlık yaptı. Umarım farkına varır.
Mehmet Altan (Star Gazetesi yazarı): Türkiye'nin bu noktalara gelmesini çok önemli buluyorum. Kamuoyunun hazırlanması ve zihinlerin dönüşmesi önemli bir olay. Ancak yapılmak istenenlerin yapılamaması halinde çok ağır bir geri dönüşümü olur. Bu yüzden yapılan siyasal cesarettir. İstenilen fazla bir şey değildir. Kürt vatandaşlarımızın da Türk devletinin vatandaşı olduğunun kabulü ve bunun gereğinin yapılmasıdır. MHP'yi parlamenter demokrasideki muhalefet çizgisinin çok ötesinde hırçınlık içinde görüyorum. Bundan endişeleniyorum. Bu üslup bir muhalefet üslubu değil.
Okan Müderrisoğlu (Sabah Ankara Temsilcisi): Her türlü aykırı görüşün dinlendiği, ezber bozan fikri tartışma ortamı vardı. Tarihî bir fırsat ama provokasyon riski var. Süreç bu bakımdan iyi yönetilmeli. Sorun çözülmedikçe, Türkiye geceleri rahat uyuyamaz. Çözüme herkes katkıda bulunmalı. Söyleyeceğini söylemeli.
Muharrem Sarıkaya (Habertürk Ankara Temsilcisi): Düzeyli ve iyi bir çalışmaydı. 25 yıllık sorunun çözümünü herkes istedi. Buna, bir paket olarak değil çözüm süreci olarak bakılmalı. Parlamento birinci çözüm zemini olmalı. DTP, sürece katılmalı. MHP'nin katılımı ise çok büyük avantaj doğuracaktır.
Mehmet Metiner (Star Gazetesi yazarı): Polis Akademisi'nin bu çalıştayını iyi niyet çalışması olarak önemsiyorum. Her ne kadar aceleye gelmiş gibi görünse de iyi niyetli bir çalışma olarak değerlendiriyorum. Demokratik bir diyaloğun ve müzakere sürecinin önü açıldı. Hiçbir şekilde çözüm paketi yok demek yanlış. Kürt sorunu bir Türkiye sorunudur. Dolayısıyla muhatap bütün bir milletin kendisidir. Ama dağdakilerin indirilmesi için elbette ki Öcalan çok önemli bir aktördür. Öcalan'dan geldi diye bir önyargıya kapılmamalıyız. Tünelin ucunda ışık göründü, çözüme çok yaklaştık.
Cengiz Çandar (Radikal Gazetesi yazarı): Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'Kürt sorunu' sözcüklerini telaffuz eden ilk başbakan. Ancak, bölge insanı aldanmaya, ülke yöneticileri tarafından aldatılmaya o kadar alıştı ki, bir süre daha bir şey çıkmazsa Erdoğan'a da güven kaybolur. O nedenle harekete geçilmesi gerekir. "Kürt açılımı"nın harekete geçmesinin, ülkenin yeterliden de öteye, büyük kesiminde, ülkenin tüm diri çevrelerinde güçlü destek elde edeceği kesindir. "Kürt sorunu" ile "Kürt açılımı" arasında 4 yıllık koca parantez içinde, sorunun çözümü doğrultusunda açılım sayılabilecek en anlamlı hamle bu yılbaşında TRT-6'nın yayınıyla gerçekleşti.
Mehmet Kartal (Eski CHP Van Milletvekili): Bugün çok gecikmiş de olsa mevcut hükümetin çok makul ölçülerde değerlendirdiği, topluma kazandırılabilecek, toplumun kabulleneceği, sorun olmaktan çıkarıp ülke yararına daha faydalı sonuçlar doğurması için çok iyi bir teşebbüs, iyi bir fırsattır. Bunu CHP'nin de MHP'nin de desteklemesi gerekir. Sorumsuz muhalefet anlayışının terk edilmesi gerekir. Mevcut yasaklar, askerî darbeler ülkeyi bu duruma getirdi. Bugün bu bir şanstır. Hükümet iyi bir yaklaşımdadır. PKK'nın da mutlak suretle tasfiye edilmesi gerekir, silahı bırakması gerekir. Bu ülke hepimize fazlasıyla yeter