Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 12 Eylülle ilgili soruşturması devam ederken Zonguldak Cumhuriyet Savcılığı da ek soruşturma başlattı.
Abone olSoruşturmada darbeciler, işkence yerleri ve işkence kayıtları tespit ediliyor.
Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na Türkiye genelinde 1978 kuşağındaki yaklaşık 3 bin 500 kişinin 12 Eylül 1980 darbesi ve ortakları hakkındaki suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturma tamamlanırken, Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ise ikinci bir soruşturma başlatıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturmada ifadesi alınan Çetin Yılmaz, Zonguldak'ta işkence gördüğünü ileri sürerek, 6'sı polis, amir ve müdürü, 2'si komutan, 1'i savcı olmak üzere dönemin toplam 9 idareci veyöneticilerinden şikayetçi oldu.
YEREL YÖNETİCİLERDEN ŞİKAYETÇİ
Darbe döneminin yerel yöneticilerinden şikayetçi olan ilk kişi sıfatını taşıyan Yılmaz, Ankara'da başlayan soruşturma dosyasının Zonguldak Cumhuriyet Savcılığı'na gönderilmesi üzerine ek ifade için Zonguldak Adliyesi'ne gitti. Şikayetçi olduğu dönemin idarecilerinin isim bilgilerini veren Yılmaz, savcının işkence yerleri ve işkence kayıtları ile ilgili sorularına da cevap verdi.
Yılmaz, bundan sonraki hukuki sürecin yer tespiti ile işkence yerlerinin tespiti ile devam edeceğini söyledi.
Zonguldak Merkez'de, Ereğli ilçesinde, İzmit ve Adapazarı'nda işkence gördüğünü anlatan Yılmaz, buralardaki işkence yerlerinin tek tek tespit edileceğini vurguladı. Kendisinin öc ya da intikam alma peşinde olmadığını belirten Yılmaz, komik bulduğunu söylediği cezaevine gönderiliş gerekçesini de şöyle anlattı:
"Çok komik nedenlerden 12 ay cezaevinde yattım. Anneme elektrikli bir süpürge almıştım, taksitle. Bu şirketi, paravan örgüt şirketi yapıp yüzlerce çalışan mağdur edilmiş ve beni de şirketi örgüt adına çalıştıran kişi ilan etmişlerdi. 12 Eylül'de bu kadar komik işler yapıldı. Biz mağdurlar olarak, generallerin ve destekçilerinin, suç ortaklarının yargılanmasını ve itibarsız ilan edilmesini talep ediyoruz."
Darbe yönetiminin büyük tahribatlara yol açtığını da savunan Yılmaz, şunları söyledi:
"Darbe mağduriyeti insanların sadece cezaevinde yatması değil. Mesela benim ağabeyimin kızı, evi asker ve polisin basmasından sonra kekeme oldu. İlköğretimdeki çocuklara kadar 12 Eylül işkenceydi. Bizler belki cezaevlerinde yattık, işkence gördük ama mağdur olan halk oldu. Toplum dokusunu kaybetti. 1978 kuşağını tutuklayıp, politik yaşamdan, ekonomik yaşamdan, siyasi yaşamdan uzaklaştırmasaydılar, 1980 sonrası Özal iktidarı olmayacaktı, Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı olmayacaktı. Bülent Ecevit Başbakan olmayacaktı, Alparslan Türkeş, başbakan yardımcısı olmayacaktı. Biz olmadığımız için bu acı yaşanıyor. Yaklaşık 1.5 yıl sakat kalmıştım. Ameliyat olup, bacağımı düzelttirdim. Sorun kişisel olarak, sakat kalmam, işkence görmem değil. Bizim kuşağın tamamı işkence gördü. Bu kuşak, şu an bu ülkenin yönetimindeki her noktasında olması gereken bir kuşak. Bir kuşak devreden çıkartıldı. Bu kuşağın tamamı işkence gördü"
İADE-İ İTİBAR
Meclisteki tüm milletvekillerine çağrıda bulunan Yılmaz, darbe karşıtlığında samimi olanların darbecileri itibarsız ilan etmelerini istedi. Bugün Kenan Evren ve arkadaşları ile ilgili suç duyurusunun ardından Cumhuriyet Savcılığı'na ikinci bir ifade verdiğini anlatan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben Kenan Evren ve darbeci suç ortaklarının yanı sıra yerel suçlulardan da şikayetçi olmuştum. Bu ifadede savcı, işkence gördüğümüz yerlerin tespitini istedi."
Yılmaz, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanacak olan Kenan Evren ve arkadaşları ile yüzleşeceklerini söyleyerek, davaları takip edeceklerini ifade etti. Davanın görülmesinin bile cuntanın teşhiri anlamında önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, açıklamalarını şöyle tamamladı:
"Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Kenan Evren ve 12 Eylülcüler ile ilgili yargılama kararı aldı. Bu yargılama kararında bir sonuç çıkıp çıkmayacağını bilmiyorum. Bir sonuç çıksa da çıkmasa da, 12 Eylül'ün cuntacılığın, faşizmin teşhiri anlamında çok ciddi bir iştir. Biz bunun müdahiliyiz. Tüm 1978'liler olarak Ankara'da olacağız, yüzleşeceğiz. 12 Eylül mağdurları olarak, mecliste var olan siyasi partiler samimi iseler, 12 Eylül generallerini, iktidarını ve iş birlikçilerini itibarsız ilan etmelidirler. Mecliste var olan siyasi partiler, gerçekten darbenin devamı değilseler, tek yapmaları gereken, darbecileri itibarsız ilan etmelidirler. 1961'den günümüze kadar, darbe girişimde bulunanları, itibarsız ilan etmekten geçer darbe karşıtlığı."
Yılmaz, yaklaşık 1.5 saat boyunca savcıya ek ifade verdi. Yılmaz, ifadesinin ardından Zonguldak Adliyesi'nden ayrıldı.