BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  DÜNYA

12 Dev Adam’da yeni dönem

Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) Başkanı Turgay Demirel, Federasyon Yönetimi olarak Tanjevic’in istifasını kabul ettiklerini ve A Milli T...

Abone ol

Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) Başkanı Turgay Demirel, Federasyon Yönetimi olarak Tanjevic’in istifasını kabul ettiklerini ve A Milli Takım’da yeni bir dönemin başlayacağını açıkladı.
Abdi İpekçi Spor Salonu’nda düzenlenen basın toplantısına TBF Başkanı Turgay Demirel, Milli Takımlardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi ve A Milli Takım Menajeri Harun Erdenay, Milli Takımlar Teknik Direktörü Bogdan Tanjevic ve A Milli Takım Kaptanı Hidayet Türkoğlu’nun yanı sıra TBF Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte TBF yetkilileri ve çok sayıda medya mensubu katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Başkan Demirel, 2013 yazının pek çok bakımdan Türk basketbolu için başarıyla başladığını ve başarıyla devam ettiğini söyleyerek, “Böyle de sonuçlanmasını ümit ediyorduk. Bu basın toplantısını da bu tarihte değil, Avrupa Şampiyonası bittikten sonra düzenlemeyi ümit ediyorduk. Öncelikle A Milli Kadın Takımımızın Avrupa Şampiyonası’ndaki bronz madalyası, daha sonra Akdeniz Oyunları’nda kazanılan altın madalya ve Genç Erkek Milli Takımımızın Avrupa Şampiyonu olması bu yazın başarılarıydı. Devamında da A Milli Takımımızın sadece Dünya Şampiyonası’nda katılma hakkını elde etmesiyle değil, aynı zamanda madalya alması ile sonuçlanacak bir Avrupa Şampiyonası geçirmesi amaçlanmıştı. 2013 Avrupa Basketbol Şampiyonası’nın pek çok bakımdan anlamı vardı. Özellikle neredeyse 20 sene önce basketbola başlamış, çok önemli bir basketbol jenerasyonun katıldığı belki de son Avrupa Şampiyonası olması dolayısıyla ve bugüne kadar yurtdışında kazanamadığımız bir madalyayı, hatta altını alma hayaliyle hazırlıklara başladık. Bu süreç antrenmanların başladığı ilk günden maçların tamamlandığı son güne kadar tüm basketbolseverlerin ve kamuoyunun yakın ilgisine mazhar oldu. Çünkü basketbolun etkisi, sporun etkisi çok büyük. Biz de özellikle bu sene bütün ekip olarak ülkemizi elde edeceğimiz büyük başarıyla sevindirmek, kenetlemek ve 2010’da yaşadığımız, 2001’de yaşadığımız duyguların benzerini yaşatmak amacıyla yola çıkmıştık. Böyle büyük bir başarı hedeflediğimiz için de Temmuz ayında koçla ilgili açıklama yapmak üzere düzenlediğimiz basın toplantısında oyuncularımızı seçerken yaşlı, tecrübeli, genç; herkesin teknik kadronun radarında olacağını ve bunlar arasından seçileceğini söylemiştik. Biz Türk Milli Takımlarının son 20 yılına baktığımızda yaşanmış 2 dönemi net olarak görebiliyor ve açıklayabiliyoruz. Bunlardan bir tanesi ilk kez Dünya Şampiyonası’na katılma hakkı elde ettiğimiz 2002’ye ve hatta daha sonra ilk kez Olimpiyatlara katılmak için mücadele ettiğimiz 2003 Avrupa Şampiyonası sonuna kadar olan 10 yıllık süreç. Burada Türk Milli Takımları 10 yıllık bir aradan sonra sadece her Avrupa Şampiyonası’na katılma hakkını elde eden ve orada mücadele eden bir takım olmaktan öte final oynayan ve gümüş kazanan bir ekip haline dönüştü ve tarihinde ilk kez Dünya Şampiyonası’na katılma hakkını elde etti. 2004’ten itibaren ise yeni bir dönem başladı. Tüm önde gelen koçlarımızın, kulüplerimizin katkıları ve o dönem Milli Takımımızı yöneten hocalarımızın başarılarıyla 2003 sonuna kadar olan bu birinci dönemi tamamladık” dedi.

“TEKNİK VE İDARİ EKİBİMİZ, OYUNCULARIMIZ, HEPİMİZ BU ŞAMPİYONAYA SADECE İLK TURU GEÇMEK İÇİN DEĞİL, MADALYA ALMAYA GİTTİK”
2004 yılından itibaren Tanjevic ile anlaşarak, kendisine Milli Takımların sorumluluğunu verdiklerini hatırlatan Demirel, “Bu dönem içerisinde katıldığımız Avrupa ve Dünya Şampiyonalarından, elemelerinde başarılı da başarısız da olduğumuz yıllar oldu. 2006’da 2. kez katıldığımız Dünya Şampiyonası’nda genç bir kadroyla 6. olduk. 2010 Dünya Şampiyonası’nda ise ABD ile final oynayarak gümüş madalya kazandık. 2009 Avrupa Şampiyonası, oynadığımız basketbol ve çeyrek final maçı da dâhil olmak üzere 7 maçın 5’ini kazandığımız, 2’sini uzatmalarda ve son topta kaybettiğimiz bir şampiyonaydı. Maalesef bugün 2009 Avrupa Şampiyonası medya tarafından bugün başarısız bir şampiyona olarak gösteriliyor. Ama 2009 Avrupa ve 2010 Dünya şampiyonalarında oynanan basketbol, Türk Milli Takımları tarihinin en başarılı maçlarıydı diyebilirim. Koçumuza öncelikle 2. dönemdeki her türlü çalışma, çaba, destek ve Türk Basketbolu’na, Türk insanına olan tutkusu için herkesin huzurundan bir kere daha teşekkür etmek istiyorum. Kendisi 2010 Dünya Şampiyonası öncesinde Mart ayında çok önemli bir hastalıkla mücadele etmek zorunda kaldı. Hatta Milli Takımımızın antrenmanlarına belli bir dönem katılamadı. Fakat 6 ay öncesindeki bu olaya rağmen ‘Ben Türk halkına karşı olan sorumluluğumu yerine getirmek durumundayım’ diyerek Milli Takımın başında yine sahaya çıktı ve oynanan basketbolla hepimizi gerçekten mutlu eden bir şampiyona sonrasında, belki finalde ABD’yi de yenebilecek güce sahipken, altın madalya alabilecekken gümüşle yetindik. Ama bunların hepsinin Türk basketbol tarihine çok önemli başarılar olarak geçtiğini sadece biz değil, tüm Dünya kamuoyu söylüyor. Bu rahatsızlık sonrasında Milli Takımımızda 6 sene birlikte görev yaptığımız yardımcı antrenörümüzü başantrenörlüğe getirmiştik. 2011 Avrupa Şampiyonası’nda 2012 Olimpiyatlarına katılma hakkını elde etmek amacıyla ki en büyük hayalimiz Olimpiyatlarda yer alan hem kadın hem erkek milli takımlarına sahip olmaktı. Çünkü Olimpiyatlarına sadece 12 takım katılabiliyor ve orada Avrupa kıtasını temsil etmek gerçekten çok zor. 2011 Avrupa Şampiyonası’nın neticesinde yine burada sizlerle bir araya gelmiştik. Orada ikinci turun sonunda maalesef ilk sekize kalamayarak toplantıyı düzenlemiştik. Bugün ise düzenlediğimiz toplantı sadece 1. turun sonunda oluyor. Dolayısıyla Milli Takımımızın bu performansı benim için yine büyük hayal kırıklığı oldu. Özellikle Milli Takımımızın çalışma dönemi başladığı andan itibaren kadromuzun en güçlü kadro olması için Federasyon olarak tüm arkadaşlarımızla beraber her türlü fedakarlığı yaparak, her türlü ortamı hazırlayarak Milli takımın sahaya mümkün olan en kuvvetli kadroyla çıkmasını sağlamakla kalmadık, her zaman olduğu gibi onların çalışacağı en iyi ortamı da sağladık. Teknik ve idari ekibimiz, oyuncularımız, hepimiz bu şampiyonaya sadece ilk turu geçmek için değil, madalya almaya gittik. Buna herkesin inandığını, herkesin hedefinin bu olduğunu düşünüyorum. Bütün maçları tek tek oynayacak ve kazanacağız dememize rağmen ilk maçta Finlandiya karşısında sadece 50’li sayılar üreterek hiç beklenmedik bir mağlubiyetle turnuvaya kötü bir başlangıç yapılması ve devamında alınan arka arkaya yenilgiler bizi bugün tüm Milli Takım ekibi olarak maalesef üzgün ve hayal kırıklığı içerisinde bir toplantı yapmaya sevk etti. Fakat sporun içinde iyi ve kötü günler var. Bizim görevimiz basketbolumuzun istikrarlı bir şekilde iyi olmasını temin etmek” diye konuştu.

“YÖNETİM OLARAK SAYIN TANJEVİC’İN İSTİFASINI KABUL EDECEĞİMİZİ SİZLERE DE DUYURMAK İSTEDİM”
İlerleyen süreçte almaları gereken bir takım kararlar olduğunu bildiklerini anlatan Demirel, “Az önce bahsettiğim ikinci dönemin sona erdiğini ve Milli Takımımızın teknik yapılanmasıyla ilgili tamamen yeni bir değişikliğe gidileceğini açıklamak istiyorum. Bu nedenle yönetim olarak Sayın Tanjevic’in istifasını kabul edeceğimizi sizlere de duyurmak istedim. Kendisi sadece 2004 yılından beri Türk basketboluna değil, 51 yıldır dünya basketboluna hizmet eden, çok değerli başarılar elde etmiş, çok önemli bir basketbol adamı. Çok değerli bir insan ve benim hakikaten çok sevdiğim ve çok saydığım bir kişi. 9 Eylül 2013 tarihinde son Rusya maçından önce büyük erkek basketboluna adım atışının 51. yılı için soyunma odasında oyuncularımızla beraber bir pasta kesildi. Çünkü tam 51 yıl önce yine 9 Eylül’de 16 yaşındayken ilk defa A takım oyuncusu olarak basketbol kariyerine başlamış, 24 yaşında bırakmış ve o günden itibaren antrenör olarak pek çok büyük başarılar elde etmiş, basketbol felsefesi yerleştirmiş bir kişi. Dolayısıyla kendisine Türk ve Dünya basketboluna katkıları için çok teşekkür ediyorum. Hastalığından sonra özellikle geçen sene, ‘Oyuncuları en iyi tanıyan benim. Bu elemeleri geçeriz’ diyerek bu önemli sorumluluğu üstlenmesi ve fedakarlık yapması unutulmayacaktır. Gönül isterdi ki daha başarılı bir ortamda vedayı yapalım. Ama bu bir veda da değil tabii ki, bizle olan ilişkisi, sevgisi ve yakınlığı mutlaka devam edecektir. Kendisi ailesiyle beraber Türk vatandaşı oldu, İstanbul’da evi de var. Dolayısıyla bizlerden kopmayacak. Kararlarımızın bir tanesinin bu olduğunu açıklamak istiyorum” şeklinde konuştu.

“BU AŞAMADAN SONRA ERKEK MİLLİ TAKIMIMIZIN DA OLİMPİK OLMASI VE İSTİKRARLI BİR BAŞARI ÇİZGİSİ YAKALAMASI KONUSUNDA YÖNETEBİLMEK İÇİN HER TÜRLÜ ÇALIŞMAYI YAPMAK VE DOĞRUYU BULMAK DURUMUNDAYIZ”
Turgay Demirel, Milli Takımlarla ilgili olarak bugüne kadar yürüttükleri çalışma usul ve metotları tekrar değerlendireceklerini anlatarak, “2012-2016 Stratejik Planımızda belirttiğimiz gibi Milli Takımlarımızın başarısı basketbolumuzun büyümesi, gelişmesi ve daha çok gencin bu sporu seçmesi için çok önemli. Bütün bu çalışmalar nedeniyle şu anda geldiğimiz noktada yaptığımız yanlışlar nelerdir, daha iyisini nasıl yapabiliriz, özellikle Erkek Milli Takımlarının yapılanmasında ilave neler yapabiliriz; bunları değerlendirmek durumundayız. Bunu sadece federasyon içindeki değil, Türk basketbolundaki arkadaşlarımızla beraber değerlendirmek istiyoruz. Sporcularımızın iyi hazırlanmalarına, istekli olmalarına rağmen bazen kötü giden maçlarda ya da turnuvalarda neden bu olayı değiştiremediklerini, daha farklı bir oyuncu yapısını nasıl geliştirmemiz gerektiğini tartışmak, doğruyu bulmak ve önümüzdeki süreçte yapmak durumundayız. Bildiğiniz gibi geçen sene Yıldız, bu sene de Gençlerde Avrupa Şampiyonu olan oyuncularımız var. Eğer onların önümüzdeki birkaç senesini hem Milli Takımlar hem de kulüpler olarak düzgün bir şekilde yönetirsek bu oyuncularımız önümüzdeki Avrupa Şampiyonalarında büyüklerde de aynen bu şekilde başarılı olabilirler. Bu, önümüzdeki süreçle ilgili ikinci önemli kararımız olacak. Bu aşamadan sonra Erkek Milli Takımımızın da olimpik olması ve istikrarlı bir başarı çizgisi yakalaması konusunda yönetebilmek için her türlü çalışmayı yapmak ve doğruyu bulmak durumundayız. Ben Türk Basketbolunun geleceğinden her zaman ümitli oldum. 2020 Olimpiyatları ülkemizde düzenlenseydi katılacak takımlarımızın güçlü olacağını biliyorduk ve bu mesajı vermiştik. Ama şampiyonalar nerede olursa olsun Türk Basketbolunun orada olabilecek gücü ve potansiyeli var” ifadelerini kullandı.

“GÖNÜL İSTERDİ Kİ BURADA HİDAYET’İN KÖTÜ PERFORMANSINI DEĞİL İYİ PERFORMANSINI KONUŞALIM”
Takım kaptanı Hidayet Türkoğlu hakkında konuşan Demirel, “Bildiğiniz gibi TBF olarak burada Polonya ile yapılan hazırlık maçından önce Hidayet Türkoğlu’na 300. kez Milli Takım formasını giydiği için bir plaket sunduk. Kendisi pek çok ilki başarmış bir arkadaşımız. Milli Takımlarımıza 1994 yılından beri hizmet ediyor. Bir tek 2006 Dünya Şampiyonası’na sakatlığı nedeniyle katılamadı. Onun dışında her yaz önce genç, ardından tecrübeli oyuncu ve sonra da kaptan olarak Milli takımda bulundu. 300’den fazla kere Milli formayı giymesi ve pek çok Türk gencine örnek olması nedeniyle kendisine sizlerin huzurunda teşekkür etmek istiyorum. Ama bazen çok istememize rağmen, belki de bu aşırı istek sonunda işlerin iyi gitmediği olabiliyor. Hidayet’in de bu Avrupa Şampiyonasında başarılı olmayı ne kadar çok istediğini ben biliyorum. Çünkü geçen sene yaşanan bir olay nedeniyle Hidayet’in oynayıp oynayamayacağı belli değilken biz bu konuda çok büyük bir çaba sarf ederek onun Milli takımla beraber olmasını sağladık. O da Milli Takımın kaptanı olarak, hem arkadaşlarıyla hem teknik kadroyla büyük bir uyum içinde çalışarak gerçekten bir madalya almak, altın madalya almak hayaliyle, 5 ay önce doğmuş kızını 2 ay görmeme fedakarlığında bulunarak Milli takım ile beraber oldu. Gönül isterdi ki burada Hidayet’in kötü performansını değil iyi performansını konuşalım. Ama hiçbir kötü turnuva bir sporcunun o spora katkılarını unutturamaz. Sizlerin de böyle değerlendirdiğine inanıyorum. Hidayet her zaman Türk basketbolunda gereken saygıyı görmeye devam edecek” açıklamasını yaptı.
(İHA)