İsveç'te Eylül ayında düzenlenecek 33. Avrupa Erkekler Şampiyonası'nı millilerimiz hazır kıta bekliyor
Abone olİsveç'te 5-14 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek 33. Avrupa Erkekler Şampiyonası finallerinin hazırlıklarını İtalya'nın kuzeyinde Alpler'deki Valtellina bölgesinin eteklerinde Bormio kentinde bugün başlayan (A) Milli Basketbol Takımı'nda, başantrenör Aydın Örs, ''Büyük bir takım olduğumuzu ve her maçı kazanabileceğimizi gösterdik. Kendine daha güvenen bir takım var ve hedef final oynamak'' dedi. Yarından itibaren Litvanya, İsveç ve İtalya ile birlikte 4'lü turnuvaya katılacak olan milli takımın çalışmalarını A.A muhabirine değerlendiren Aydın Örs, ''Geçen yıl da Chiesa'da kamp yapmıştık. Hem çalışma şartları hem de spor salonu ve ağırlık çalışma merkezleri açısından oldukça iyi. Oyuncularımız için önemli olan yemekler de çok iyiydi. Herşey mükemmeldi, bu mükemmellik içinde de verimli bir çalışma yaptık'' diye konuştu. Takımın çok iyi durumda olduğunu belirten Örs, ''Bormio'da Avrupa Şampiyonası'nda iddialı 4 takım var. O yüzden bizim için iyi bir turnuva. Çalıştığımız şeyleri görmek açısından iyi bir gösterge olacak ama çok da fazla birşey beklememek lazım. Çünkü bütün takımlar ağır bir çalışmadan çıkıyorlar. Burada performanslarının doruklarında çok harikalar yaratacak bir durum olacağını tahmin etmiyorum. Ama biz iyi durumdayız diyebiliriz. Oyuncular çok istekli, o bakımdan umutluyum'' açıklamasında bulundu. Örs, İstanbul'daki Avrupa Şampiyonası ile bu yılki Avrupa Şampiyonası öncesi durumu şu biçimde kıyasladı: ''Şu anda daha ileride olduğumuzu söyleyebilirim. Çünkü biz o turnuvayı oynamadan önce Avrupa şampiyonası'ndaki en iyi derecemiz 8.'likti ve o turnuvada biz ilk 4'e girmenin büyük başarı olacağı hedefini koymuştuk. Ama şimdi öyle değil. Büyük bir takım olduğumuzu ve her maçı kazanabileceğimizi gösterdik. Şimdi kendine biraz daha güvenen bir takım var. Dünya Şampiyonası'nın analizini tek tek yaptık. NBA oyuncuları için ABD'ye, İbrahim için Yunanistan'a, Mirsad için de İtalya'ya gittik. Zaten Dünya Şampiyonası'nın analizini iyi bir şekilde yapmadan bu Avrupa Şampiyonası'ndan neler bekleyebilirizi konuşamayız. Mutlaka geçmişin bir analizini yapmak gerekir. Geçmişte kendi hatalarımız olduğu gibi dışarıdan çok abartılan hadiseler de oldu. Ama kazansaydık bunlar konuşulmayacaktı. Turnuvalara başlangıç çok önemli.'' TUTUNACAĞIMIZ EN ÖNEMLİ DAL SAVUNMA Takımın başarı elde etmesi için kilit noktanın çok istekli olup çok iyi bir savunma yapması gerektiğini vurgulayan Örs, şöyle konuştu: ''Takım şu anda çok arzulu. Ama savunma anlayışı çok önemli. Dünya Şampiyonası'nda 85 sayı ortalaması yediğimiz bir ortamda hem bireysel hem takım savunmasını iyi yaptığımızı söyleyemeyiz. Avrupa Şampiyonası'nda bizim tutunacağımız en önemli dal savunmamız olacak. Bunu söylerken hücumu gözardı ettiğimizi söylemiyorum ama biz de hep bireysel hem de takım anlamında hücum ön planda olduğu, hep hücuma göre primler veriliyor. Dolayısıyla bu ülkede en çok hücum konuşuluyor ama modern basketbolda en az hücum kadar savunmanın da önemli olduğunu, bunu yapan takımların başarılı olduğunu görüyoruz. O yüzden bizim sarılacağımız nokta en az hücum kadar savunma olacak.'' İLK 8'İN BAŞARI OLDUĞU DÖNEMLER GEÇTİ Örs, İsveç'teki Avrupa Şampiyonası öncesinde Türkiye'nin şansını diğer takımların karşısında kıyaslarken de şu görüşleri savundu: ''Hedefimiz final oynamak. Bu hedefi koyarken hayalperest bir şekilde değil gerçekçi olarak koyduk. Bence buraya Avrupa ikincisi olarak gelip de (ilk 8'e girersek başarılı oluruz) diyemeyiz. Bunları geçtik artık. Final oynamak, şampiyon olmak istiyoruz. Olimpiyat vizesi de bizim için çok önemli bir hedef ama biz şimdi final oynamayı tekrarlamak istiyoruz. Şunu da ifade edeyim, 2001'de şampiyon olmaya gelen takımlar ilk turda evine döndü, bazıları ilk 8'e giremedi. Herşey olabilir. Çünkü çok ufak nüanslarla maçlar kazanılıyor. Bizim gibi final oynamaya gelen en az 10 takım var. Bu 10 takımdan herhangi biri şampiyon olursa sürpriz diyemeyiz. Ama şu alışılmış Yugoslavya egemenliği var. Avrupa ve Dünya Şampiyonu hep Sırbistan-Karadağ ile özdeşleşir, başka bir takım kazanırsa süpriz yaptı denebilir. Ama ben bu şampiyonada her ne kadar her zaman ekol olsa da Sırbistan-Karadağ'ın kesin favori olduğunu düşünmüyorum. Divaç, Bodiroga ve belki birkaç oyuncunun daha oynamayacağını düşünürsek, bu takım biraz kan kaybettti.'' Örs, NBA Ligi ve yurtdışına giden basketbolculardaki değişimle ilgili olarak şu görüşleri savundu: ''Tabii ki değişimler var ama onlar özünde hepsi çok iyi çocuklar. Hidayet, NBA Ligi şampiyonu takımın isteyerek aldığı bir oyuncu haline geldi. San Antonio'nun antrenörü onu oynatmak istediğini ifade ederek onu alıyor. Mehmet, Detroit takımında artık ilk 5 oynayacağını kendisi ifade eden bir oyuncu. Mirsad da Avrupa'da üstüste 2 yıl en iyi ''MVP'' seçildi. Bunlara bakılırsa insanlar, milli takımı küçümseme ya da takımda bazı huzursuzluklar olacakmış gibi düşünebilir ama bizim önceden beri onların antrenörü olmamız önemli bir faktör. Milli takım hedefi için birleştikleri zaman, en genç oyuncu Ender ne kadar çalışıyorsa onlar da onun kadar çalışıyorlar.'' AŞAĞIDAN GELEN JENERASYON Örs, ''çok açık ve aydınlık'' gördüğünü söylediği milli takımın geleceğiyle ilgili de şunları söyledi: ''Artık bu hedeflerle buralara geldikten sonra geriye dönüş olmaz. Yani, Türkiye çok ağır bir ekonomik kriz yaşadıktan sonra Türkiye liginin kalitesinin çok düştüğünü görüyoruz yoksa Türk basketbolu bugün belki de çok daha iyi durumda olabilirdi. Bence biraz duraklama dönemine girdi ama bu yıldan itibaren bence ligin kalitesi geçen 2 yıl öncesine göre daha iyi olacak. Aşağıdaki jenerasyondan gelen çok iyi oyuncular var. Bu milli takımın da belki yüzleri eskidi ama nüfus kağıtları oldukça genç ve 25 yaş ortalaması var. Buna rağmen 150-200 defa milli oyuncularımız var. Aşağıdan gelenlerin de bu kadroyu zorlayacağını, kaliteyi yükselteceğini ve bu hedeflerin Türk basketbolunda hiçbir zaman değişmeyeceğini düşünüyorum.'' ARTIK KULÜP ANTRENÖRLÜĞÜ YAPMAM Bu arada basketbol antrenörü olarak kariyerinin geleceğinde ne düşündüğüyle ilgili bir soru üzerine Örs, şunları kaydetti: ''Şu anda milli takımın kontratlı antrenörüyüm. Ne Fenerbahçe ne de başka bir takımla kesinlikle çalışmak gibi bir projem yok. Şu anda milli takımın antrenörüyüm ve bizim büyük ideallerimiz var. Olimpiyat vizesini alıp, bu takımla Olimpiyat Oyunları'na katılmak ve ekol olmak yolunda büyük adımlar atmak istiyorum. Büyük, fevkalade bir değişiklik olmazsa milli takım antrenörlüğünden sonra kulüp antrenörlüğü yapmam. Varsayımlara göre de hareket edemem çünkü ne zaman milli takım antrenörlüğünü bırakacağımı daha kesin bilmiyorum. Bu, sonuçta hedeflerle ilgili birşey. Ama bir kulüp takımında çalışabileceğimi zannetmiyorum. Yurtdışında ise şartlara bağlı. İyi bir organizasyon olması lazım, çalışabileceğim bir kulübün hedefleri olması lazım. Büyük hedefleri yoksa iyi bir organizasyona sahip değilse sadece benim çabamla bir yere gelmesi mümkün değil.'' Öte yandan bugün yapılan antremanlara, anneannelerinin vefat etmelerinden dolayı Türkiye'de bulunan Hidayet ve Kerem katılmazken, Hidayet'in bu akşama doğru takıma katılacağı bildirildi. Sabahki antremanda takımın yarısı ağırlık yarısı da salonda hücum ve şut çalışırken, sakat olan ve özel çalışan Hüseyin ve Alper'in durumlarının hızlı bir biçimde iyiye gittiği, Hüseyin'in 1 hafta, Alper'in ise 10 gün sonra takımla çalışmalara başlamasının beklendiği kaydedildi. Bu arara yeniden USH CSKA Moskova'ya dönen Mirsad'ın Moskova'ya gittiğinde yapılan check-up'ta karaciğer enzimlerinde yükseliş olduğunun çıktığı açıklanırken, antrenör Örs, ''Bu, daha önce de olan birşeydi ama doktorlar ona birkaç gün istirahat verdi'' dedi.