BIST 9.627
DOLAR 35,22
EURO 36,78
ALTIN 2.960,88
HABER /  GÜNCEL

12 Aralık 2012 Basın Özeti

İngiltere gazetelerinde bu sabah 2011 nüfus sayımının ardından açıklanan istatistikler ile ilgili değerlendirmeler ve eşcinsel evlilikler ile ilgili yasa tasarısı konusundaki gelişmeler öne çıkıyor.

Abone ol

İngiltere gazetelerinde bu sabah 2011 nüfus sayımının ardından açıklanan istatistikler ile ilgili değerlendirmeler ve eşcinsel evlilikler ile ilgili yasa tasarısı konusundaki gelişmeler öne çıkıyor.

İngiltere'de nüfus istatistikleri

Guardian gazetesinin başsayfasında, İngiltere'de 2011 nüfus sayımının ardından açıklanan istatistiklerle ilgili "Artık farklıyız" başlıklı bir değerlendirme göze çarpıyor.

Jonathan Freedland'ın kaleme aldığı yazıda, istatistiklerin İngiltere'de din ve ırk dengesinin değiştiğini gösterdiği ve İngiltere'de beyazların ve Hristiyanların nüfusa oranının giderek düştüğü belirtiliyor. Buna göre beyazların nüfusa oranı yüzde 5 düştü.

İstatistikler özellikle doğu Avrupa ve Güney Asya'dan gelen göç ve başka bir ülkede doğmuş ancak İngiltere'de yaşayan kişi sayısının yüzde 13'e yükseldiğini gösteriyor.

Habere göre kendisini Hristiyan olarak tanımlayanların sayısı yüzde 59'a düşerken, herhangi bir dine inanmayanların sayısı ise giderek artıyor.

Küreselleşme süreci ile derinleşen bu durumun sadece İngiltere'de değil diğer Avrupa ülkelerinde de yaşandığını belirten yazar, insanların artık hareket halinde olduğunu söylüyor. Yazara göre İngiltere bu radikal dönüşümü görece barış ve huzur içinde yaşadı.

Daily Telegraph gazetesi ise nüfus sayımının ardından açıklanan evlilik istatistiklerini ön plana çıkarıyor. "İngiltere'nin evlilik aşkı ölüyor" başlıklı haberde birlikte yaşayan çiftlerin ve tek ebeveynli ailelerin sayısı artarken, evli insanların artık bir azınlık olduğu vurgulanıyor.

Evli çiftlerin oranının yüzde 45'e düştüğünü aktaran gazete 1801'de nüfus sayımının başlamasından bu yana evli çiftlerin ilk defa azınlık konumuna düştüğünü belirtiyor.

Theresa May: Göç kontrolü büyümeyi engellemiyor

Financial Times gazetesi iç sayfalarında İngiltere İçişleri Bakanı Theresa May ile İngiltere'ye göç ve alınan önlemler konusunda yaptığı bir mülakata yer veriyor.

İngiltere'ye gelen göçü azaltmayı hedefleyen May'in özellikle yüksek öğrenim kurumlarından tepki gördüğünü belirten gazete, Bakan May'in eleştirilerin aksine aldıkları önlemlerin büyümeyi engellemediğini söylediğini aktarıyor.

Yazıda, hükümetin İngiltere'ye uzun vadeli göçü engellemeyi hedeflediği, kısa vadeli ve yatırım amaçlı göçü ise teşvik ettiği belirtiliyor.

Kiliseler eşcinsel evliliklerden muaf tutulacak

Times gazetesi birkaç gündür İngiltere basınını meşgul eden eşcinsel evlilik konusunu tartışıyor başsayfasında.

Başbakan David Cameron'ın konu ile ilgili yaptığı çalışma kapsamında evliliğin yeniden tanımlanması ve eşcinsel çiftlerin dini kurumlarda evlenebilmeleri öngörülüyordu.

Ancak habere göre bir yasa çıkarılarak, İngiltere Kilisesi'nin eşcinsel çiftlerin nikahını kıyması engellenecek. İngiltere kiliselerine verilen bu muafiyet, bu tür nikahları kıymayı reddeden kiliselere açılacak davalara karşı bir önlem olarak planlanıyor ve yasaya tepkiyi hafifletmeyi amaçlıyor.

Bu şekilde İngiltere Kilisesi'ne bağlı kiliselerin eşcinsel evliliği kabul etmeleri yasaklanırken, sadece bunu tercih eden dini kurumlar nikah kıyabilecek.

Haberde ayrıca son açıklanan nüfus istatistiklerinde kendisini Hristiyan olarak tanımlayanların sayısındaki düşüşe de değiniliyor.

Gazete başyazısında Hristiyanların sayısı düşerken hiçbir dine inanmadığını ifade eden insanların nüfusun yüzde 25'ini oluşturmasına değinerek Kilise'yi günümüz ihtiyaçlarına ve modern yaşama daha fazla ayak uydurmaya çağırıyor.

'Suriye'de isyancılara tepki rejime destekten daha büyük'

Independent gazetesinde "Suriye rejiminin düşen askerlerinin korkusu ve nefreti" başlıklı bir haber göze çarpıyor.

Patrick Cockburn imzalı yazıda yazarın Tişren Hastanesi'nde görüştüğü yaralı askerlerin ve hastane yetkililerin sözlerine yer veriliyor.

Yazıda şöyle deniyor: "Tişren Hastanesinde Suriye'deki çatışmanın acımasız bir iç savaş olduğunu anlamak uzun sürmüyor. Hükümet bir yandan kendisine bağlı kişilerden, bir yandan da hükümet ne kadar başarısız olursa olsun alternatifin daha da kötü olacağına inanan insanlardan destek alıyor".

Görüştüğü askerlerin Batı'yı El Kaide'ye yardım etmekle suçladığını ve ülkede cihat yanlısı İslamcı grupların aktif olduğunu söylediğini belirten Cockburn, hastanede birçok kişinin isyancı gruplara tepkisinin rejime desteklerinden daha büyük olduğunu söylüyor.

Suriyeli muhaliflerden insani yardım planı

Guardian gazetesi, Suriyeli muhaliflerin yüzmilyonlarca dolar yardımı ülkede insani yardım için kullanacağını yazıyor.

Haberde, Suriye'nin Dostları toplantısında alınacak bu karar ile Suriye Ulusal Konseyi'nin rejime alternatif olmayı amaçladığını belirtiyor.

ABD'nin Suriye Ulusal Konseyi'nin muhaliflerin meşru temsilcisi olarak gördüğünü açıklayacağını belirten gazete, Batı tarafından tanınmanın muhalefetin Suriye içinde de meşruiyet kazanmasını sağlayacağını belirtiyor.

Haberde ayrıca son günlerde diplomatik baskının giderek yoğunlaştığı ve askeri bir müdahale ihtimalinin de giderek arttığı söyleniyor. Gazete, ABD'nin Cabhat el Nusra grubunu terörist örgüt listesine aldığını ve geçiş sürecinde aşırıcıları istemediğini yazıyor.

Libor skandalı soruşturmasında gelişme

Financial Times gazetesi başsayfasına libor olarak bilinen bankalararası faiz oranı konusunda yaşanan skandalı taşımış.

Gazete Libor skandalı kapsamında UBS ve Citigroup için çalışan bir işlemci ile RP Martin'den bir aracının polis tarafından gözaltına alındığını ve sorgulandığını yazıyor.

Habere göre dünkü tutuklamalar dünyanın en az 20 büyük bankasını zor bir duruma sokan usülsüzlükle ilgili soruşturmada bir değişime işaret ediyor.

Barclays ile başlayan skandalda soruşturma daha çok bankacılar üzerinde yoğunlaşıyordu ancak gazeteye göre dünkü tutuklamalar soruşturmanın Barclays'ten diğer bankalara ve finans kurumlarına kaydığını gösteriyor.

Gazete, başyazısında gerek yaptırımları ihlal ettiği, gerek faiz oranları konusunda usulsüzlük yaptığı gibi gerekçelerle bankalar üzerindeki baskının yoğunlaştığına işaret ediyor.

Yazıda, bankalara verilen yüksek miktarlardaki cezaların, daha fazla kazanç uğruna kuralları ihlal etmelerinin hoşgörülmeyeceğini gösterdiği vurgulanıyor.