İngiliz basınından seçtiklerimiz: Fisk’ten Esad ve Suriye yorumu, FT: Erdoğan, adalet ve hukukun üstünlüğü, İngiltere'de 'nefret suçu'na dava, müzik ve acı.
Abone olGuardian gazetesi İskoçya'nın Birleşik Krallık'tan bağımsızlığının oylanacağı referanduma ilişkin tartışmaları manşetine taşıyor ve İskoçya Ulusal Partisi lideri Alex Salmond'ın oylamayı 2014 sonbaharında yapma hazırlığına dikkat çekiyor. Guardian Londra ve Edinburg dün gece anayasal bir krize sürüklendi, yorumunu yapıyor. İngiltere başbakanı David Cameron, haftabaşında oylamanın 2013 yazında yapılmasına onay verdiklerini söylemişti. İskoçya Ulusal Partisi sözcüsü referandum koşullarının İngiltere hükümetinin tercihine bağlı olmadığı, o günlerin geride kaldığı yorumunu yaptı. Başbakan Cameron ise İngiltere hükümetinin onayı olmadan meselenin yıllarca mahkemelere takılacağı uyarısında bulundu.
Fisk’ten Esad ve Suriye yorumu
Suriye'deki gelişmeler de İngiltere gazetelerinde dikkat çeken konulardan. Uzun süreden sonra dün ilk kez halka seslenen Suriye lideri Beşar Esad, dış güçlerin ülkesine komplo kurduğunu söylemişti. Independent gazetesinin deneyimli yazarlarından Robert Fisk, "Esad kendi halkının nefretiyle karşı karşıya, halkının öfkesi büyüyor ama Esad'ın mazeretleri hep aynı" diyor.
Fisk, Esad'ın "Suriye'ye karşı uluslararası komplo, Arap devletlerin dışarıdan gelen baskılar nedeniyle Suriye'ye karşı çıktıkları" gibi iddialarını bir dereceye kadar doğru diye niteliyor. Ancak Türkiye Başbakanı Erdoğan Suriye'deki şiddetin mezhepler arası bir din savaşına doğru ilerlediği yolunda uyardığında ise kendisine katılmayan ve Esad'ı destekleyen pek az kişi vardı yorumunu yapıyor.
Esad'ın altı aydır yaptığı ilk konuşmanın pek az yeni bilgi içerdiğini kaydeden Fisk, "değişen Suriye'deki durumun giderek daha hızlı biçimde kötüleşmekte olduğudur, boyutları da genişlemiştir. Esad'a muhalif kesimler daha sıkı silahlanmış, ayrıca rejim güçlerine karşı saldırıya daha hazırlıklı durumdalar." diyor.
Avrupa’nın Türkiye raporu
Financial Times, Avrupa Konseyi'nin Türkiye raporunda Türk hukuk sisteminin tutuklu haklarını korumakta yetersiz kaldığını bildirdiğini yazıyor. Gazete savcıların Türkiye'nin siyasi geleceğini şekillendirebilecek davaları artırdığını belirtiyor. Raporda, 10 yıla kadar giden tutukluluk sürelerinin azaltılması için gerekli düzenlemeler yapılmaları'' ifadelerine yer veriliyor.
Financial Times, hükümeti eleştiren çevrelerin bir çok vakada, hükümet karşıtı komploya dahil olmakla suçlanan, hem emekli hem de halen görev yapmakta olan ordu mensuplarıyla gazetecilere karşı davaların kontrolden çıktığına işaret ettiklerini belirtiyor. Gazete,"Ankara dengesiz olduğunu ayrıca hukuki hatalar içerdiğini söylediği rapora tepki gösterdi" diye yazıyor.
Erdoğan’a FT’den eleştiri
Financial Times'ın başyazılarından birinin başlığı ise "Erdoğan, adalet ve hukukun üstünlüğü." Makalede "Türkiye'nin lideri otoriter bir yönetime doğru sürükleniyor" yorumu yapılıyor.
Erdoğan'ın 2002'de iktidara gelişinden bu yana Türkiye'ye daha açık ve liberal bir demokrasi olma yoluna doğru öncülük ettiğini yazan Financial Times'a göre 'Avrupa Konseyi'nin Türk yargı sistemine ilişkin bu haftaki raporu ise bu ilerleyişin giderek duraklayan doğasını ortaya koyuyor.'
Gazeteye göre rapor "Erdoğan'ın insan haklarına daha fazla saygı gösterme anlamında attığı adımları kabul ediyor. Bununla beraber Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği arzusu zayıflarken
Türkiye'den otoriter bir rejim olmaya yönelik rahatsız edici işaretler alınıyor."
CHP lideri Kılıçdaroğlu'na Silivri cezaevi çıkışındaki yargıyı eleştirel sözleri nedeniyle soruşturma açılmasına dikkat çekilen makalede 100 gazetecinin cezaevinde tutulduğu hatırlatılıyor.
Financial Times'a göre "Erdoğan, uzun zamandır beklenen yeni anayasa sözünü tutmalı. Gazeteye göre yeni anayasa sadece ifade ve diğer özgürlükleri değil, Kürt azınlığın temel haklarını da güvence altına almalı. "
Financial Times, Erdoğan'ın bugüne dek hiç bir Türk liderin yapamadığını yapıp 1930'larda 13 bin Kürdün öldürülmesi nedeniyle özür dilediğini, ama sadece iki hafta önce 35 Kürt sivilin militan sanılarak öldürülmesi nedeniyle özür dilememeyi sürdürdüğünü hatırlatıyor ve "bu tür zıtlıklar giderilmeli" yorumunu yapıyor. Hatta gazeteye göre bu, Arap baharı sonrası Türkiye'nin artan bölgesel nüfuzu göz önüne alındığında çok daha büyük önem taşıyor. Zira Türkiye hükümeti yeni yeni şekillenen Arap demokrasilerine rol model olarak gösteriliyor.
Durgunlaşan ekonomiyle otoriter rejimin güçlenmesi, bir gerginlik reçetesidir. Bundan kaçınmak için, Ankara, Erdoğan'ın 2002 yılında belirlediği yolda devam etmelidir.
İngiltere’de nefret suçu davası
İngiltere'de ilk kez beş Müslüman erkek, "eşcinsellere ölüm cezası" verilmesini isteyen broşür dağıttıkları için nefret suçu işlemekle suçlandı. Derby'deki mahkeme, nefret suçuna ilişkin 2010 Mart ayında yürürlüğe sokulan yeni yasaları gerekçe gösterirken zanlılar cinsel tercihe dayalı nefret suçu işledikleri iddiasını reddetti. Jüri de dün davanın dini özgürlükler değil, düşmanlığı teşvik kapsamında değerlendirilmesi yolunda uyarıldı. Independent gazetesinin haberine göre dağıtılan broşürlerden biri eşcinselleri öldürmek için üç yöntem öneriyor. Bir diğerinde de
Gay kelimesinden hareketle "God Abhors You- Allah sizden iğreniyor" yazıyor.
Müzik ve acı
Daily Telegraph'tan yer alan bir habere göre "Bach dinlemek acıları dindiriyor." Amerikalı uzmanların yaptığı bir araştırmaya göre prostat biyopsisi sırasında, kulaklıkla klasik müzik dinletilen hastalarda acı ve anksiyetenin azaldığı gözlendi. Uzmanlar, müziğin hastanın dikkatini dağıttığını, böylece acı duygusunun da azaldığını söylüyor. Araştırmaya 88 erkek denek katıldı. İlk grup kulaklık kullanmadı, ikinci gruba dış sesleri engelleyen kulaklıklar verildi ancak müzik dinletilmedi. Üçüncüsü grup ise hem dış sesleri engelleyen kulaklık kullandı hem de Bach dinledi. Araştırma sonucunda müzik dinletilmeyen ilk iki grubun operasyon sonrası diyastolik kan basıncı yüksek kaldı. Üçüncü grupta ise herhangi bir artış gözlenmedi. Müzik dinleyen hastalar ayrıca acılarının da azaldığını söyledi. Uzmanlar yöntemin hem ucuz hem de kolay olduğuna dikkat çekiyor.