BIST 9.660
DOLAR 34,62
EURO 36,35
ALTIN 2.916,89
HABER /  GÜNCEL

11 Nisan 2013 Basın Özeti

Margaret Thacther'ın ardından yapılan parlamento toplantısı ve eski Almanya Başbakanı Kohl ile Thatcher söyleşisi, Mısır Ordusu'na cinayet ve işkence suçlaması, 'ABD insansız uçak saldırılarında kimi vurduğunu bilmiyor' ve Hollande'ın devesi 'yenilendi'.

Abone ol

İngiltere basını, Pazartesi günü ölen eski Başbakan Margaret Thatcher'a bu kez, parlamentoda yapılan özel anma toplantısını öne çıkartarak geniş yer veriyor.

Başta Başbakan David Cameron olmak üzere, özellikle Muhafakâr siyasetçilerin Thatcher'a saygılarını sunmak için sıraya girdiğini yazan İngiliz basını, bazı İşçi Partililer'in ise, 'zaman kaybı' ve 'parlamentonun kötüye kullanılması' olarak tanımladıkları toplantıya katılmadıklarını söylüyor.

Times'ın manşetinde ise, Thatcher'ın İngiltere Başbakanı olduğu dönemde Almanya Başbakanlığı yapan Helmut Kohl ile yapılmış bir söyleşi var. Thatcher'ın cesaretini ve dürüstlüğünü öven Kohl, iktidarı döneminde sık sık görüş ayrılıkları yaşadığı Thatcher'a çeşitli eleştiriler de yöneltiyor.

Kohl Thathcer'ın Avrupa Birliği konusundaki tutumunun bugün hala İngiltere'nin Brüksel ile ilişkilerinde güvensizliğe neden olduğunu savunuyor.

Kohl, "Avrupayı istiyordu. Ama benden ve çoğu Avrupalı mevkidaşından farklı bir Avrupa istiyordu. Bizce bu husumet bugün bile İngiltere'nin Avrupa politikasını belirliyor" diyor.

'Küstah bir ırkçıydı'

Independent ise, Thacther için "küstah bir ırkçıydı" diyen Avustralya Dışişleri Bakanı Bob Carr'ın sözlerine geniş yer ayırıyor.

Carr, siyaseti bırakmasından sonra ettiği bir sohbet sırasında Thatcher'ın kendisini Avustralya'ya 'Asyalı göçü' konusunda uyardığını söylüyor.

Carr, "Bana çok fazla Asyalı göçüne izin verirsek, Avrupalı yerleşimcilerin sayısını geçeceklerini söyledi. Hintli göçmenlerin ada nüfusunu geçtiği Fiji örneğini verdi. Söylediklerine inanamadım. Evet, devletin rolü ve komünizmin şeytani doğası gibi büyük sorunlarda haklı olmasına karşın, sonunda partisinin kendisini dışlamasına neden olan eski kafalı, gerçeklerden kopuk bir yanı da vardı" diyor.

Mısır ordusuna suçlamalar

Guardian'da Mısır'da iki yıl önce Hüsnü Mübarek'in devrilmesiyle sonuçlanan ayaklanmada ordunun ülke çapındaki kayıplar, işkence ve cinayetlerde rol oynadığını söyleyen rapora geniş yer ayırılıyor.

Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin kendi atadığı bir komisyon tarafından hazırlanan raporun, geçen Ocak ayında Mursi'ye sunulduğu, ancak kamuoyuna açıklanmadığı belirtiliyor.

Raporun bir kısmını ele geçirdiğini belirten gazete, metinde ordunun sivillere karşı suçlarla itham edildiğini söylüyor.

Raporda ayrıca, hükümete kimlerin sorumlu olduğunu bulmak için en üst düzeydeki askerlerin soruşturulması tavsiye ediliyor.

Raporun Guardian'ın ele geçirdiği kısmında dile getirilen olaylar arasında, Kahire'nin güneyinde bilinmeyen sayıda sivilin gözaltına alındığı ve bu kişilerin bir daha hiç görülmedikleri belirtiliyor.

Mısır Müzesi'ndeki protestocuların askeri hapishanelerde işkence görmesi, en az bir kişinin öldürülmesi, dört ay sonra kimsesizler mezarlığına gömülen ve eski mahkumlara ait olduğuna inanılan 11 cesedin hükümet yetkililerine teslim edilmesi de, raporda bahsedilen suçlamalar arasında.

'ABD kimi vurduğunu bilmiyor'

Independent'ın dünya haberleri sayfalarında, Amerikan Ordusu'nun düzenlediği insansız uçak saldırılarında kimlerin hedef alındığını aslında bilmediği belirtiliyor.

Gazete, Amerikan Başkanı Barack Obama'nın insansız uçak saldırılarında sadece Amerika'ya karşı saldırı planladığından şüphelenilenlerin hedef alındığı yönündeki taahhüdüne hatırlatıyor.

Ancak Independent, sadece bir yıllık döneme ait gizli belgelerde, bu saldırılarda öldürülenlerin yarısının 'bilinmeyen aşırılık yanlıları' diye tanımlandığını söylüyor.

Amerikan Haber Ajansı McClatchy'nin ele geçirdiği gizli resmi belgelerde ayrıca, Pakistan hükümeti saldırıları kınarken, Pakistan istihbarat örgütünün Amerika Birleşik Devletleri'yle işbirliği yaptığı görülüyor.

Amerikan Senatosu'ndaki bir dinleme skandalı bir kaç gazetenin geniş yer verdiği haberlerden biri bu sabah.

ABD Senatosu'nda ses kaydı

Times, Senato'da cumhuriyetçilerin liderliğini yapan Mitch McConnel'ın kurmaylarıyla toplantısında yapılan kayıtta, ünlü aktris Ashley Judd'ın hedef alındığını yazıyor.

Yasadışı yapıldığı belirtilen ses kaydında, o dönem senato üyeliği yarışında McConnel'a rakip olması beklenen, ama sonra yarıştan çekilen Judd'ın nasıl durdurulacağı tartışılıyor.

McConnel'ın kurmayları, Judd'ın 1990'larda geçirdiği depresyonun kendisine karşı kullanılmasını ve 'duygusal açıdan dengesiz' biri olarak gösterilmesini tavsiye ediyor.

FBI'ın ise kaydın nasıl yapıldığını araştırdığı belirtiliyor.

BBC Genel Müdürüne yasak

Daily Telegraph'ta BBC'nin, yeni genel müdürü Tonny Hall'la yaptığı sözleşme haberleştirilmiş.

Habere göre BBC, Hall'a BBC'den görevden alınması, ya da ayrılmasından sonra iki yıl kurum hakkında konuşma yasağı getiriyor.

Hall ayrıca, yılda 450 bin sterlin, 1 milyon 200 bin liradan fazla ücret aldığı sözleşme uyarınca, önceden izin almadan BBC hakkında konuşmamayı ve siyasi faaliyetlere girmemeyi taahhüt ediyor.

Hollande'ın devesi 'yenilendi'


Independent'ta ise 'Sonunda Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande'a iyi bir haber' diyerek başlanan bir haber dikkat çekiyor. Ama bu iyi haber, ekonomi ya da kamuoyu yoklamalarından değil, Mali'den.

Malili liderlerin, Timbuktu'da Hollande'a hediye edilen, ama daha sonra emanet edildiği aile tarafından yenilen devenin yerine yenisini verdiği belirtiliyor.

Haberde Malili bir hükümet yetkilisinin "Devenin yendiğini duyar duymaz, yerine daha büyük ve daha iyi görünenini aldık. Yeni deve Paris'e yollanacak. Bir önceki deveye olanlardan utanç duyuyoruz. Bu kaderi hak eden bir hediye değildi" şeklinde konuştuğu belirtiliyor.