BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

11 Mayıs 2011 Basın Özeti

Suriye'deki isyan hareketinin başarı şansı, ülkedeki karışıklığın Lübnan'a etkisi, Orta Doğu'nun Mısır ve Suriye ile değişen dengeleri ve borç krizindeki Yunanistan'ın önündeki seçenekler.

Abone ol

Times gazetesi, yabancı basına yasak getiren Suriye'ye turist olarak girmeyi başaran muhabiri Martin Fletcher'ın izlenimlerine geniş yer ayırıyor.

Fletcher analizinde, ülkedeki başkaldırı hareketinin 40 yıllık Esad rejimine en büyük tehdidi oluşturduğunu kabul etmekle birlikte, yakın gelecekte başarı kazanmasının zor olduğunu vurguluyor. Nedenlerini ise 5 maddede sıralıyor.

"Birincisi Beşar Esad, eski Mısır devlet başkanı Mübarek ya da Libya lideri Kaddafi'ye kıyasla daha popüler. Suriyeliler etkisiz ve yolsuzluğa bulaşmış olan hükümetten genelde nefret ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı, halkını düşünen bir lider portresi çizmeyi başarmış. Sünni tüccar sınıfından büyük destek görmesinin yanı sıra, gitmesi durumunda Irak'takine benzer bir mezhep çatışması çıkmasından korkan Hristiyan ve Alevi azınlığın da desteğine sahip."

"İkincisi, Suriye rejimi kayda değer bir birlik görüntüsü sergiliyor. Gerçi birkaç askerin saf değiştirdiği yönünde doğrulanmayan haberler var. Dera'da da Baas Partisi'nin 300 alt düzey yetkilisi istifa etmişti. Oysa Libya'da ordunun yarısı, bazı bakanlar ve çok sayıda büyükelçi muhalefet saflarına katılmıştı."

"Üçüncüsü, muhalefet coğrafi ve demografik açıdan yalıtılmış durumda. Protestolara sahne olan kentler birbirinden çok uzak ve aralarında koordinasyon yok. Başkent Şam ve ikinci büyük kent Halep nüfusun yarısını oluşturuyor, ama bu iki kentin sakinleri genel olarak rejime sadık kalmayı tercih etti. Ayrıca muhalefet yoksul Sünnilerden oluşurken eğitimli orta sınıfların yanı sıra Hristiyan, Kürt ve Alevi azınlıklar isyana katılmamayı seçti. Oysa Mısır'ın Tahrir Meydanı'nda tüm toplum kesimleri temsil ediliyordu."

"Dördüncüsü, ateş açmaya, hapse atmaya ve işkence etmeye hazır bir rejime karşı çıkmaya cesaret edebilen Suriyeli sayısı çok az. Ayrıca Esad rejimi giderse olacaklardan da korkuyorlar. Rejim bu durumda Suriye'nin Lübnan ve Irak'a benzeyeceği savını başarıyla kullanmış."

"Sonuncusu, Batı'nın müdahale şansı yok. Çünkü ülkeyi çıkamayacakları bir bataklık olarak görüyorlar."

Times muhabiri Martin Fletcher Suriye gözlemlerini bu satırlarla aktardıktan sonra herşeyin bitmediğini de ekliyor.

Uluslararası arenada protestolara sert müdahalesi nedeniyle düştüğü durumun, uzun vadede Suriye ekonomisini olumsuz etkileyeceğini, bu noktada orta sınıfların Esad'a desteği çekebileceğini ve protesto hareketinin genişleyebileceğini belritiyor.

Suriye'nin Lübnan'a etkisi

Suriye'deki gelişmeler Guardian'ın da gündeminde, ancak komşu Lübnan'a etkisiyle.

Gazete görgü tanıklarına dayanarak, rejimin sert müdahalesinden kaçıp sınırı geçen Suriyelilerin, Lübnanlı yetkililer tarafından Suriye'ye iade edildiğini duyuruyor.

Şam'ın mültecilerin iadesi konusunda Beyrut'a yoğun baskı yaptığı, ülkedeki isyanı Lübnan'ın Trablusşam kentinden gelen "teröristlerin" çıkardığını iddia ettiği ve Lübnan'ın bu bölgesine asker gönderme tehdidinde bulunduğu aktarılıyor.

Guardian Trablusşam'daki hassas durum ile ilgili şu bilgileri vermiş:

"Lübnan'ın ikinci büyük kenti olan Trablusşam'ın çoğunluğu, Suriyeli protestocular gibi Sünni. Ancak kayda değer bir Alevi nüfusu da barındırıyor ve bunlar kendileri gibi Alevilerden oluşan Şam yönetimine destek veriyor. Son 30 yılda bu iki mezhep arasında sık sık çatışmalar yaşandı. Son olarak 2008'de 100 kişi öldü. Güvenlik yetkilileri ve kent sakinleri, Suriye'deki durum kötüleşirse şiddetin Trablusşam'a geri dönmesinden korkuyor."

Orta Doğu'da değişen dengeler

Financial Times'taki David Gardner imzalı analizde Mısır ve Suriye'deki değişimin Arap dünyasındaki kalıpları kırdığı teması işleniyor.

Mısır'ın yeni yönetiminin İsrail ile ilişkileri nereye taşıyacağı belirsizliğini korurken, yine de ülkenin Amerikan ekseninden kısmen çıktığını belirtiyor Gardner. Mısır'ın İran ile yeniden diplomatik ilişki kurma girişimi ve Filistinli rakip gruplar Hamas ile El Fetih arasındaki uzlaşmada arabulucu rolü oynayarak, Orta Doğu'daki nüfuzunu arttırdığını vurguluyor.

Suriye için ise tersi bir durumun söz konusu olduğunu savunan Gardner şunları söylüyor:

"Şiddet kullanarak bastırmaya çalıştığı halk ayaklanması, rejimin bölgedeki manevra alanını daraltıyor. Örneğin politbürosu Şam'da olan Hamas, geçen ay rejimi destkeleyen bir gösteri yapmayı reddetti. Lübnan Hizbullahı ise kendine ait televizyon kanalında, Şam yönetiminin, ayaklanmanın rejime karış bir komplo olduğu savıyla dalga geçiyor."

Mısır halkına çağrı

Financial Times Mısır'a başyazısında da değinmiş ve hafta sonu Hristiyanlarla Müslümanlar arasında yaşanan ve 12 kişinin öldüğü çatışmaları değerlendirmiş. Mısır halkına şu çağrıyı yapıyor gazete:

"Mısırlılar giderek yükselen bu şiddet dalgasının önüne geçmeli ve bunda da acele etmeli. Aksi takdirde ülkenin zaten zorlu ilerleyen otokrasiden demokrasiye geçiş süreci rayından çıkabilir. Bu daha iyi bir gelecek için hayatlarını tehlikeye atan Mısırlılara ihanet olmaz sadece. Aynı zamanda Arap dünyasının başka yerlerinde özgürlük arayanlara da yanlış bir mesaj verir."

'Yunanistan'a kurtarma paketi yanlıştı'

Guardian başyazısında Avrupa Birliği'nden aldığı 110 milyar euroluk kurtarma paketinin şartlarını yerine getiremeyeceği anlaşılan Yunanistan'ın durumunu mercek altına almış. Kurtarma paketinin baştan yanlış bir fikir olduğunu savunan gazete şunları söylüyor:

"Bir ülkenin ekonomik sorunlarını çözmenin yolu ona yüksek faizli büyük bir borç vermek ve harcamalarını ciddi oranda kısarak bunu geri ödemesini beklemek değildir. Hiçbir ülke bu yolla cebindeki parayı arttıramaz. Çünkü harcamalar kısılınca büyüme yavaşlar ve vergi gelirleri düşer."

"Bu noktadan sonra yapılması gereken ise Yunanistan'ın borcunu yeniden yapılandırmasıdır. Euro bölgesi ülkeleri bu konuda yardımcı olabilir. Bu arada Yunanistan da etkisiz vergi toplama sistemini iyileştirmeye çalışır."

"Bunun önündeki engel ise belli. Atina'ya ciddi miktarda kredi açan Alman bankaları büyük zarara uğrayacaktır. Ama herhalde bu, Alman vergi mükelleflerinin bankaları kurtaracağım diye Yunanistan'a köprü kredi açmasından daha az dolambaçlıdır."