BIST 8.619
DOLAR 34,36
EURO 37,07
ALTIN 3.030,21
HABER /  GÜNCEL

11 Mart 2013 Basın Özeti

Financial Times, İran'ın nükleer programıyla ilgili diplomasinin 2013'te değişip değişmeyeceğini sorguluyor. Facebook İşletme Müdürü olan kadının iş yaşamı anıları, Iraklı Hristiyanların durumu ve hastanelerdeki ölümcül bakteriler diğer başlık konuları.

Abone ol

İran ve Batı: nükleer diplomasisindeki dengeler

İran’ın nükleer programıyla ilgili gerilim 2013 yılın içinde bir çözüme veya bir savaşa yol açabilir mi? Oxford Analytica adlı stratejik analiz şirketinin başındaki Nader Mousavizadeh bu soruya yanıt arıyor.

Financial Times gazetesindeki analizde, aslında tüm tarafların mevcut durumun devam etmesini tercih ettiği vurgulanıyor.

Yazar, tabloyu şöyle özetliyor:

“Bunun büyük kısmı tiyatro gibi. Gerçek şu ki başlıca taraflar için şimdiki durum – yani İran’ın diplomatik olarak soyutlanmış, ekonomik olarak sakatlanmış, askeri olarak kafeslenmiş olması – diğer olası alternatiflere göre tercih edilebilir.

Şüpheli görülen nükleer tesislerin haftalar boyunca vurulmasını ve İran’ın nizami ve gayrinizami yollarla yaygın şekilde misillemede bulunmasını içeren topyekûn bir savaş, pek çoğu için kıyamet gibi. Batı tarafından öyle söylenmese bile, Tahran ile hakiki bir barış da çekici değil.

Ele geçirdiği iktidarı 30 yıldan fazla süredir içeride baskı, dışarıda savaş tehditleriyle sürdüren İran rejimi için açık, demokratik, barış halinde ve küresel ekonomiye entegre olmuş bir ülke olmak pek cazip değil. Aslında, seçkinlerin kişisel, politik, güvenlik ve mali çıkarları İran’ın dışlanmış haline bağlı. Onlar için savaş değil, barış varoluşsal bir tehdit.”

ABD Başkanı Barack Obama’nın, İran’ın nükleer silah sahibi olmasına izin verilmeyeceğini ilan ettiğinin altını çizen Mousavizadeh, esasında ABD ve İran’ın adı konmamış bir savaş halinde olduğunu belirtiyor.

Yazara göre, bu savaşın görünen tarafında, İran’a nükleer programını durdurması ve tesisleri tam denetime açması için uygulanan mali yaptırımlar var; görünmeyen kısımdaysa, İran’ın altyapısına yönelik sabotajlar ve siber saldırılar.

İran’ın baş düşmanı İsrail’in ve bölgesel rakipleri Suudi Arabistan ile Körfez ülkelerinin de durumdan memnun gözüktüğünü belirten yazar, Rusya ve Çin’in de İran’a askeri müdahale seçeneğinin BM Güvenlik Konseyi’ne gelmemesinden yana olduğunu ifade ediyor.

Mousavizadeh, makalede bu “kontrollü düşmanlığın” bozulmasına yönelik kısa ve uzun vadeli tehditlerden bahsediyor. Hassas dengeler üzerinde yürütülen gayrinizami harbin kontrolünün kaybedilmesi kısa vadedeki tehlike olarak görülüyor. Uzun vadeli tehdit ise ekonomik yaptırımların enerjik, dinamik ve genç İran toplumunda açacağı yaralar.

Strateji uzmanı, esas meselenin, soruna çözüm bulunabilecek döneme girilene kadar sıcak savaştan kaçınmanın mümkün olup olmadığını düşünüyor.

Dünyanın en güçlü kadınlarından biri anlatıyor

Times gazetesi, Forbes dergisi tarafından dünyanın en güçlü kadınları listesinde beşinci sıraya oturtulan Sheryl Sandberg’in kitabından bir bölüme yer veriyor.

Facebook şirketinin işletme müdürü Sandberg kitabında, iş dünyasında bir kadın olarak yaşadığı zorlukları ve bunlarla nasıl mücadele ettiğini örneklerle anlatıyor.

Çalışma hayatına atılalı yirmi yıldan fazla olduğunu söyleyen ‘Silikon Vadisi Kraliçesi’, “Devrimimizin yolda kaldığı gerçeğiyle yüzleşme zamanı geldi. Eşitlik sözü, gerçek eşitlikle aynı şey değil” diyor.

Google’da çalıştığı sırada hamile kadınlara park yeri ayrılması için verdiği mücadeleyi anlatan iş kadını, dünyada kadın yönetici ve milletvekili oranının düşüklüğüne dikkat çektiği kitabında, İngiltere’de hâlâ kadınların erkeklerden ortlama % 15 az ücret alıyor olmasına anlam veremediğini dile getiriyor.

Iraklı Hristiyanların durumu

Times’ta geniş yer verilen başka bir haberde, Iraklı Hristiyanların durumuna ışık tutuluyor.

Bağdat’taki muhabir Anthony Loyd, 2003’teki Amerikan-İngiliz işgalinden bu yana 1 milyon 400 bin kişilik Hristiyan nüfusun 400 bine gerilediğine dikkat çekiyor.

İsveç, Almanya ve ABD gibi ülkelerdeki Iraklı Hristiyanların sayısının Irak’takinden birkaç kat fazla olduğu belirtilen haberde, 32 yaşındaki Nurfal İşak’ın şu sözleri aktarılıyor: “Bir zamanlar Irak’ta birinci sınıf vatandaştık. Şimdi görüyorum ki kiliselerimiz müze olmaya terk ediliyor.”

Hristiyanların Şii ve Sünni militanlar arasındaki çatışmalarda hedef seçildiklerini belirten muhabir, güvenlik durumunda son aylarda iyileşme görüldüğünü kaydediyor.

Babil’deki Keldani Piskoposu Luiz Rafael Sako, “güvenli ve özgür bir gelecek” arayışının Hristiyanları göçe zorladığını vurguluyor.

Asuri rahip Pios Kaşa ise Amerikan işgalini “felaket” olarak tanımlıyor: “Çok sayıda masum kurban kayboldu. Kabullenememe ve mezhepçilik tohumları ekti. Önceki halimize dönmemiz için Tanrı’ya dua ediyorum.”

Hastanelerdeki dirençli bakteriler ölümcül

Guardian gazetesinin manşetinde, İngiltere Sağlık Bakanlığı’nın baş tıbbi danışmanının hastane bakterileri konusundaki uyarısı yer alıyor.

Dr. Dame Sally Davies, antibiyotiklere direnç gösteren bakterilerin İngiltere’de her yıl 5 bin kişinin ölümüne sebep olduğunu ifade ediyor. Doktora göre, bu kişilerin birçoğu basit operasyonlar için hastaneye yatan hastalar.

Sorunun uluslararası boyutta olduğunu vurgulayan Davies, dünya çapındaki hükümetlerin, kuruluşların ve Dünya Sağlık Örgütü’nün harekete geçmesi çağrısı yapıyor. İngiltere hükümetineyse, konuyu ekonomi, küresel ısınma ve terör gibi öncelikli tehlikeler arasında ele almasını tavsiye ediyor.

Konuyu manşetine taşıyan gazetelerden biri de Independent.

Gazetenin haberinde, ilaç şirketlerinin söz konusu bakterilere karşı ilaç geliştirmekte başarılı olamadıklarına işaret edilerek, mikrobiyoloji ve moleküler genetik uzmanlarının Dr. Davies’e hak verdiği aktarılıyor.

Ahmedinejad’ın Chavez’in annesini kucaklaması

Daily Telegraph gazetesi, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın, cenazesine katıldığı dostu Venezuela lideri Hugo Chavez’in annesine sarılmasına gösterilen tepkiye yer veriyor.

Habere göre, ülkenin ikinci büyük kenti İsfahan’daki dini lider Muhammed Taci Rehber, Ahmedinejad’ın Elena Frias’a sarılmasını “haram” olarak nitelemiş: “Namahrem bir kadının elini sıkmak, ister genç ister yaşlı olsun, her şartta haramdır. Sarılmak veya duygularını böyle göstermek İran İslam Cumhuriyeti gibi bir ülkenin Cumhurbaşkanı’nın izzetine yakışmaz.”

Dini lider, daha da ileri giderek, 78 yaşındaki kadına sarılan Ahmedinejad’ın “kontrolünü kaybettiğini” söylemiş.