İngiltere gazetelerinde bu sabah, İspanya'nın bankacılık sektörünü kurtarmak euro bölgesinden talep ettiği 100 milyar euro'luk yardım öne çıkıyor.
Abone olİngiltere gazetelerinde bu sabah İspanya'nın euro bölgesinden aldığı kurtarma paketine ilişkin değerlendirmeler öne çıkıyor.
Guardian, sermaye takviyesi gerektiren bankaları için euro bölgesinden 100 milyar euro'luk kurtarma paketi talep eden İspanya'ya başyazısında yer veriyor. Gazeteye göre İspanya Başbakanı Mariano Rajoy'un 'zafer' olarak nitelendirdiği kurtarma paketi, ülkenin sorunlarını çözmede etkili olmayacak.
İspanya ekonomisinin, kurtarma paketine başvuran diğer üç ülke ekonomisinden iki kat büyük olduğunu vurgulayan gazete, 'banka borçlarının hükümetin hesabına yazılacağını, dolayısıyla da mali sorumluluğun vergi mükelleflerinin sırtına yükleneceğini' ifade ediyor.
Başyazıda, İrlanda, Yunanistan ve Portekiz'in uyguladığı kemer sıkma politikasının 'İspanyolların gözünü boyamaması gerektiği' belirtilirken, Jose Zapatero liderliğindeki Sosyalist hükümetin de 2010 yılında Almanya Başbakanı Angela Merkel'in baskısıyla kemer sıkma politikasını uygulamak zorunda kaldığı hatırlatılıyor.
Gazeteye göre, İspanya Başbakanı Rajoy'a sunulan koşulsuz kredi, Atina, Dublin ve Lizbon'daki siyasileri, kendi kurtarma paketlerini yeniden gözden geçirmeye teşvik edecek ve seçimlerin yaklaştığı Yunanistan'daki sol koalisyon Syriza'nın lideri lexis Çipras da seçim kampanyasında bu argümanı ön plana çıkaracak.
'Kurtarma paketi İspanya'ya yetmez'
Financial Times da başyazısında, euro bölgesi yetkililerinin büyük bir hızla uygulamaya koyduğu kurtarma paketinin yeterli olmayacağını savunuyor.
Gazeteye göre, kurtarma paketi, bankalara destek olmayı amaçlasa da, sorumluluk mevcut 559 milyar euro borcu olan hükümetin olacak.
Bankalara doğrudan sermaye sağlayacak olan Avrupa İstikrar Mekanizması'nın euro bölgesine üye 17 ülkenin onayından geçtikten sonra gelecek ay faaliyete geçeceğini hatırlatan gazete, bu nedenle İspanya'ya yardımların da gecikeceği yorumunu yapıyor.
İspanya'nın başvurduğu kurtarma paketine şüpheyle bakan bir diğer gazete de Independent.
İspanya'nın euro bölgesinden yardım talep etmesini doğru bir adım olarak nitelendiren gazete, ülkenin bu kurtarma paketiyle rahatlamayacağı görüşünde.
Gazete, başyazısında kurtarma paketinin kaderinin İspanya'nın elinde olmadığını, piyasaların vereceği tepkisinin etkili olacağını belirtip bunu anlamanın da biraz zaman alacağını ifade ediyor.
Kurtarma paketinin piyasalarda kısa vadede güven yarattığı ancak uzun vadede etkisinin giderek azaldığı yorumunu yapan gazete, 100 milyar euro'nun yeterli olmayabileceği ve İspanya'yı da İtalya'nın takip edebileceğini belirtiyor.
İngizler İşçi Partisi'ni destekliyor
Times gazetesi ise, euro krizi penceresinden İngiltere'nin Avrupa Birliği'ndeki konumunu irdeliyor. Yaptırdığı kamuoyu yoklamasının sonuçlarını manşetine taşıyan gazeteye göre, her 10 İngiliz'den 8'i İngiltere'nin Avrupa Birliği üyeliğinin referanduma götürülmesini istiyor.
Katılımcıların yaklaşık yüzde 50'si, Avrupalı liderlerin giderek kötüleşen ekonomi ile ilgili bir karar almasını beklemeden, İngiltere'nin Avrupa Birliği üyeliğinin sandığa götürülmesinden yana. Ankete katılanların üçte biri de bu referandumun bir iki yıl içinde yapılması gerektiğini düşünüyor.
Gazete, İngiltere'de 2008 yılında batışını önlemek için devletin hisselerinin büyük bir bölümüne el koyduğu RBS ve Lloyds bankalarının, derecelendirme kuruluşu Moody's tarafından kredilerinin düşürülmesi beklendiğini hatırlatıp İngiltere'nin de euro bölgesindeki krizden kısa sürede etkileneceğini belirtiyor.
Haberde, koalisyonun küçük ortağı Liberal Demokratlar'ın çoğunun İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılmasına yönelik referanduma gidilmesinden yana olduğu, Muhafazaklar'ın ise daha çekimser olduğu ifade ediliyor.
'Türkiye'de model ülke olamaz'
Guardian gazetesindeki yorum sayfalarında Türkiye'deki basın özgürlüğü tartışmalarına ilişkin bir makale dikkat çekiyor.
Guardian'daki 'New Statesman' dergisi editörü Mehdi Hasan imzalı makalede Türkiye'deki basın özgürlüğünü eleştiriliyor.
Türkiye'de yaklaşık 100 gazetecinin demir parmaklıklar ardında olduğunu belirten Hasan, bu rakamın İran ve Çin'den daha fazla olduğuna dikkat çekiyor.
Halkın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hükümetini eleştirmekten çekindiği belirtilen yazıda, "İstanbul'da yeni bir korku havası var" ifadesi kullanılıyor.
İngilizce yayın yapan El Cezire televizyon kanalına bir program hazırlamak için gittiği İstanbul'dan izlenimlerini aktaran Mehdi, Türkiye'de yargı sisteminin bağımsız olmadığını söylerken bunun sorumlusu olarak AKP hükümeti üyelerini gösteriyor. New Statesman editörüne göre, bakanlar davalara müdahale ediyor.
Nuray Mert'in Milliyet gazetesinden, Ali Akel'in de Yeni Şafak gazetesinden ayrılmalarının sebebinin Başbakan Erdoğan'ı eleştirmek olduğunu belirten Mehdi, yalnızca gazetecilerin değil, öğrencilerin ve sanatçıların da ifade özgürlüğünün kısıtlandığını yazıyor.
Hasan, Fazıl Say hakkında açılan dava ve parasız eğitim eylemi nedeniyle hapis cezasına çarptırılan üç öğrencinin durumuna ilişkin ayrıntıları da aktarıyor.
Başbakan Erdoğan'ın eleştiriler karşısında hoşgörüsüz bir tutum izlediği yorumunu yapan Mehdi, "Türkiye, kendi evinde düzenini kuramadığı sürece Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu Tunus ve Mısır gibi ülkelere model olamaz. Dışarıda özgürlüğe ilham vermek için, Türk hükümeti önce kendi evinde özgürlüğü garanti altına almalı" diyor.
'İngiltere'nin AB üyeliği referanduma gitsin'
Independent gazetesi de manşetine İngiltere iç siyasetine ilişkin bir haberi taşıyor. İngiltere'de yapılan en son kamuoyu yoklamasına yer veren gazete, Muhafazakâr ve Liberal Demokratların kurduğu koalisyonun 'sallantıda olduğunu, Ed Miliband liderliğindeki İşçi Partisi'ne olan desteğin de arttığını' yazıyor.
Gazete, geçen ayın verilerine dayandırılan kamuoyu yoklamasında İşçi Partisi'ne olan desteğin yüzde 42, Muhafazakârlara verilen desteğin yüzde 34, Liberal Demokratlara da verilen desteğin de yüzde 10 olduğunu aktarıyor.
Uzman görüşlerine yer verilen haberde, halkın iktidardaki Muhafazakâr ve Liberal Demokrat koalisyonundan memnun olmadığı, 2015 yılındaki seçimlerde İşçi Partisi'nin daha çok oy alabileceği belirtiliyor.
Gazete, koalisyona olan halk desteğinin azalmasını giderek kötüleşen ekonomik şartlara bağlıyor.