BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.010,26
HABER /  GÜNCEL

11 Eylül 2011 Basın Özeti

İngiliz Pazar gazetelerinden seçtiklerimiz: 11 Eylül'ün mirası, Kahire'deki İsrail büyükelçiliğine saldırı, Kaddafi'nin İngiliz muhafazakarlarıyla ilişkisi...

Abone ol

İngiliz Pazar gazetelerinin ortak uluslararası konusu, ABD'yi hedef alan 11 Eylül saldırılarının 10. yıldönümü...

On yıl önce bugün ABD'de simgesel öneme sahip bir dizi hedefe, el Kaide tarafından planlandığı düşünülen saldırılar yapılmıştı.

Bu saldırılar ardından zamanın ABD yönetimi küresl düzeyde 'terörle savaş' ilan etti.

Gazeteler, bir yandan 11 Eylül günü yaşananların insani portresini sunarken, diğer yandan da ABD yönetiminin ilan ettiği savaşın sonuçlarını ve 10 yıl sonra dünyanın daha güvenli olup olmadığını değerlendiriyor.

Independent on Sunday 'el Kaide ve terörle savaşın ardındaki mit' başlıklı bir yazı yayınlamış.

Yazarı gazetenin Ortadoğu muhabiri Patrick Cockburn...

Yazıda el Kaide'nin örgüt yapısı, Osama bin Ladin'in küresel cihada liderlik kapasitesi ve Batı'nın 11 Eylül saldırılarına tepkisi ele alınıyor.

Cockburn'e göre, Osama bin Ladin liderliğinde bir el Kaide'nin küresel cihadın merkez karargahı olduğu iddiası başından beri aslı astarı olayan bşr iddiaydı.

Yazar, el Kaide'nin oldum olası çok küçük bir örgüt olduğunu ve merkezi yapının yerel örgütlenmelerle bağının çok zayıf olduğunu belirtiyor.

Yazara göre, Batılı yönetimler el Kaide'nin kendisi hakkında sunduğu imajı kendi kamuoyuna gerçek gibi aktararak, farklı arayışlarını meşrulaştırma yoluna gitti.

Cockburn, el Kaide'nin dev bir örgüt olduğu varsayımından çıkarak verilen tepkilerin de aslında örgütün işine yaradığını ileri sürüyor.

Radikal islamcı örgütlerin küresel cihad ve Batı'yla savaş ideallerinden ziyade yerel sorunlar ve kaygılardan yola çıkarak eylem yaptığını belirten yazar, ABD'nin 11 Eylül'e verdiği tepkinin el Kaide liderliğinin işine yaradığı kanısında.

Yazar buna örnek olarak, İngiltere hükümetinin, Kuzey İrlanda merkezli IRA örgütü ile mücadelesini gösteriyor.

IRA eylemlerinin ilk aşamasında İngiltere'nin bunlara sert tepkiler vererek, IRA'nın temsilcisi olduğunu ileri sürdüğü Kuzey İrlandalı Katolik toplum üzerindeki baskıları büyük ölçüde artıdığını, buna tepki olarak da katolik gençlerin örgüte akın ettiğini yazıyor.

Patrick Cockburn İngiltere hükümetlerinin bu hatanın farkına varıp politikalarını değiştirdiğini belirtiyor.

11 Eylül'ün mirası

Observer yorum sayfalarında, Amerikalı siyaset bilimci Francis Fukuyama'nın 11 Eylül değerlendirmesine yer veriyor.

Yazara göre, 'o korkunç günlerin mirası zannedilenden çok daha önemsiz olacak'.

Fukuyama '50 yıl sonra el Kaide'nin tarihin bir dip notu haline geleceği, hepimizi etkileyen gelişmenin Çin'in sürekli yükselişi' olacağı kanısında.

Şu anda ABD'nin önde gelen üniversitelerinden Stanford'da öğretim üyeliği yapan Fukuyama, 1990'ların başında yayınlanan, Tarihin Sonu adlı kitabıyla dünya çapında üne kavuşmuştu.

Bir süre, oğul Bush döneminde ABD dış politikasında nüfuzu zirveye çıkan yeni-muhafazakarlara yakın bir isim olan Fukuyama, daha sonra bu çevrelerle arasına mesafe koydu.

Yazara göre, Osama bin Ladin'in tarihsel mirası pek de büyük olmayacak.

El Kaide ideolojisinin bazı bireylere çekici gelse de, Ortadoğu'da hakim eğilimi temsil etmediğini belirten yazar, Arap alemindeki son gelişmelerin de, bu bölgenin demokrasi talebinden yoksun olduğu iddialarını bir kenara attığı kanısında.

Japon asıllı Amerikalı yazar, 2001 yılından bu yana dünya tarihi açısından en önemli olgunun, Çin'in yükselişi olduğunu belirtiyor.

Mısır'da İsrail büyükelçiliğine saldırı

Gazetelerin geniş yer ayırdığı konulardan biri de, cuma günü Mısır'daki İsrail büyükelçiliğine yapılan saldırı...

Sunday Telegraph, Mısırlı protestocuların İsrail'in Kahire Büyükelçiliğine girmesinin ardından ülkenin alarma geçirildiğini bildiriyor.

Binada mahsur kalan 6 büyükelçilik görevlisinin Mısır komandoları tarafından kurtarıldığını aktaran gazete, olayın İsrail ile Mısır arasındaki barış üzerinde olumsuz etki yapacağını kaydediyor.

Cuma namazı ardından, Tahrir Meydanı'nda toplanan binlerce protestocu siyasi reformların yavaşlığından şikayet eden sloganlar atmış, sonra da yüzlerce kişi İsrail'in Kahire Büyükelçiliğine saldırmıştı.

Sunday Telegraph bu grubun İsrail'e karşı nefret dolu sloganlar attığını belirtiyor.

Kahire'deki İsrail Büyükelçiliğine giren protestocular büyükelçilikteki bazı evrakları tahrip etti.

Gazete, saldırı ardınan İsrail'in Mısır Büyükelçisi ve yaklaşık tüm elçilik çalışanlarının ülkelerine döndüğünü belirtiyor.

Gazete, böylece İsrail'in güvenliği açısından büyük önem atfedilen iki ülke olan Mısır ve Türkiye'de üst düzey diplomatik temsilcisinin kalmadıpına dikkat çekiyor.

Kaddafi ile İngiliz muhafazakarlarının ilişkisi

Libya'da Muammer Kaddafi yönetiminin devrilmesi ardından, geçtiğimiz yıllarda İşçi Partisi hükümetinin Kaddafi ile yakınlaşma çabası sık sık eleştiri konusu olmuştu.

Eleştiri konularının başında da, İskoçya üzerinde bir yolcu uçağının düşürülmesinden sorumlu tutulan Libyalının, kanserden ölmek üzeer olduğu gerekçesiyle ülkesine gönderilmesi vardı.

Sunday Times, bu konuda zamanın muhalifleri olan Muhafazakarların da çok masum olmadığını ileri sürüyor.

Gazeteye göre, Muhafazakar partili eski bir ticaret bakanı, söz konusu Libyalının ülkesine gönderilmesine yardımcı olmak için Kaddafi'nin oğlundan para istemiş.

Gazete, Lord Trefgarne'ın Seyfülislam Kaddfi'den 1,5 milyon dolar istediği bir mektup bulduklarını bildiriyor.

Gazeteye göre, söz konusu mektup Trablus yakınlarında Seyfülislam Kaddafi'nin bir süre kaldığı bir çiftlik evinde bulunmuş.