BIST 9.953
DOLAR 35,21
EURO 36,71
ALTIN 2.974,90
HABER /  GÜNCEL

10 yıllık cinayetin sırrı

Edirne'de 1994 yılında, Selimiye Camii yanındaki Zehrimar Mezarlığı'nda tecavüz edilip öldürülen Nagihan Polat cinayetinde, 10 yıl sonra yeni gelişmeler yaşandı.

Abone ol

Edirne'de 1994 yılında, Selimiye Camii yanındaki Zehrimar Mezarlığı'nda tecavüz edildikten sonra iple boğularak öldürülmüş olarak bulunan araştırma görevlisi Nagihan Polat cinayetinde, katilin yakalanması için maktule DNA testi yapılmasına karar verildi. Polat'ın mezarı 10 yıl sonra DNA testi için bir kez daha açıldı. Olaydan sonra cinayet zanlısı olarak yakalanan Orhan Dinç, yargılandıktan sonra suçlu bulunmuştu. 8 yıl hapis yattıktan sonra sanığın isteği üzerine yapılan DNA testleri üzerine, Dinç'in cinayeti işlemediğine karar verilmiş, suçsuz bulunarak serbest bırakılmıştı. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın isteği üzerine maktulenin Hacıumur'daki kabri açıldı. Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı ve Adalet Komisyonu Başkanı Tayyip Özdurmaz, Cumhuriyet Savcısı Müsebbih Ergin, Maktül Nagihan Polat'ın ağabeyleri Serkan ve Burhan Polat, katil ya da katillerin bir an önce bulunup cezalandırılmasını istedi. Trakya Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışan Nagihan Polat cinayeti zanlısı olarak tutuksuz yargılanan Orhan Dinç'ten alınan örneklere ilişkin DNA izolasyon çalışmalarından sonuç alınamadı. Zehrimar Mezarlığı'nda 10 yıl ince iple boğularak öldürülen T.Ü Fen Edebiyat Fakültesi'nde Araştırma Görevlisi Nagihan Polat'a DNA testi yapılması için maktulenin kabri açıldı. Alınan kemik ve diş örnekleri Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Maktul Nagihan Polat'ın ağabeyleri Serkan ve Burhan Polat, kardeşlerinin katil ya da katillerinin bir an önce bulunup cezalandırılmasını istediklerini söyledi. Bilindiği gibi 3 yıl aradan sonra cinayet davası Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 25 Mart 2003 tarihli bozma ilamına uyularak 8 Ekim 2003 tarihinde ikinci kez sil baştan başlamıştı. Tutuksuz olarak yargılanan Orhan Dinç'in gelmemesi üzerine 14 Kasım 2003'e kalan davada sanık, kendisinin suçsuz olduğunu söylemiş ve mahkeme de T.Ü Tıp Fakültesi Hastanesi'nde materyallerin saklama şartlarının usulüne uygun olup olmadığını tespiti için uzman bilirkişi aracılığı ile keşif yapılmasını istemişti. Bunun üzerine 9 Şubat günü maktuleden alınan örneklerin saklandığı T.Ü Tıp Fakültesi Hastanesi arşivinde keşif yapılmıştı.