BIST 9.550
DOLAR 34,52
EURO 36,01
ALTIN 3.004,54
HABER /  GÜNCEL

10 yıl mağarada kapalı kaldım

14 yaşında örgüte katıldı... Sebebi de babasının onu yaşlı biriyle evlendirmek istemeseydi. Kaçışı dağda buldu... Ama...

Abone ol PKK'nın dağ kadrosunda 15 yıl faaliyet yürüttükten sonra güvenlik güçlerine teslim olan kadın PKK'lı Z.E., örgütte hastabakıcı olarak görev yaptığını ve 10 yıl mağaradan dışarı çıkmadığını söyledi. 

Şanlıurfa'nın Birecik İlçesi'nde 6 Ekim 2006 günü güvenlik güçlerine teslim olan ve hakkında 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan 33 yaşındaki `Hevdem' kod adlı PKK'lı Z.E.'nin yargılanmasına Diyarbakır 6'ıncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmada tutuklu kadın PKK'lı hazır bulundu. 14 yaşındayken cahillik yaparak örgüte katıldığını belirten Z.E şunları anlattı:

"Aynı mahalleden arkadaşım C.A.'yı babası yaşlı bir adamla zorla evlendirmek istedi. C.A. ne pahasına olursa olsun 14 yaşındayken dedesi yaşındaki biriyle evlenmek istemiyordu. Bizim yörede yaşı küçük kızların zorla yaşlı kişilerle evlendirilmek istenmesi yaygındır. Bu durumdan ben de korktuğum için çıkış yolu olarak PKK'ya katılmaya karar verdik. Dicle suyunu geçip Küpeli Dağı'na ulaştığımızda PKK'lılarla karşılaştık. 4 gün sonra arazide bizi fark eden askerlerle PKK'lılar arasında çatışma çıktı, ben sol omuzumdan yaralandım. Mağarada tedavim yapıldı."

ARKADAŞI ÇATIŞMADA ÖLMÜŞ

Tedavi sonrasında Şırnak'taki Bestler-Dereler bölgesine gönderildiğini, kendisine sağlık eğitimi verildiğini ve 2'si Suriyeli 3 doktorun mağarada gelen yaralıları tedavi ettiğini belirten Z.E., "Bizi arkadaşım C.A. ile ayırdılar, onu bir daha görmedim. Çok sonra bir çatışmada öldürüldüğünü duydum. 1998 yılında Kandil Dağı'na geçtim. Burada 1'i Alman, 1'i Suriyeli 3 doktor vardı. Gelen yaralıların tedavilerini yapıyorlardı. Ben sağlıkçı olduğum için mağaradan hiç dışarı çıkmadım" dedi.

Gelen yaralılara ilk müdahaleyi yapmakla görevli olduğunu, ameliyat yapmak için gerekli imkanlara da sahip olduklarını, ancak durumu ağır olanları BM kontrolündeki Mahmur Kampı'na, buradan da Musul'daki hastanelere gönderdiklerini kaydeden Z.E., "Örgüte katıldığımın dördüncü gününde yaralanınca pişman oldum, ancak kaçmayı hiç düşünmedim. Çünkü 10 yıl mağarada yaşadığım için ve çevreyi bilmediğim için diğer örgüt mensupları gibi araziyi tanıma şansım yoktu. Bu nedenle kaçarsam yakalanıp öldürüleceğimi düşündüm. 10 yıl boyunca hep rutubetli mağarada yaralılarla kan kokusu içinde yaşadım" diye konuştu.

HANIMEFENDİ GİBİ KARŞILANDIM

Böbrek rahatsızlığı nedeniyle 2003 yılında Musul'daki bir hastaneye tedavi için gönderildiğini, kendisi gibi daha önce PKK'lı olan ve şu anda KDP'ye peşmergelik yapan Divara ve Mizgin kod adlı arkadaşlarının yardımıyla örgütten kaçarak Suriye'ye gittiğini kaydeden Z.E. şöyle devam etti:

"Benim gibi örgütten kaçan Suriyeli bir arkadaşımın ailesinin evine sığındım. 5 yıl bu evin günlük işlerinde çalışıp onlara yardım ettim. Teslim olmayı hiç düşünmedim, çünkü örgüt bize sürekli teslim olanların müebbet hapisle cezalandırılacağını, ya da öldürüleceğini anlatıyordu. Ancak babam izimi bulup benimle telefonla irtibat kurdu. Bana kendiliğinden teslim olanların serbest kaldığını anlattınca ikna olup teslim olmaya karar verdim ve kaçak yoldan sınırı geçip Birecik Jandarma Komutanlığı'na teslim oldum. Bana fırsat verilirse pişmanlığımı ispatlayacağım. Teslim olduktan sonra gerek Jandarma, gerekse Adliye'de bir hanımefedi gibi karşılandım. Bu da beni çok etkiledi."

SERBEST KALDI

Kısa bir ara veren mahkeme sanığın kendiliğinden güvenlik güçlerine teslim olup, silahlı eylemlere katılmamış olması nedeniyle TCK'nın 221/2 maddesi uyarınca etkin pişmanlıktan yararlandırılarak ceza verilmeden serbest bırakılmasına oy birliğiyle karar verdi.