BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40

10 soruda Erdoğan-Gülen savaşı

10 soruda Erdoğan-Gülen savaşı

Ruşen Çakır ve Semih Sakallı yeni kitaplarında Erdoğan- Gülen savaşını anlattı. İ

10 soruda Erdoğan-Gülen savaşı

Ruşen Çakır ve Semih Sakallı yeni kitaplarında Erdoğan- Gülen savaşını anlattı. İşte 100 soruda Erdoğan- Gülen savaşı adlı kitaptan derlenen 10 önemli detay;

10 soruda Erdoğan-Gülen savaşı

1-) Referandumdan sonra yargı vesayetinde ne gibi değişiklikler yaşandı?
AKP Hükümeti önce e-muhtıra, sonra 367 krizi, ardından üniversitelerde türban serbestliği ve son olarak AKP’yi kapatma davasının akabinde ordunun yüksek yargıdaki egemenliğine son vermeye karar verdi. AKP, askerin ve yargının birlikte devam ettirdiği vesayeti kırmak için tam olarak güvenmese de kendisine yakın gördüğü Gülen cemaatiyle bir işbirliğine girdi. Bu noktada büyük ölçüde Cemaat’in kontrolünde olan özel yetkili mahkemelere güvendi. Nitekim Ergenekon, Balyoz ve benzeri soruşturmalarla askeri vesayet büyük ölçüde geriletildi; 12 Eylül referandumuyla onaylanan anayasa değişiklikleriyle de hem Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, hem de yüksek yargı organları yeniden yapılandırıldı. Bu değişikliklerle birlikte yargıdaki vesayetin askerden AKP ile Gülen cemaatine geçtiği düşünülse de, boşalan vesayetin çok büyük bir bölümünün Cemaat tarafından tek başına doldurulduğu zamanla, özellikle 17 Aralık süreciyle birlikte anlaşıldı.

10 soruda Erdoğan-Gülen savaşı

2-) Bu sadece Türkiye içi bir iktidar kavgası mı, yoksa bunun dış boyutları var mı?
Bu kavga en az içeride kimin muktedir olacağı kadar, dış politikada da hangi politikaların izleneceğine dair bir kavgaydı. Zaten Cemaat ile hükümet arasındaki mücadele alanlarına baktığımızda Mavi Marmara olayını, İran ile ilişkileri, İsrail’e bakışı, Mısır’ı, Suriye’yi, El Kaide’yi görüyoruz. Bölgesel ve küresel sorunlardaki farklı bakış açıları bu kavganın çevresel sebeplerinden biri olmaktan ziyade temel bir sebebiydi.

10 soruda Erdoğan-Gülen savaşı

3-) Gülen’in kendi internet sitesinde yayınlanan “beddua”lı sohbet görüntüleri “ittifakı” nasıl etkiledi?
Gülen’in bu sözleri, sadece 17 Aralık sürecinin değil, Cemaat’in tarihindeki en kritik açıklama olma ihtimali son derece yüksektir. Nitekim bu “beddua” AKP ile Cemaat arasında zaten kopma noktasına gelen ilişkilere son darbeyi vurdu ve geri dönüş ihtimallerini büyük ölçüde ortadan kaldırdı.