BIST 9.627
DOLAR 35,24
EURO 36,79
ALTIN 2.964,37
HABER /  GÜNCEL

10 Ocak İngiltere Basın Özeti

İngiltere’deki gazetelerin dünya sayfalarında Türkiye, Mısır ve Suriye ile ilgili haberlerin yanı sıra, Çin’de çalışma kamplarının lağvedilmesi ve ABD eyaleti Colorado’da 10 günde 5 milyon dolarlık yasal marihuana satışı gibi konular dikkat çekiyor.

Abone ol

İngiltere’deki gazetelerin dünya sayfalarında Türkiye, Mısır ve Suriye ile ilgili haberlerin yanı sıra, Çin’de çalışma kamplarının lağvedilmesi ve ABD eyaleti Colorado’da 10 günde 5 milyon dolarlık yasal marihuana satışı gibi konular dikkat çekiyor.

Guardian gazetesinde, Türkiye’nin aralarında olduğu ‘ikinci kuşak’ gelişmekte olan ülkeler grubuyla ilgili iki sayfalık bir özel haber yer alıyor.

MINT (İngilizce’de darphane) kodlaması, dört ülkenin baş harfinden oluşturulmuş: Meksika, Endonezya (Indonesia), Nijerya ve Türkiye.

Haberde, 13 yıl önce Batılı yatırımcılara BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) ülkelerini işaret eden ekonomist Jim O’Neill’ın bugün MINT ülkelerini dikkate değer bulduğu aktarılıyor.

Guardian, MINT ülkelerinin ortak özelliklerini şöyle tarif ediyor:

“Hepsinin bolca genç işçi sağlayan büyük ve artan nüfusları var. Gelecek on yıllarda birçok gelişmekte ülke yaşlanan ve daralan nüfusları tarafından acımasızca düşük büyüme oranlarına sürüklenirken, bu onlara hızlı büyümede yardımcı olacaktır.

“Ayrıca hepsi yakınlarındaki büyük pazarlardan avantaj sağlayabilecekleri çok iyi coğrafyalarda konumlanmış haldeler; Endonezya Çin’e yakın, Türkiye Avrupa Birliği’nin kıysında ve Meksika ABD’nin kapı komşusu.”

“Nijerya’nın coğrafi avantajları o kadar gözler önünde değil belki ama kıtada sürekli bir güçlü büyüme dönemi yaşanırken, Avrupa ekonomisinin bağlantı merkezi olma potansiyeline sahip.”

ING Investment Management ekonomisti Tanweer Akram, parasını bazı gelişmekte olan ülkelerden çıkaran yatırımcıların, “cari hesap açığı, hedefin üstünde enflasyon ve büyüme durgunluğu nedeniyle kırılgan olan” ülkelerden kaçındıklarını belirtiyor.

Bu tanımdan hareketle Guardian, birkaç yıl öncesine kadar yatırımcıların hücum ettiği Türkiye ve Endonezya’nın artık daha dikkatli yaklaşılan ülkeler arasına girdiğini kaydediyor.

Haberde, enflasyonun %8 kapısına dayandığı Türkiye’ye IMF’nin faizleri %2,5 yükseltme çağrısı yaptığı hatırlatılıyor.

Guardian muhabiri Constanze Letsch ise özel habere sunduğu analiz yazısında, sağlanan istikrar nedeniyle örnek gösterilen Türkiye’nin bu “namının” yolsuzluk kriziyle darbe yediğini anlatıyor.

Analizde, AKP’nin 2002’de iktidara gelmesinin ardından enflasyonun %100’ler düzeyinden tek haneli sayılara düştüğü, gayri safi yurtiçi hasılanın ise %45 arttığı hatırlatılıyor.

Ekonomi ortalama %4’ün üzerinde büyürken, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın arka arkaya üç seçimi kazandığını anlatan Letsch, Türkiye’nin en değerli varlığı olan siyasi istikrarın, bakan istifalarına sebep olan yolsuzluk soruşturmaları ile sarsıldığını dile getiriyor.

AKP’nin “paklık” iddiasına ve yolsuzluğu sona erdirme vaadine gölge düştüğünü belirten muhabir, Türk lirasının büyük değer kaybettiğini dile getirirken, Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Asaf Savaş Akad’ın görüşüne başvuruyor. Akad, döviz kurunun ekonominin durumunu değil psikolojik algılamayı yansıttığını belirterek, ülke ekonomisinin geleceği hakkında konuşmak için erken olduğunu söylüyor.

Analizde, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, “makroekonomik temellerin güçlü, bankacılık sektörünün ve kamu maliyesinin güçlü” olduğu sözeri de aktarılıyor.

Analizin son bölümünde, Türkiye’nin yerel seçimlere ve ardından Cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlandığı hatırlatılarak, Bahçeşehir Üniversitesi’nden Prof. Seyfettin Gürsel’in görüşüne başvuruluyor.

Gürsel, seçim sonuçlarını tahmin etmenin güç olduğunu belirterek, AKP’nin %43’ün altında oy alması halinde Erdoğan’ın başkanlık seçimini kazanmasının ve parlamento seçimlerinde başkanlık sistemine geçiş için gerekli anayasal değişiklikleri sağlayacak çoğunluğu elde etmesinin çok zor olacağını ifade ediyor.

Bu arada, Times gazetesinde, yolsuzluk soruşturmaları sonrasında yüzlerce polis ve savcıyı görevlerinden kaydırdığı hatırlatılarak, sırada yargı bağımsızlığını ve internete erişimi kısıtlamaya yönelik yasal düzenlemeler olduğu belirtiliyor. Haberin başlığı şöyle: “Erdoğan yargıyı ve internet erişimini zapt ediyor.”

IŞİD zulmü

Times’ın dünya sayfalarındaki bir başka haberde, Suriye’de El Kaide çizgisindeki Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanları ile diğer silahlı İslamcı gruplar arasındaki çatışmalar anlatılıyor.

IŞİD’in Halep’ten çekilirken, 50 civarındaki rehineyi katlettiği belirtilen haberde, halen Rakka kentini elinde tutan bu militanların rehin tuttuğu aktivist, gazeteci ve yardım kuruluşu elemanının hayatından endişe edildiği dile getiriliyor.

IŞİD’in elinden sağ kurtulan rehineler, 2 Kürt’ün Suriye’deki Beşar Esad rejimiyle işbirliği yaptıkları gerekçesiyle gözleri önünde öldürüldüğünü anlatmış.

Esad yönetimine muhalefetiyle tanınan aktivist Milad Şehabi, rehin tutulduğu sırada rejim uçakları tarafından vurulmayı dilediğini söylüyor: “Uçakların bizi vurup bu işkenceden kurtarması için dua ettik… Ayaklanmanın başından beri devrimciyiz ve bize yapılan bu!”

IŞİD tarafından geçen yıl rehin tutulup serbest kalan Anthony Loyd ise analizinde, El Kaide’nin herkesi “dinden dönmüş” diyerek hedef tahtasına koyabileceğini vurguluyor.

Mısır'da referandum öncesi sıkı baskı

Mısır’da önümüzdeki hafta yapılması planlanan referandum öncesinde ılımlı bir partinin “Hayır” çağrısı yaptığı gerekçesiyle askeri cuntanın hedefi olduğu haberi de Times’ın dünya sayfalarında yer alıyor.

Üstelik bu parti, Temmuz ayında Müslüman Kardeşler üyesi Muhammed Mursi’nin ordu tarafından devrilmesini ‘kerhen’ destekleyen ve ılımlı İslamcı çizgide olan Güçlü Mısır partisi.

Partinin kurucusu Abdül Munim Abdül Fütuh, anayasa taslağının orduyu “devlet üstünde devlet” haline getirdiği gerekçesiyle itirazını dile getirince, parti üyelerinden üçü tutuklandı.

Times, hem askeri cuntaya hem de Müslüman Kardeşler’e karşı duran Devrimin Yolu Cephesi’nin de referandumda “Hayır” oyu verilmesi çağrısı yaptığına dikkat çekiyor.

Çin'de çalışma kampları kapandı

Daily Telegraph, Çin’den ‘iyi’ bir haber veriyor: On yıllardır binlerce kişinin “devrimci eğitim” adı altında kölelik koşullarında yaşadığı çalışma kampları lağvedildi.

Gazetenin muhabiri, başkent Pekin civarındaki altı çalışma kampının boş olduğunu tespit etmiş.

Birçok muhalif de, kamplardaki binlerce kişinin 2007’de Çin yönetiminin verdiği söze uygun olarak serbest bırakıldığını doğrulamış.

Colorado'da 5 milyon dolarlık kenevir satışı

Belli miktardaki marihuana çeşitlerinin ticari satışının yılbaşından itibaren serbest kaldığı ABD eyaleti Colorado’da şimdiden 5 milyon dolarlık esrar türevi madde satıldığı belirtiliyor.

Independent’a konuşan Ulusal Kenevir Endüstrisi Birliği kurucularından Aaron Smith şöyle diyor: “Bu, yasadışı uyuşturucu satıcılarının ve karaborsacıların eline geçmiş olacak bir 5 milyon dolar; şimdi onlar yerine küçük işyeri sahiplerine, topluluğa yeniden yatırım yapanlara, istihdam ve vergi geliri yaratanlara gidiyor.”

Satıştan yaklaşık 1 milyon dolar vergi geliri bekleniyor.

Uzmanlar, birçok kişinin bu tarihi anın parçası olmak için talebe katılması nedeniyle, beklenenin üzerinde satış gerçekleştiğini belirtiyor.

En büyük sorun ise bankaların bu ticareti yapan yaklaşık 50 dükkan sahibiyle çalışmayı reddetmesi. Zira halen ABD federal yasalarına göre marihuana türevleri yasak.

Gazetenin özel haberinde ise California’daki Oacksterdam Üniversitesi’nde 2007’den beri 15 bin kişinin kaliteli kenevir yetiştirme kursuna katılmış olması konu ediliyor.