Fransa'da Pazartesi uygulamaya giren peçe yasağı, Portekiz ve euro bölgesinin borç krizi, Yunanistan'da yeni sivil itaatsizlik eylemi
Abone olFransa'da Pazartesi günü uygulanmaya başlayacak peçe yasağı İngiliz basınında geniş yer buluyor.
Observer gazetesi, Fransa'nın Avignon kentinde yaşayan ve ülkede peçe takan kadınların yüzü haline gelen Kenza Drider'in gerçekleştirmeyi planladığı eylemi yazıyor.
Kim Willsher tarafından kaleme alınan haberde, Drider'in eyleminin Paris'e seyahat etmek üzere Avignon tren istasyonuna gitmekle başlayacağını yazıyor.
Habere göre, Drider'in istasyona peçeyle gitmesinin bedeli 150 Euro para cezası olabilir, eylemi tekrarlaması durumunda ise Drider 'vatandaşlık kursu'na gönderilebilir.
Willsher, Sarkozy hükümetinin üzerinde büyük çaba harcadığı peçe yasağının az sayıda kadını etkileyeceğini yazıyor.
64 milyon nüfusa sahip Fransa'da 2 bin başörtülü kadın olduğu, bunlardan ise yalnızca 350'sinin peçe de taktığını ekliyor Willsher.
Willsher'a örtünmeyi kendi seçtiğini söyleyen Drider, sözlerine şöyle devam ediyor: "Cumhurbaşkanı Sarkozy, Fransa'da çarşafın yeri olmadığını söylediğinde, benim cumhurbaşkanım da olarak, ırkçılığa ve İslam'a karşı saldırılara kapıyı açtı."
Sarkozy'ye kendi partisinden suçlama
Independent on Sunday ise, yaklaşan peçe yasağı öncesinde Sarkozy'nin merkez sağ partisinin bölünmüşlüğüne dikkat çekiyor.
Haberde, partinin geçen hafta düzenlediği kamuya açık 'İslam Fransız Cumhuriyeti'nin laik geleneğiyle uyumlu mu' konulu konferans sonrasında ikiye bölündüğü belirtiliyor.
Sarkozy'nin kendi partisi içinden dahi aşırı sağcı Milli Cephe partisinin yükselişini önlemek amacıyla İslam ile ilgili endişeleri suistimal etmekle suçlandığı da yazılıyor.
Anketlerin yükselişe geçtiğini gösterdiği yeni aşırı sağcı lider Marine Le-Pen'in sokakta kılınan namazları bir tür "işgal" olarak gördüğü ve Fransa'nın Naziler tarafından işgal edilmesine benzettiği de hatırlatılıyor.
'İngiltere Portekiz'i kurtarmamalı'
Sunday Times gazetesi ise, başyazılarından birini Portekiz'e verilecek kurtarma paketine ayırmış.
İngiltere'nin Portekiz'in kurtarılmasına dahil olmaması gerektiğini savunan yazıdan önce çıkan satırlar şöyle:
"Avrupa'nın entegrasyon hırsının doruk noktası olan euro, artık en büyük budalalığı haline gelmiş durumda. Bununla hemfikir olmayanlar, euronun sorunlarının küresel ekonomik krizden kaynaklandığını söyleyecektir. Ancak bu hikayenin yalnıca bir kısmı. Kriz patlak vermeden uzun süre önce, uzmanlar euro bölgesinin çeperlerinde yer alan ve gittikçe daha hassas görünen ekonomilere (Portekiz, İrlanda, Yunanistan ve İspanya) ilişkin endişeliydi."
Ortak para biriminin ancak tüm üyeler aynı adımda yürürse işleyebileceğini savunan yazıda, euro bölgesinin üyelerinin disiplinsizliği Trablus'tan ilerleyen Libyalı isyancılara benzetiliyor.
Bu durumun ortaya çıkardığı üç soruyu ise yazı bu ekonomiler için ne gibi kalıcı uygulamalar getirileceği, krizin nerede duracağı ve İngiltere'nin rolünün ne olması gerektiği olarak tanımlıyor.
2013 yılında uygulamaya girecek AB kalıcı kurtarma mekanizmasına İngiltere'nin katkı yapmayacağının hatırlatıldığı yazıda, İngiltere'nin kendi sorunları ve kemer sıkma politikalarıyla baş etmesi gerektiği vurgulanıyor ve "Avrupa'nın hırsı ve budalalığının bedeli"ni ödememesi çağrısı yapılıyor.
Sıkı mali politikalar iflasa götürebilir
Observer ise, danışmanlık şirketi Fathom tarafından hazırlanan ve euro bölgesindeki krizin yakın geleceğinde mali politikaların belirleyici olacağını savunan bir raporu sayfalarına taşıyor.
Raporda, Yunanistan ve İrlanda'ya verilen kurtarma paketlerinin faiz oranlarına getirilecek herhangi bir artışın bu ülkelerin borçlarını ödeyememesine yol açacağı belirtiliyor.
Fathom şirketinin direktörü Danny Gabay, Observer'a yaptığı açıklamada "Eğer Avrupa Merkez Bankası mali politikaları sıkılaştırmaya devam ederse, ülkeler borçlarını ödeyemeyecek. Özellikle de Yunanistan'ın izlediği yol sürdürülebilir değil." diyor.
Raporda, Madrid'in ekonomisinin Portekiz'den çok daha sağlıklı olduğunda ısrar etmesine rağmen İspanya'nın da hassas bir durumda olmaya devam ettiğine dikkat çekiliyor.
Gabay, krizin etkisi altında olan 'çeper' euro ülkelerinin borçlarının çoğunun euro bölgesinin merkezi sayılan ülkelere olduğuna dikkat çekiyor ve bu borçların son kuruşuna kadar ödenmesinde ısrarcı olunmasının euro bölgesi içerisindeki kırılmayı artıracağını söylüyor.
Yunanistan'da sivil itaatsizlik
Times on Sunday gazetesi de, Yunanistan'da kemer sıkma politikalarına karşı başlatılan yeni bir sivil itaatsizlik eylemine dikkat çekiyor.
'Ödemeyeceğim' eylemine katılan eylemcilerin artan ücretleri protesto etmek için metro turnikelerinden ücret ödemeden geçtiğini yazan haberde, yaşananların Portekiz'i bekleyen sorunların habercisi olabileceği de ekleniyor.
Haberde ayrıca artan gişe ücretlerini protesto eden araç sahiplerinin otoban gişelerindeki bariyerleri kaldırdığı, aktivistlerin metro ve otobüs bileti satan makinaları kullanılamaz hale getirdiği de yazıyor.
Ülkenin sosyalist hükümetinin, artan muhalefet karşısında endişe duyduğu ve otoban, metro ve otobüs ücreti ödememeyi adli suç haline getiren bir yasayı kabul ettiği de haberde belirtiliyor.