Bir değil iki değil tam 10 kez evlat acısı yaşadı. Şimdi iki evladı var ama onların da hasretini çekiyor. 87 yaşındaki kadının hayattaki çilesi bitmek bilmiyor.
Abone olAnneler Günü'ne bazı anneler çocuklarıyla neşe içinde girerken bazıları da Mersin'in Toros Dağları'nın eteğindeki dağ köyü Dalakderesi'ndeki Gülistan El gibi evlat acısı çekiyor.
Çevresinde örnek bir Anadolu kadını olarak tanınan, herkesin “Gülistan Ana” diye hitap ettiği 84 yaşındaki Gülistan El, köydeki tek odalı evinde yalnız yaşıyor.
Evlat acısı ve hasretinin yanı sıra yoksullukla savaşan Gülistan El, Anneler Günü'nde kapısını çalan kimse olmadığını söyledi.
Gülistan El, 12 çocuk dünyaya getirdiğini, bunlardan 9'unu küçük yaşlarda hastalık nedeniyle, 2 çocuk annesi kızını ise 25 yıl önce doğum sırasında kaybettiğini belirterek, “Bir annenin yaşayabileceği en büyük acı olan evlat acısını 1 değil, 2 değil, tam 10 kez yaşadım” dedi.
Evlat acısının yanı sıra evlat hasretiyle adeta yandığını söyleyen Gülistan El, “Hayatta kalan oğullarımdan Gürol, ekmek parası uğruna Irak'a gitti, onu aylarca görmüyorum. Diğer oğlum ise hayırsız çıktı. Bırakın Anneler Günü'nü yılın hiçbir gününde kapımı çalmaz” diye konuştu.
Bahçesinde yetiştirdiği sebzelerle karnını doyuran, “50 yıllık sadık dostum” dediği eski dikiş makinesiyle köydeki genç kızlara düğün kıyafetleri dikerek geçimini sağlayan Gülistan El, şunları söyledi:
“Kış aylarında ise getirilen birkaç parça odun veya gıda maddesi karşılığında dikiş dikiyorum. Artık yaşlandım, gözüm iyi görmüyor ama çalışmak zorundayım. Burada herkes beni seviyor, sayıyor ancak akşam olunca herkes evinde, ben yalnızım. Bu yalnızlığa isyan ediyorum ama elimden bir şey gelmiyor.”