Yargıtay, 2010’da evlenen ancak sadece 10 gün aynı evde yaşayan çiftin boşanma talebini reddeden yerel mahkemenin kararını bozdu.
Abone ol2010’da evlenen ancak sadece 10 gün aynı evde yaşayan çiftin boşanma talebini mahkeme inandırıcı bulmayarak reddetti. Yargıtay ise “İki taraf da kusurlu ve geçimsizlik var. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamak kanunen mümkün değil, boşanmalarına karar verilmeli” dedi.
Kadının eşine sürekli hakaret ettiğine, kocanın da evi terk ederek elektriği ve suyu kestirdiğine dikkat çeken Yüksek Mahkeme, “Birisinin kusurunu diğerinin kusurundan üstün tutmak mümkün değil. Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik mevcut. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlama artık kanunen mümkün değil. Boşanmalarına karar verilmeli” dedi.
Yargıtay’ın kararına konu olay şöyle gelişti: Antalya’da yaşayan İ.Ö., ve F.Ö., 2010 yılında evlendi. Ancak evliliğin üzerinden henüz 10 gün geçmişken koca İ.Ö. evi terk ederek ilk eşinden olan oğlunun evine yerleşti. F.Ö., daha sonra boşanma davası da açtı.
‘ERKEKLİĞİN BİTMİŞ’
Antalya 2. Aile Mahkemesi’nde görülen davada dinlenen koca İ.Ö., eşinin kendisine sürekli hakaret ettiğini belirterek, “Evliliğimizin hemen başında karım bana, ‘Kazandığın paraları bana teslim et, evi ben idare edeceğim, mallarının yarısını benim üzerime yapacaksın’ gibi söylemlerde bulunmaya başladı. Bana ‘Erkekliğin bitmiş’ gibi hakaretlerde bulunuyordu. Bütün bunlara 10 gün dayanabildim ve daha sonra oğlumun yanına sığındım. Bu sefer de beni tehdit etmeye başladı” dedi. Kocasının evlenmeden önce kendisine ilk evliliğinden çocuğunun olmadığını söylediğini ifade eden davalı eş F.Ö. ise, “Dini nikâhımız kıyıldığı gün bana, yıllar önce bir erkek evlat edindiğini, onlardan korktuğu için parasını halının altına sakladığını söyledi. Oğlu da bana hakaret ediyordu. Eşim, ben kardeşimdeyken eşyalarını toplayıp oğluna gitmiş. Ertesi gün elektrik ve su aboneliğini iptal ettirdi, daha sonra da evin kilidini değiştirdi. Kocam, gelini ve oğlunun etkisinde kalarak bana dava açtı. Bin TL tedbir nafakası verilmesini, müşterek evin üzerime tahsis edilmesini ve 30 bin TL tazminat istiyorum” diye konuştu. Tarafların beyanlarını inandırıcı bulmayan mahkeme, boşanma davasının reddine karar verdi. Mahkeme, koca İ.Ö.’nün eşi F.Ö.’ye sadece 200 TL tedbir nafakası ödemesini kararlaştırdı. Bu karar İ.Ö. tarafından temyiz edildi.
YARGITAY BOZDU
Temyizi görüşen Yargıtay, yerel mahkeme kararını bozdu. Kararda, “Karı-kocadan birisinin kusurunun diğerinin kusurundan üstün tutulmasının mümkün bulunmadığı anlaşıldı. Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte geçimsizlik mevcuttur. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamak artık kanunen mümkün değildir. Boşanmalarına karar verilmeliydi” denildi.
Yerel mahkeme, karara direndi. Ancak Hukuk Genel Kurulu’nca kabul görmedi. Böylece karar kesinleşmiş oldu. Yeniden yapılacak yargılamada mahkeme sadece 10 gün birlikte yaşayan çifti 5 yıl süren ayrılığın ardından boşayacak.