Yunan ekonomisinin borç krizinden çıkması için alternatif arayışı sürüyor. BBC ekonomi editörlerinden Paul Mason, tartışmanın temel noktalarını ve olasılıkları irdeledi.
Abone olPaul Mason
BBC Newsnight Programı, ekonomi editörü
1. Avrupa Birliği liderlerinin üzerinde anlaşamadıkları konu şu: Yunanistan'ın borç geri ödemelerini baştan tanımlanmış, kontrollü bir yapı içinde aksatmasına dolayısıyla da banka ve emeklililik fonlarının Yunanistan'a verdikleri borçları geri alamamasına göz yumulmalı mı yumulmamalı mı... Almanya'nın bu soruya yanıtı 'evet' iken, Avrupa Merkez Bankası başkanı Jean-Claude Trichet hayır diyor.
2. Mesele, Yunanistan'ın IMF ve AB tarafından 110 milyar euro destekle gerçekleşen ilk "kurtarılışının" işe yaramaması. Şu an Yunanistan'ın işlemlerini gerçekleştirmek için IMF ve AB'den gelecek 85 milyar euroya ve dahası 30 milyar euroluk malvarlığını satmaya ihtiyacı var, zira uluslararası piyasalardan borç alamıyor.
3. AB Yunanistan'a yapılacak yardımı, sözkonusu yardıma karşı olan Finlandiya, Almanya ve Hollanda gibi ülkeler nezdinde meşrulaştırmak için, Yunanistan'dan yardım karşılığında kamu harcamalarının yüzde 10 oranında azalmasını, kamu çalışanlarının maaşlarından üçte bir oranında kesinti yapılmasını ve 50 milyar euroluk özelleştirme gerçekleştirilmesini şart koşuyor.
4. Ancak bu koşullar Başbakan Papandreu tarafından meclisten geçirilemedi. İktidar partisinin meclisteki çoğunluğu, kesinti paketinin detayları duyuldukça ve tepkiler arttıkça, azaldı. Başbakan muhalefetteki Yeni Demokrasi Partisi'ne ulusal birlik hükümeti kurmayı teklif etti, olumlu yanıt alamadı. Yerine geçecek hükümetin tasaruf önlemleri paketini imzalaması şartıyla istifa etmeyi önerdi, boşalacak göreve talip çıkmadı.
5. Dolayısıyla, euro krizinin aşılabilmesi için istikrarlı olması gereken unsurlardan biri aksıyor. AB yetkilileri Yunanistan'a yapılacak yardımın koşullarını tartışırken, Yunanistan tarafında güvenebilecekleri bir muhatap olmaması işi zorlaştırıyor. Perşembe günü yeni hükümet yemin edip göreve başlasa bile AB müzakereleri Parlamento'dan geçip geçmeyeceği belli olmadan yürütmek durumunda.
6. Finans piyasaları zaten bir süredir Yunanistan'ın borcunu zamanında ödeyememesi beklentisi doğrultusunda pozisyon alıyorlardı; bu yüzden paranın yüzde 50 ile yüzde 70 arasında bir kısmını gözden çıkarmışlardı.
7. Ancak asıl mesele bu kayıpların hesap defterlerine geçişi. Ülkelerin borçlarına değer biçip bunları sigortalayanlar açısından borçların karşılıksız krediler hanesine geçmesi bir 'kredi miladı' olacak. İnsanların risk algılaması bundan etkilenecek, riskten daha çok kaçınılacak. Portföyler riskten arındırılırken bankaların birbirlerine borç vermeye yanaşmadığı bir durum da ortaya çıkabilir. Avrupa siyasetinde karar verici konumdakilerin kaygılandığı kredi darboğazı işte bu. Olaylar böyle bir darboğazı tetiklerse, bu tüm dünya ekonomisini etkileyecek.
8. Bunun alternatifi nedir? Yunanistan'ın borçlarını ister kaotik bir şekilde, ister planlı olsun geri ödememesine izin vermek ve bundan etkilenecek kuzey Avrupa ülkelerinin bankalarını kurtarmak için vergi mükelleflerinin parasını kullanmak. Piyasa oyuncuları Belçika bankası Dexia'nın böyle bir durumda alacağı darbenin Belçika hükümetinin borçlarını da gündeme taşımasından endişeli.
9. Kim kaybedecek? Muhtemelen Yunanistan'a, Yunan bankalarına, Yunan halkına borç vermiş, kredi açmış olan banka ya da emeklilik fonları. Yunanistan Euro bölgesinden ayrılsa bile kaynak edinmek için kemer sıkma önlemlerini uygulamak zorunda kalacak. Ancak ekonomik kararlarını almak için şimdi sahip olmadığı egemenliğe kavuşmuş olacak.
10. Başka alternatif var mı? Evet: Avrupa için bir 'Marshall Planı' oluşturulabilir. Alman, Fransız ve İngiliz vergi mükellefleri bu şekilde gönüllü olarak Yunanistan, Portekiz ve İrlanda'ya para yollayarak bankalarını ve ülke maliyesini destekler; onlara yapısal reformları hayata geçirecek zaman tanımış olur. Bunun karşılığında Avrupa'nın güneyindeki ekonomilerin yönetimini ele alacak; Avrupa genelinde tek bir vergi ve harcama siyasetini dayatacaklar. Bir diğer alternatif ise Avrupa'nın dış çeperini oluşturan ülkelerin euro bölgesinden ayrılmasına izin vermek. Bunun ardından sağlam ekonomik ilkeler üzerinden Danimarka ve İsveç'in de katılacağı, 'kara günler' için hazırlıklı yeni bir yapı kurmak. Ancak gözletilmesi gereken siyasi ihtiyaçlar nedeniyle, bu maddede sözü edilen olasılıklardan hiç biri tartışmaya bile açılmıyor.
11. Bu hesapları değiştirebilecek bir unsur var mı? Evet: Yunan halkı. Halk daha fazla kesintiyi kabul etmeyeceklerini söylüyor; eğer buna direnmekte başarılı olurlarsa borç yükü altındaki İrlanda ve Portekiz için de örnek oluşuturabilirler. Bir diğer kilit unsur ise Euro bölgesinin yönetici seçkinlerinin dar görüşlülüğü. Onların yukarıda 1'den 10'a dek sıralanan noktaları tam olarak anlayıp anlamadığı belli değil.