BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

10 Ağustos Basın Özeti

Financial Times Suriye krizinin Türkiye'de ortaya çıkardığı fay hatlarını sorguluyor. 'Kabus' gerçeğe mi dönüşüyor?, Economist, Başbakan Erdoğan'ın mezhep ayrımcılığından istifa etmeye çalıştığı suçlamasını irdeliyor.

Abone ol

Türkiye'nin kabusu

Financial Times'ın baş yazılarından biri, ''Türkiye'nin kabusu'' diyor. Gazete, Suriye'deki parçalanmanın Türk toplumundaki fay hatlarını ortaya çıkardığı inancında.

Financial Times'ın deyimiyle Türkiye'nin gözleri önünde en derin korkuları gerçeğe dönüşüyor.

Suriye'nin kuzey doğusunda kent ve kasabalarda kontrolü devralan Kürtler ile komşu Irak Kürdistan'ın gevşek bir federasyon dahilinde ortaya yeni bir özerk Kürt bölgesi çıkartabileceğini yazan Financial Times, bu olasılığı Türkiye'de yerleşik düzenin bir varlıksal tehdidi olarak gördüğünü belirtiyor.

PKK'nın bu durumdan istifade ettiğini düşünen gazete, örgütün artık genelde olduğu gibi yer yer dağınık saldırılar yerine Türk ordusuna kalabalık gruplar halinde baskınlar düzenlemeye başladığını söylüyor.

Financial Times, Suriye'deki krizin derinleşmesini engellemek konusunda Türkiye'nin elinden az şeyin gelebileceğini belirtiyor.

Başbakan Erdoğan'ın Suriye'nin kuzeyine sınır ötesi harekat düzenleyebileceklerini ima ettiğini, fakat sürekliliği olan bir askeri operasyona kimsenin sıcak bakmadığını yazıyor.

Kültürel haklar

Gazete, Türkiye'nin Iraklı Kürtlerle dost olma politikasının da sonuç vermediğini, keza Suriyeli Kürtlerin oluşturduğu yeni koalisyonun arabuluculuğunu bizzat Mesud Barzani'nin yaptığını kaydediyor.

Ancak Financial Times, Ankara'nın bölgede etnik ve mezhepsel gerginliğin tırmanışını durdurmak için yapabileceği daha fazla şey olduğunu ve yapması da gerektiğini söylüyor.

Türkiyeli Kürtlerin şikayetlerine yanıt vermeyi amaçlayan çabaların ikiye katlanmasını isteyen Financial Times, Başbakan Erdoğan'ın yeniden yazılan anayasada Türkiye'nin bütün vatandaşlarının kültürel haklarının korunmasını sağlamakla görevli olduğunu ve kilit önem taşıyan bölgesel özerklik talebine karşılık vermesi gerektiğini belirtiyor.

Gazete, dış politikada ise Türkiye'nin Orta Doğulu Sünnilerin bayraktarlığını yapıyormuş gibi görünmemesi gerektiğinin altını çiziyor.

Türkiye'nin İran'la rekabetinin kızıştığını yazan Financial Times, Bahreyn'e silah satışının da gözlerden kaçmadığını belirtiyor.

Financial Times'a göre Türkiye'nin Alevileri, büyük çapta Sünni Suriyelileri temsil eden ayaklanmaya Ankara'nın taraf tutarak destek verdiği inancındalar ve bundan rahatsızlık duyuyorlar.

Türkiye'nin bu tip kaygıları yatıştırmak için harekete geçebileceğini kaydeden gazete, örneğin Suriyeli isyancılar üzerinde intikam saldırılarında bulunmamaları yönünde Ankara'nın baskı uygulayabileceğini yazıyor.

Financial Times'daki baş yazı, ''Eğer Türkiye bölge istikrarı için bir güç olacaksa, Erdoğan mezhep ayrılıklarının ötesinde bir lider olduğunu göstermelidir.'' sözleriyle bitiyor.

Mezhep gerginliği

Ama cuma günleri çıkan haftalık Economist dergisine göre, Başbakan Erdoğan bunun tersini yapıyor olabilir. Dergideki makale, Başbakan Erdoğan'ı mezhep ayrılığını manipüle etmeye çabalamakla suçluyor.

Economist, Başbakan Erdoğan'ın Alevilere ilişkin sözlerinin Türkiye'de çoğunluğu oluşturan Sünnilerin önyargılarına hizmet ettiği suçlamasının yeniden gündeme geldiğini ve Erdoğan'ın asıl amacının 2014 yılında Türkiye'nin seçimle işbaşına gelen ilk cumhurbaşkanı olma şansını güçlendirmek o lduğunun düşünüldüğünü yazıyor.

Erdoğan'ın muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Aleviliği hakkındaki açıklamalarını ve cemevlerini ibadethane olarak görmeyişini hatırlatan Economist, Tayyip Erdoğan'ın sözlerinin Alevileri gerçek Müslüman yerine koymadığı izlenimi yarattığını ve bu tehlikeli argümanın ise Türkiye'de en son 1993 yılında Alevileri hedefleyen korkunç katliamlara bahane olarak kullanıldığını yazıyor.

Türkiye'de 15 ila 20 milyon arasında Alevi olmasına rağmen, Aleviler hakkında bilinenlerin az olduğunu belirten Economist, Suriye'deki Aleviler ile Türk Alevilerinin sık sık karıştırıldığını belirtiyor.

CHP milletvekili Hüseyin Aygün, ''Ritüellerimiz farklıdır, ama aramızda güçlü bir manevi bağ var.'' diye açıklıyor durumu.

Alevi açılımı

Dergi, daha liberal bir yaşam tarzına sahip olan Alevilerin Türkiye'de laik kesim tarafından radikal İslam'a karşı güvenilir bir kale olarak korunup kollandığını, fakat aynı sebeplerden dolayı katı tutumlu Sünnilerin ise Alevileri imansızlık ve ahlaksızlıkla suçladığını belirtiyor.

Economist, 2010 yılında Başbakan Erdoğan'ın öncülüğünde Alevi açılımı olarak tanımlanan bir sürecin başladığını, hatta Türkiye tarihinde ilk kez bir cemevini ziyaret eden başbakanın ve Irak'ta bulunan Hazreti Ali Türbesi'ni ziyaret eden ilk Sünni liderin Tayyip Erdoğan olduğunu yazıyor. Dergi, 1938'de Dersim'de katledilen binlerce Alevi için resmi özür yayınlamasının da aynı derecede cesur olduğu kanaatinde.

Fakat Economist'teki makalenin sonu, Hüseyin Aygün'ün gözlemleri ile bitiyor. ''Bunların hepsinin göz boyama olduğundan şüpheleniyorduk.'' diyor CHP milletvekili, ve ekliyor. ''Artık şüphe etmiyor, biliyoruz.''