BIST 9.916
DOLAR 35,20
EURO 36,70
ALTIN 2.961,00
HABER /  GÜNCEL

1 Nisan şakası gibi geliyor!

Basına getirdiği kısıtlamalarla sürekli tartışılan Yeni TCK'nın terör örgütlerine verdiği cezanın çok az olması, Ekrem Dumanlı'yı hayretlere düşürdü.

Abone ol

Zaman Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, Yeni TCK'yı gibi buldu.

Yeni Türk Ceza Kanunu (TCK) yarın yürürlüğe giriyor. Böyle tarihî bir adımın olumlu bir hava meydana getirmesi gerekiyor. Ne var ki TCK, alkıştan çok tenkit alıyor.


Emniyet güçleri yeni ceza kanununa endişeyle yaklaşıyor. Yasanın yürürlüğe girmesiyle “suç patlaması” yaşanacağını iddia eden güvenlik mensuplarının itiraz ettiği somut konular var. Suçla mücadeleye yönelik bütün sistemin savcılık üzerine bina edilmesini doğru bulmuyorlar. Görünen o ki yasa, olay yeri incelemeden üst aramaya kadar hemen her safhayı savcılık aracılığıyla çözmeyi şart koşuyor...

Hadisenin teknik boyutunu uzmanlar bilir. Ancak kamuoyunun merak ettiği bir konu var: Ceza kanunu gibi hayatî bir değişimde devletin birimleri arasında bir uzlaşma noktası bulunamaz mıydı? Değil sadece iki birim ya da bakanlık arasında ortak kanaat oluşturulması, yasaya sivil toplum desteği de sağlanmalıydı...

Sebep ne olursa olsun, güvenlik güçleri yasaya şüpheyle bakıyor; çünkü yasanın kendilerine kuşkuyla baktığına inanıyor. Suiistimal söz konusu olduğunda emniyet mensuplarına karşı yargı kapısının açık olduğunu gündeme getirerek yetki istiyor. Bu yetkiyi yeni yasada bulamayınca, muhtemel olaylar karşısında acze düşeceğine inanıyor. Böyle bir risk var mı bilemiyorum; ancak endişelerin ortadan kaldırılması gerektiği çok açık.

TCK’ya getirilen en büyük eleştiri, “terör suçu”nun diğer suçlarla aynı işleme tabi tutulması. Silahlı örgütlerin etkili olduğu, büyük bir gizlilik içinde çalıştığı biliniyor. Bu yasanın terör örgütlerine yarar sağlayacağından endişe duyuluyor. Son aylarda terör örgütlerinin eylemlerinde düşüş gözleniyor. Bunu, örgütlerin “1 Nisan’ı bekleyin” talimatına bağlayanlar bile var...

Bu arada Süleyman Demirel, Sabah’a ilginç açıklamalar yapıyor. “Derin devlet zaaf sever” manşetinin altına düşülen şu cümleyi bir kenara yazın: “Rejimde istikrarsızlık getiren büyük şehirlerdir... Bu konu dün çeşitli şekillerdeydi... Bugün tamamen halkın huzursuzluğuna döndü... Halk çok rahatsız.”

Sokakların dilini, istikrarsızlığın ruhunu en derin noktasına kadar analiz edecek tecrübeye sahip Demirel ne demek istiyor acaba? Merak ettim, Demirel’in her cümlesinden sonra konan üç nokta ne anlama geliyor? O boşlukları okur mu dolduracak; yoksa bazı cümleler metinden mi çıkarılmış...

“Kim haklı?” sorusunun artık anlamı yok. Adalet Bakanlığı’nın kendini savunmak için ortaya koyduğu düşünceler de yabana atılır cinsten değil; ancak yeni yasanın devreye girmesiyle gözler “büyük şehirler”de “istikrar” arayacak. İddia edildiği gibi bir “suç patlaması” görülürse, yasa hazırlayıcıları ağır eleştiriler bekliyor demektir. Bu eleştiriler sadece bir bakanlığı değil, hükümeti de sıkıntıya sokabilir...

TCK’ya en büyük eleştiri, basından geliyor. Sebebi çok açık: Basın Yasası’nın mürekkebi bile kurumadan TCK çalışmaları başlamıştı. Basın Yasası vesilesiyle “Artık bu ülkede gazeteciler hapis yatmayacak” denmişti. TCK’nın pek çok maddesinde “bu suç basın yoluyla işlenirse” denmekte ve basına ağır cezalar getirilmekte.

Önceki gün Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi “Gafil avlandık” dedi. Doğrudur. Taslak metninde bile yer almayan “zina” konusu, adeta medyanın basiretini bağladı. O günlerde Zaman’ın yazdıkları da gündem değiştirme gibi algılandı. Şimdi Adalet Bakanı Cemil Çiçek basın yöneticilerine diyor ki: “Kendi aranızda bile anlaşamıyorsunuz.” Bakan haklı. Kendisini ziyarete gelen Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç’e “Beraber gelin, konuşalım.” deyince, Başkan “Diğer meslek kuruluşunun başkanıyla birlikte görünmek istemiyorum.” demiş. Durumun vahameti ortada!

TCK, 1 Nisan şakasına benziyor; hem de soğuk bir şakaya. Göze batan, müthiş bir kafa dağınıklığı, irtibatsızlık ve tabii ki belirsizlik. Sanırım bu duruma Bakan Çiçek el koyacak; yasa yürürlüğe girmiş bile olsa, yanlışlar tashih edilecek. Aksi takdirde TCK, Türk siyasi tarihine “en soğuk 1 Nisan şakası” olarak geçebilir.

YAZI:Ekrem DUMANLI
ZAMAN