Kate ve William Cuma günü dünya evine girdi, ama kraliyet düğünü İngiltere basınında geniş yer bulmaya devam ediyor. Dünyada ise Suriye'deki gelişmeler ön planda.
Abone olKate ve William Cuma günü dünya evine girdi, ama kraliyet düğünü İngiltere basınında geniş yer bulmaya devam ediyor.
Tüm gazetelerin sayfalarını, Kate ve William'ın dün sabah Buckingham Sarayı'nın bahçesinde çekilen fotoğrafları süslüyor.
Observer "Cambridge Dükü ve Düşesi'nin bu pozu verdikten sonra saraydan helikopterle ayrıldığını ve hafta sonunu İngiltere'de, gizli tutulan bir mekanda geçireceklerinin açıklandığını yazıyor.
Genç çift daha önce hemen çıkacakları duyurulan balayını ise, pilot olan William'ın Pazartesi iş başı yapacağı gerekçesiyle ertelemiş.
Gazete bu kararın, medya ilgisinin biraz sönmesini beklemek için alındığını belirtiyor.
Gizli tutulan balayı mekanının da büyük olasılıkla Kate'in iki yıl yaşadığı Ürdün olacağı kaydedilmiş.
Kraliyete gençlik aşısı
Observer düğün ile ilgili yorumunda ise, bunun "şirket" olarak adlandırdığı kraliyet ailesi için büyük bir zafer olduğu konusunda hemen herkesin fikir birliğine vardığını yazıyor.
Yaratılan imajın en az bir on yıl daha monarşinin yelkenlerini şişirmeye yetecek rüzgarı sağladığı belirtilmiş.
Sunday Times ise Kate'in de kamuoyundan geçer not aldığını yazıyor ve yaptırdığı bir kamuoyu yoklamasının sonuçlarını paylaşıyor.
Buna göre yüzde 73 Kate'in kraliyet ailesine "yarar" sağlayacağını düşünüyor.
Yüzde 77, kraliyet ailesinin bir mensubu olmanın getirdiği baskıyla başedebileceğini düşünürken, yüzde 78 genç çiftin Prens Charles ve eşi Camilla'yı gölgede bırakacağını tahmin ediyor.
Gazete Cambridge Dükü ve Düşesi'nin Londra'da yaşayacağı adresin de, bir dönem Prenses Diana'nın ikamet ettiği Kensington Sarayı olacağını yazıyor.
Kate ve William'ın evli bir çift olarak ilk günlerini nasıl geçirdiklerini Sunday Telegraph da mercek altına alıyor.
Gazete balayının ertelenmesine güvenlik kaygılarının sebep olmuş olabileceğini belirtiyor.
Habere göre Kate'in çocukluğunun iki yılını geçirdiği Ürdün ile ilgili plan, Orta Doğu'daki belirsizlik nedeniyle ertelenmiş olabilir.
Sunday Telegraph 15 gün sürmesi beklenen balayının bir ay içinde gerçekleşeceğini tahmin ediyor.
Suriye ordusunda çatlak
İngiltere basını 6 haftadır devam eden rejim karşıtı protesto gösterilerinde 500'den fazla kişinin hayatını kaybettiği Suriye'deki gelişmelere de geniş yer ayırıyor.
Sunday Times başsayfasındaki haberinde, Pazartesi gününden beri ordunun kuşatması altında olan güneydeki Dera kentinde, askerler arasında çatlaklar baş gösterdiğini yazıyor.
Habere göre Sünnilerden oluşan 5. Tümen'e bağlı yüzlerce asker, ülkede azınlığı oluşturan ancak iktidarda söz sahibi olan Alevilerden oluşan 4. Tümen'e saldırdı.
4. Tümen'in doğrudan Cumhurbaşkanı'na bağlı elit birliklerden oluştuğunu belirten gazete, göstericilerin üzerine ateş açan ve protestocuların kalesi olarak bilinen camiye saldıranların da bu tümenden olduğu bilgisini veriyor.
Sünnilerden oluşan 5. Tümen'dekilerin de, özellikle sivil ölümlerinin ardından protestocuların saflarına geçmeye eğilimli olduğu belirtilmiş.
Bunun ülkede uzun süredir kaygı uyandıran mezhep çatışmasının da fitilini ateşleyebileceğinin altını çizmiş Sunday Times.
Batı ne yapmalı?
Sunday Telegraph bu başlık altında, Orta Doğu uzmanı, gazeteci Amir Taheri'nin yazısına yer veriyor.
Taheri'ye göre Esad rejiminin halka karşı şiddet kullanmasına engel olmak için, Batı'nın öncelikle Tunus'ta Bin Ali, Mısır'da Mübarek ve Libya'da Kaddafi için yaptıkları gibi, Esad'ın gitmesi için de çağrı yapması gerekiyor.
Taheri Esad'ın aslında reform yanlısı olduğu, ancak çevresindeki Baas Partisi üyelerinin bunu engellediği görüşünü de yanılsama olarak değerlendiriyor.
Ayrıca rejmiin üst noktalarında da çözülmeler yaşanabileceğine dikkat çeken yazar, siyasette tepe noktalara Alevi azınlık hakim olsa da, ordu hiyerarşisinin tepe noktalarının Sünnilerden oluştuğunu belirtiyor.
Amir Taheri'ye göre Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı gibi Sünni kökenli isimlerin bile saf değiştirmesi olası.
Suriye'deki en büyük yabancı yatırımcı grubu olan Avrupa Birliği ülkelerinin bu kartı oynayabileceğine de dikkat çeken Taheri, Batılı demokrasilerin Suriye muhalefetiyle de bağlantı kurması gerektiğini düşünüyor.
ÖNCEKİ HABERLER
