BIST 9.998
DOLAR 34,95
EURO 36,73
ALTIN 2.984,25
HABER /  DÜNYA

1 lira için 50 bin TL’yi tepti

İzmir’de, 1 TL değerinde oyuncak satarak geçimini sağlayan üniversiteli işportacı Gökhan Ertuğan, tesadüf eseri katıldığı bir bilgi yarışmas...

Abone ol

İzmir’de, 1 TL değerinde oyuncak satarak geçimini sağlayan üniversiteli işportacı Gökhan Ertuğan, tesadüf eseri katıldığı bir bilgi yarışmasında rakibine güvendiği gerekçesiyle 50 bin TL’yi kaybetti.
Hayata, insanlığa ve paraya dair açıklamaları ile sosyal medyada fenomen olan Ertuğan, “İnsanların parayla mutlu olmadığı dünya kadar örnekle karşılaşıyoruz. Kitap okumak, merdiven çıkmak ve yürümekten hoşlanıyorum ve bunlara ücretsiz erişebiliyorum” dedi.
Özel bir televizyon kanalında yayımlanan bir bilgi yarışmasında 50 bin TL’lik para ödülünü kaybeden ardından sosyal medyada fenomen olan üniversiteli işportacı Gökhan Ertuğan, İzmir’de 1 TL’lik oyuncak satışı yaparak geçimini sağladığını söyledi. Rakibe ‘güven’ dayalı yarışma formatında, kazandığı 50 bin TL’yi koruma altına almadan rakip yarışmacıya güvenen ve ödülünü kaybeden Ertuğan, yarışma sırasında paranın, insan ve hayat içerisindeki kullanım şekli ve önemine ilişkin yaptığı açıklamaları ile bir anda sosyal medyada fenomen oldu, tıklanma rekorları kırdı.
Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden mezun olan ancak sokak satıcılığı yaparak geçimini sağlayan 40 yaşındaki Ertuğan, paranın insanı tatmin etmediğini, önemli olanın para biriktirmek değil bilgi biriktirmek olduğunu söyledi. Ertuğan, yetecek para çıktıktan sonra tezgahı kapattığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsanların parayla mutlu olmadığı dünya kadar örnekle karşılaşıyoruz. Para bunun yolu değil. Paranın ötesinde daha kıymetli şeyler var. İnsanı çok basit şeyler mutlu edebilir. İhtiyaçlarınız çok fazla değilse hayatın içerisinde çok rahat tatmin olursunuz. Kitap okumaktan, üç kata kadar merdiven çıkmaktan ve yürümekten hoşlanıyorum ve bunlara zaten ücretsiz erişebiliyorum”

“YARIŞMAYA KATILMAM TESADÜFTÜ”
İzmir’de değeri 1 TL olan oyuncakları satarak geçimini sağlayan Ertuğan, yarışmaya katılım sürecinin tesadüf eseri olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Dışarıda çalışıyordum, iki hanım geldi, yarışmadan bahsettiler, izleyip izlemediğimi sordular. Katılmak isteyip istemediğimi sordular. Katılmak isteyeceğimi söyledim. Kaydımı aldılar. Yaklaşık on gün sonra aradılar. Yarışmaya katılmam tamamıyla tesadüftü. Aklımda para kazanmak yoktu, paraya ihtiyacım yoktu.”

“PARAYI KAZANSAYDIM”
Yarışma sırasında rakibine güvenerek parasını koruma altına almadığı için ödülünü kaybeden Ertuğan, rakibi için de şunları söyledi: “Birlikte bir yarışmaya girersek birlikte kazanırız ya da birlikte bırakırız. İnsanların üç aşağı beş yukarı aynı davranacağını düşünüyorum ama bazen olmuyor. Herhangi bir mesajım yoktu. Orada olması gereken neyse o olmalıydı. Yarışma içerisinde söyledim. Çok iyi bir insan olarak yaşamadım hayatı ama yıllar geçtikçe iyi insan olmak yolunda insan ilerleyebiliyor. Yani büyük bir para değil ve insana kaybettireceği çok daha fazla şey var. Kendinize olan güveniniz, yaparım yapmam dediğiniz şeyle sınandığınız bir durumdasınız. Bu saatten sonra bütün hayatınız bunun üzerine kurulacak. Ben para karşısında böyle bir davranışta bulundum. Bir ömür bununla yaşamak vardı. Para değil insanı tatmin eden. Yolda yürürken hiç param olmadığı zaman olmuştur ve düşünürüm bundan daha ötesi yok. Akıl sağlığım yerinde beden sağlığım yerinde. Arkadaşlarım, tanıdıklarım, ailem var. Yarışmayı kazansaydım bir iki sene çalışmazdım kışın yatar kitap okurdum, yazın da bir ağacın altında çadır kurar yaşardım.”

“İNSANI BASİT ŞEYLER MUTLU EDEBİLİR”
İnsanların parayla mutlu olmadığını paranın sadece bir araç olduğunu amaç olamayacağının hatırlatmasında bulunan Ertuğan, son olarak şöyle konuştu: “Ben zengin çok insan gördüm ama mutlu az insan gördüm. Para bunun yolu değil. İnsanların parayla mutlu olmadığı dünya kadar örnekle karşılaşıyoruz. Para bunun yolu değil. Paranın ötesinde daha kıymetli şeyler var. İnsanı çok basit şeyler mutlu edebilir. İnsanın para biriktirmesinden ziyade, bilgi biriktirmesinin, sabır biriktirmesinin, yetenek biriktirmesinin daha kalıcı olduğunu düşünüyorum. İnsanların elini sıkması, sana saygı duyuyorum demesi güzel ama her insan kendisini tanıyor. Tek bir davranıştan ötürü saygı görmek hoş belki ama yine de içsel olarak tek yaptığınız çok olağan bir şey. Borcum yoktu. Bunu yapıyor olmamın rahatlığı var. İnsanların kredi kartı borcu var ev kirası var. Para insanlar için değerli olabilir ama bir şey kapatmak zorunda değildim bu yüzden rahat davranabildim. Hepimiz öleceğiz bu açık. Dünyadaki tek hakikat ölüm.”
(İHA)