İzmir’de 1 Kasım’a giderken CHP rahat, AK Parti temkinli, MHP şüpheli, HDP meraklı görünüyor. Sonucu 'emanetler' belirleyecek.
Abone olCHP, 7 Haziran'da İzmir'de oylarını 2 puana yakın artırmış olsa da milletvekilliği sayısı bir azaldı. Bu seçim oylarını daha da artıracağını söyleyen CHP, HDP'ye gittiğini düşündüğü 'emanet' oyların geri geleceği hesabını yapıyor. Oyları 2011 seçimine göre 10 puan düşen AK Parti ise MHP ve HDP'ye giden oyları geri alma çabasında. 1 Kasım'da İzmir'de sonucu bu hesapların ne kadar tutacağı belirleyecek. El Cezire Türk'ten Didem Özel Tümer, İzmir'de seçimler öncesi son durumu yazdı.
Uzmanlık alanı siyaset ve sosyal bilimler, siyasal davranış olan Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Profesör Tanju Tosun İzmir’in sosyolojik dokusunun siyasal tercihlere yansımasına bakıldığında, kentte 1950'den 2015'e kendisini top yekûn CHP’li olarak ilân eden bir kitlenin olmadığını söylüyor:
"İzmir'in seçmeni merkez eğilimli"
“Alan çalışmalarında 'Siyasal kimliğinizi ideolojik yelpazede nerede tanımlıyorsunuz?’ diye sorduğumuzda çok ağırlıklı bir kısmın 4,5, 6 noktasında toplandığını görüyoruz. Yani merkez eğilimli bir seçmen var. Kendisini önce sosyal demokrat değil, önce Atatürkçü, laik ondan sonra sosyal demokrat olarak tanımlıyor.”
İzmirliler de geçmiş siyasi geleneği hatırlatıyor. Tarıma dayalı ticaret burjuvazinin ağırlığı olan kentte, o burjuvazi etrafında Demokrat Parti ve Adalet Partisi ile kurulan ilişki var. Atatürk kadar, Adnan Menderes var o ilişkide. Merkez sağın muhafazakâr kanadından çok, liberal, özgürlükçü kanadıyla kurulan bir bağ. Aynı zamanda Kurtuluş Savaşı’ndan bu yana cumhuriyet değerlerine bağlılık. 1970’lerin sonundan itibaren CHP lehine dönen, ama genelde sağ ile sol arasında denge kuran bir ilişki.
7 Haziran’da ne oldu?
7 Haziran 2015 seçimlerinde İzmir’de oy kullanan 2 milyon 697 bin 497 seçmen sonucu % 45.41 CHP, % 26.21 AK Parti, %13.71 MHP ve %10.32 HDP olarak belirledi.
İki seçim bölgesinden toplamda CHP 12, AK Parti 8, MHP 4 ve HDP 2 milletvekili çıkardı.
2011 seçimlerine oranla, CHP’nin milletvekili sayısı 13’ten 12’ye indi ama aldığı oy yaklaşık 2 puan arttı. AK Parti’nin milletvekili sayısı 11’den 8’e düştü, oyu 10 puan geriledi. MHP, milletvekili sayısını 2’den 4’e çıkardı ve oylarını yaklaşık 2.5 puan artırdı. HDP ise ilk kez parti olarak girdiği seçimden 2 milletvekili ile çıktı.
1 Kasım’a giderken CHP
CHP 7 Haziran’da İzmir’in her iki seçim bölgesinde de 6'şar milletvekili çıkardı.
İzmir'in her iki seçim bölgesinde de yaklaşık birer buçuk milyon seçmen var. CHP birinci bölgede, 9 bin 725 oy fazla alabilseydi, MHP’den bir vekil alacaktı. İkinci bölgedeyse CHP, 20 bin 456 fazla oyu olsa AKP’den bir vekil alacaktı.
1, 3, ve 5. sıralara kontenjan adaylar yerleştirildi. Diğer sıralar ön seçim sonucuna göre şekillendi. Her iki bölgenin 12 ve 13. sıralarında önseçim sonuçları dikkate alınmadı, gençlere yer verildi.
2011 seçimlerinde de Çeşme, Buca, Karabağlar, Konak, Torbalı gibi ilçeleri içinde bulunduran 1. Bölge'den 6 milletvekili çıkarmıştı. Liste başında partinin ekonomi kurmayı Selin Sayek Böke’nin olduğu bölgede, eski DİSK Genel Sekreteri Musa Çam, gazeteci Tuncay Özkan, ‘ulusalcı’ kimliği ile tanınan eski CHP İzmir il Başkanı Tacettin Bayır, Türkiye’nin ilk Roman milletvekili Özcan Purçu ve Alevi milliyetçisi olarak bilinen Ali Yiğit var. CHP bu bölgede 7. milletvekilini çıkarıp, 8’inciyi zorlama iddiasında.
Bu kez CHP'nin vekil sayısını daha da artıracağını söyleyen isimlerden biri de 7 Haziran'da Meclis'e giremeyen, 7. sıradaki aday Avukat Murat Bakan. Bakan, Alevi. Önseçimde 74 aday arasında 4. oldu. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun da avukatı. CHP’nin tüzük çalışmalarında yer almış bir isim. Bakan, “İzmir, CHP’nin değil, özgürlüğün, demokrasinin kalesi” diyor.
Bakan, seçim çalışmasını özellikle, CHP’ye oy vermemiş, geleneksel olarak AK Parti’nin, BBP’nin, MHP’nin seçmeni üzerinde yoğunlaştırmış. Dayanışma duygusu ile kurulan hem şehri dernekleri ile çalışıyor. Örneğin kendi beldelerinde seçimi protesto eden Kütahya Kuşlular gibi:
“Buradaki Kuşlulara gittik ve onlardan oy aldık. Aksaraylılar, muhafazakâr normalde ama son seçimde CHP’ye oy verdi. Azeriler Iğdır’da MHP’ye oy veriyorlar ama burada bize verdiler. Sivas Güneykaya AK Partili bir belediye. Buradaki Güneykayalıları ararken yanlışlıkla belediye başkanını da aramışız. ‘Hemşerim kusura bakma ayıp oldu’ dedim, çok sıcak bir görüşme yaptık.”
Bakan’ın hedefindeki ikinci kesim ise Aleviler. Onlara ulaşıp, barajı aşması için HDP’ye verilen oyların 50 bininin boşa gittiğini anlatıyor. HDP bölgede 153 bin oy aldı. Bir milletvekili çıkardıktan sonra arta kalan oylar MHP’nin bölgeden 2. milletvekili çıkarmasını sağladı. Bakan, “HDP’ye barajı aşsın diye oy veren seçmen, CHP’ye daha yakın. MHP iki milletvekili çıkaracağına CHP’nin 7'inciyi çıkarmasını ister” diyor. CHP’li Bakan’a göre 1. bölgede tablo 7 CHP, 4 AKP, 1 MHP ve 1 HDP şeklinde ya da 7 CHP, 3 AKP, 2 MHP ve 1 HDP şeklinde oluşacak. CHP’nin oy artışı 80 bini bulursa 8. milletvekilliği de potaya girecek.
İzmir İkinci Bölge ise daha çok tarım havzası olarak biliniyor ve Bayraklı, Bergama, Bornova, Menemen, Ödemiş, Karşıyaka gibi ilçeleri kapsıyor. Bu bölgede kent genelinde nüfuslarının 1 milyon 800 bin civarında olduğu düşünülen ve partilerin önemli bir seçmen dinamiği olarak dikkate aldığı göçmen nüfus ağırlıklı olarak yaşıyor.
CHP’nin bu bölgede birinci sıra adayı şair Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok Akatlı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, eski Maliye Bakanı Zekeriya Temizel, Gazeteci Mustafa Balbay, DP kökenli Aytun Çıray listedeki diğer isimler. YSK’nın 7 Haziran’da adaylığını geçersiz saydığı Türkiye Gazeteciler Federasyonu eski Başkanı Atila Sertel yine 6. sırada. Sertel’i de Bornova eski Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır izliyor. Sertel’in yerine Meclis’e giden Sındır, 7. sıraya geriledi.
CHP 7 Haziran’da, 7. milletvekilliğini yurtdışından gelen oylarla AK Parti’ye kaptırmıştı.
Atila Sertel’e göre bu kez 7. milletvekilliği garanti. Geçen seçimde bölgedeki 60 bin CHP oyunun HDP’ye, 10 bin oyun da MHP’ye gittiğini saptadıklarını söyleyen Sertel, o oyların geri döneceği görüşünde:
“41 bin oy civarında fazlası var HDP’nin burada. O oylarla ikinci bir milletvekili çıkarma durumu yok. MHP’ye de yaramıyor. CHP’den bir milletvekilliğini alıyor AKP’ye veriyor. Bizim 7 milletvekilimiz olacak. MHP’den de 1 milletvekilliği geleceğini umuyoruz. 8 olacak.”
Sertel’e göre bu bölgede en çok kan kaybeden MHP. Bunun nedeni ‘hayırcı politika’, liste değişikliği ve Meral Akşener - Sinan Oğan faktörü.
“Ben Çamdibi Altındağ’da çok uzun yıllar oturdum. Orası göçmen kökenli, sağ kökenli insanların yaşadığı, hatta MHP’ ye oy veren insanların çokça olduğu bir yer. MHP’liler bile çevirip bana CHP rozeti taktırıyorlar. Ben bildim bileli Oktay Vural buradan milletvekili. Bildim bileli Kenan Tanrıkulu. İzmir ile hiç alâkaları yok. İzmir’e sadece ne zaman geliyorlar biliyor musun? Çiçek dikme mevsiminde. Seçim çiçekleri.”
Akademisyen Tanju Tosun 1 Kasım’da İzmir’de yüzde 10'un altında bir oy kayması yaşanacağı ve buradaki avantajlı partinin CHP olduğu görüşünde. Görüşünün temelinde bir çalışma var:
“Biz Türkiye'nin 81 ilinde yaptığımız o çalışmada 81 ilde son milletvekilini alan partiye değil de, ikinci partiye gitse ne olurdu diye baktığımızda, İzmir’de CHP, AK Partiden 1, MHP'den 1 milletvekilliği alabilir.”
1 Kasım’a giderken AK Parti
AK Parti’nin İzmir performansı 2002’de %12 ile başladı.
Tanju Tosun, bu dönemde kentteki muhafazakârlar ile bizatihi Erdoğan’a sevgi duyan kitlenin partiye verdiği desteğin yüzde 8 – 10 aralığında olduğunu, geriye kalanın ise 2002 öncesi ANAP seçmeninden geldiğini aktardı. Yani AK Parti, muhafazakar, ılımlı, liberal bir seçmen kitlesi ile yola çıktı, kademe kademe artırdı. Peki 2015’de o seçmen nereye gitti sorusuna Tosun şu yanıtı verdi:
"2007 sonrası, AKP'nin Kürt sorununa çözüm odaklı bakması nedeniyle İzmir’deki Kürt seçmenden de yönelim söz konusu oldu. Alanda yaptığımız çalışmalar ve 2015 seçim sonuçlarından çok net bir biçimde düşüşün 4 - 5 puanının HDP'ye (oy) kaptırması sonucu olduğunu görüyoruz. Kürt seçmen İzmir’de, Türkiye örneğine paralel biçimde AK Parti ile illiyet bağını kopardı."
Tosun, Karşıyaka’da yaptıkları araştırmada AK Parti’nin kaybettiği 10 puanın 5 puanının HDP'ye, 2,5 puanının da MHP'ye gittiğini tespit ettiklerini söyledi ve “Yani AK Parti’yi İzmir’de önce Kürtler, ardından milliyetçi seçmen terk etmiş” dedi.
AK Parti’nin İzmir için 1 Kasım hedefi 1 milyon oy. Bu oy aslında 2011 yılında İzmir’den alınan desteğe tekrar ulaşma çabasını ifade ediyor. Çünkü 2011’de parti İzmir’de iki bölgenin başına Ertuğrul Günay ve Binali Yıldırım’ı yerleştirmiş ve kentteki ifade ile iki bakanın sert rüzgâr estirmişti.
Parti bunu yakalamak için önce listesinde büyük oranda değişikliğe gitti. 7 Haziran’da Alevi oyları toparlaması beklenen ama sonuç alınamayan Sivas Üniversitesi Rektörü Durmuş Boztuğ gibi isimler listeden çıkarıldı. Ama Cemil Şeboy gibi göçmenler üzerinde etkili olan bir isimin neden listeden çıkarıldığı hâlâ tartışılıyor. “Şeboy oy getiremezse de, götürür” yorumu yapılıyor.
AK Parti’nin 1 Kasım’da İzmir’deki en büyük kozu Binali Yıldırım. Listede Yıldırım’ın ağırlığı olduğu konuşuluyor. 2011’de 2. Bölge'de birinci sırada olan Yıldırım bu kez 1. Bölge'nin ilk sırasında.
İddia odur ki, AK Parti ikinci sıralar için de güçlü kadın adaylar aradı ama kent dinamiklerine uyan isimler bulamadı. O yüzden teşkilattan gelen, avukat Mahmut Atilla Kaya bu kez 8. sıradan 2. sıraya taşındı. 3. sıra adayı Hüseyin Kocabıyık, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınlığı ile tanınıyor. Sabah ve Yeni Asır Gazetelerinin içinde yer aldığı Turkuvaz Medya’nın Ege Bölge Temsilciliğini yaptı. 4. sıradaki Necip Kalkan İzmir Ticaret Odası'nın eski Meclis Başkanı. Yerel seçimde Karabağlar Belediye Başkan adayı. Partinin oylarını önemli ölçüde artırmasına rağmen seçilemeyen Kalkan, 7 Haziran listesinde yoktu. 5. sıra adayı ise bir Roman olan Cemal Bekle. Bekle, 7. sıradan 5. sıraya çıkarıldı ve böylece CHP’nin Roman adayı Özcan Purçu’nun karşısına getirildi.
Kentte AK Parti’nin 1 Kasım’da her iki bölgede de ancak 7 Haziran performansını koruyabileceği tahmini var. Binali Yıldırım ise söylentiler konusunda yorum yapmıyor. AK Parti’nin MHP’ye ve HDP’ye kaptırdığı oyların geri geleceğine inanıyor:
“HDP'nin söylemlerinde samimi olmadığı görüldü. Terörle bağını koparması beklendi, koparmadılar. Üstelik de terör örgütünü 'Bizim arkamızda' diye ilân ettiler. Şimdi böyle bir partiye herhalde Türkiye'nin birliğini beraberliğini düşünen aynı topraklarda, İzmir'de beraber yaşayan hemşerilerimiz prim vermeyecek.
Diğer yandan da 13 yıldır ülkücü, milliyetçi kardeşlerimiz MHP iktidar ortağı olsun diye çabalıyor. O fırsat da geldi. MHP yönetimi, başta Sayın Bahçeli bunu hiç dikkate almadan bütün yolları kapadı. Tabii bir mutsuzluk var, üzüntü, kırgınlık var MHP tabanında.
CHP'nin yıllardır kayıtsız şartsız destek veren, artık CHP'den de beklediğini göremeyen birçok CHP'li seçmen de İzmir'de bizi tercih edecek diye düşünüyorum. Özet, bu şartlar altında biz en azından 2011'deki desteği tekrar göreceğimizi hesap ediyoruz. O da 1 milyon oy demektir.”
Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar ise 1. Bölge'ye kıyasla rekabetin daha sert olduğu söylenen 2. Bölge'nin başına getirildi. Eski Borsa Başkanı İbrahim Turan birinci sıradan ikinci sıraya kaydırıldı. Ancak ona da iş dünyasının Vadeli İşlemler Borsası’nı İstanbul’a götürmesinden dolayı tepkili olduğu söyleniyor.
Ama bu listede asıl tartışılan isim Nesrin Ulema. Çünkü Ulema 2. sıradan 5. sıraya geriledi. Rakipleri bile Ulema’ya haksızlık yapıldığı görüşünde. Üstelik 1 Kasım’da yeri riskli bulunuyor. O ise bu yorumları hatırlatılararak ‘Kırgın mısınız?’ diye sorulduğunda tebessümle yanıt veriyor:
“Ben siyasete AK Parti’de başlamış, siyaseti öğrenmiş, AK Parti siyasi kimliği, vizyonu ve terbiyesiyle yetişmiş bir siyasetçi kadınım. Şunu çok samimi bir şekilde söyleyebilirim ki ülkeye hizmet için çıktığınız bu süreçte, hele hele bir memleket meselesi haline gelmiş 1 Kasım seçimlerinde ben, 2, 3. sıra, 5. sıra ya da 13. sıra... Hangi sırada olursam olayım aynı azimle, kararlılıkla, partimde görev aldığım müddetçe yürüttüm. Bu seçimlerde de son güne kadar AK Parti'nin tek başına iktidara gelmesi için ülkem için, çocuklarımızın geleceği için çalışmalarımıza devam edeceğim.”
Ulema, 7 Haziran’ı 1 Kasım’a oranla daha zor olarak tanımlıyor. Ona göre, 7 Haziran’da vatandaş AK Parti'ye artık alt yapı inşasına biraz ara verip yatırımı kendilerine yapması mesajını verdi ve AK Parti beyannamesi ile bunun gereğini yaptı. Nesrin Ulema da, Yıldırım ile aynı şeyi söylüyor. 10 Ekim’de Ankara’daki saldırıdan sonra İzmir’de CHP ve HDP milletvekillerinin AK Parti’ye karşı yan yana görüntü verdiğini ve seçmenin bunu net olarak gördüğünü…
Ancak akademisyen Tanju Tosun’a göre, seçime kısa süre yaşanan Ankara’daki saldırı AK Parti lehine bir saflaşma oluşmasına zaman bırakmayabilir. Tosun, “AK Partinin 1 Kasım için en büyük zafiyeti, partide kalan Kürt seçmenlerin de çekilip çekilmeyeceği. Çekilirse daha da aşağıya bir kaç puan düşebilir” yorumunu yapıyor.
1 Kasım’a doğru MHP
MHP açısından 7 Haziran’da Türkiye’de olan İzmir’de de oldu. MHP 2011’de sadece 2 milletvekiline sahipken, özellikle AK Parti içindeki Çözüm Süreci’nden rahatsız, liberal milliyetçi seçmenin, MHP’ye yönelmesiyle oyunu çok artırmasa da milletvekili sayısını 2’ye katlamayı başardı.
MHP 7 Haziran’da her iki bölgede ikinci sıralara göçmen kökenli doktor Aslan Savaşan ve kentte 40 yıldır ülkücü geçmişi ile tanınan işadamı Murat Koç’u koydu. Bu iki isim de milletvekili seçildi. Ancak 1 Kasım’da rakipleri tarafından riskli olarak değerlendirilen bir kararla, 7 Haziran’da üçüncü sırada yer alan iki kadın adayı ikinci sıraya taşıyarak, Savaşan ve Koç’u 3.sıraya indirdi.
Şimdi Savaşan’ın yerinde, kendini aileden ülkücü olarak tanımlayan iş kadını Senem Kılıç, Koç’un yerinde ise Devlet Bahçeli’nin danışmanı, kamuoyu araştırmacısı Sueda Neslihan Çevik var.
MHP’nin 2. Bölge'de oyu daha yüksek. Kırsal kesimi barındıran bölgede, partinin iktidarda olduğu 1999 yılından gelen, tutmuş bir mayası var. 1. Bölge adayı Senem Kılıç’ın ifadesiyle “asıl curcuna” kendi bölgesi olan 1. Bölge'de kopuyor. Çelik “Ne oluyorsa Alsancak’ta oluyor” diyor:
“Bizim bölgemizde çok dikkatli bir çalışma yürütmemiz lazım. Çünkü CHP'nin, HDP’de kalan oylarını AKP’den alamayacağına göre MHP’den almak üzere ‘Hayırcı parti bunlar’ diyerek yürüttüğü bir algı var. Bunun aşı tuttuğu yerler var. Mücadelemiz bunu kırmak noktasında.”
Kılıç da tıpkı AK Partililer gibi, CHP ve HDP’lilerin Ankara saldırısından sonra Gündoğdu meydanında birlikte yaptığı protestoyu hatırlatıyor. “Kol kola girdiler” diyor:
“Onlar bizi milliyetçilikle ve hayırcılıkla vuruyorlar. Biz de diyoruz ki Türk milliyetçiliğini seçim beyannamesinden çıkarmış bir parti neyin milliyetçisi olacak. Buradan kapışıyoruz CHP ile.”
Kılıç, AK Parti’nin de HDP’ye giden Kürt oylarını geri alma çabasında olduğunu belirterek, “AKP giden bu iki, üç puanlık oyunu nereden alacak? CHP hayatta vermez. Onlar da gözünü bize dikti. Biz de AKP’yi nereden vuruyoruz. ‘Haklı çıktık, milleti kandırdınız, zafiyetiniz var, devlet can güvenliğini sağlayamıyor’ diyoruz”
Kılıç, seçilen milletvekillerinin bir alt sıraya indirilmesini ise risk olarak görmüyor:
“Bu stratejik bir hamledir. Geçen seçimde parti size, 'Oyunu getir, gel' dedi. Milletvekillerimiz gerçekten halkın sevdiği ve seçtiği vekiller. Seçilecekler gelecekler. Aslan abiye oy veren üçüncü sıraya düştü diye oy vermiyorsa samimi değildir zaten. Murat ağabey ikinci sırada diye oy verip üçüncü sırada diye oy vermiyorsa zaten MHP’li değildir.”
Kılıç "Peki tablo nasıl çıkar?" sorusuna ise gülerek “Ben gidiyorum onu biliyorum” demekle yetiniyor.
Profesör Tanju Tosun’a göre de MHP’nin yaptığı değişikliğin dezavantaj yaratmayacak:
“Çünkü nihayetinde İzmir seçmeni genel seçimde parti performansını değerlendirecek. Adayların kimliğinden çok, partiye ilişkin sahip oldukları algıyla, partiyle özdeşleşme duygusuyla oy kullanacaklar.”
Tosun, MHP’nin İzmir’deki tabanını kentin alt orta sınıfına mensup, kente nispeten yakın dönemde göç ile gelmiş olan seçmenler ile daha liberal orta, orta üstü sınıfa mensup olanların oluşturduğunu söylüyor. Orta üst sınıfa mensup olanlar nezdinde AK Parti karşıtlığı, alt orta sınıf açısından ise istikrar faktörü belirleyici. Tosun’a göre bu ikinci kesim MHP ile bir hesaplaşmaya girebilir. Ancak Tosun, Ankara saldırısı sonrasında MHP’nin oylarını konsolide etmeye devam edeceğini düşünüyor.
Birinci Bölge konusunda düşülecek bir başka not daha var. 7 Haziran seçimine bağımsız olarak giren İlhan İşbilen faktörü. İşbilen eski AK Partili. 17 – 25 Aralık operasyonlarından sonra istifa eden bir isim. “Cemaat” oylarını onun topladığı konuşuluyor. İşbilen 25 binin üzerinde oy aldı. Bu neredeyse % 2 oy demek. Birinci bölgede partiler bu oyun peşinde.
1 Kasım’a giderken HDP
7 Haziran’da ilk kez parti tabelası altında seçime giren HDP, kentte iki ayrı bölgeden birer milletvekili çıkardı. Kentin kıyıları olarak tanımlanan bölgelerde yoğunlaşan Kürtlerin, iktidara muhalif Alevilerin ve sol seçmenin oylarını topladı. Kürt nüfusun yoğunlaştığı 1. Bölgede, yurtdışından gelenlerle 153 bin 806 oy aldı.
1 Kasım seçimlerine giderken listesinde sıra kaydırmalarının yanı sıra yeni isimlerle de değişiklik yaptı. Adaylarını fermuar sistemiyle belirledi yani erkek- kadın, erkek- kadın şeklinde dizdi. Ertuğrul Kürkçü ve geçici hükümette kısa süre Kalkınma Bakanlığı görevi üstlenen, Pir Sultan Abdal Dernekleri Genel Başkanı Müslüm Doğan iki bölgenin ilk sıralarında.
HDP’nin listesindeki en önemli değişiklik, 2011 seçimlerinde Kars’tan bağımsız milletvekili olarak Meclis’e giren, 7 Haziran’da ise aday gösterilmeyen Mülkiye Birtane. HDP’nin 1 Kasım’da da ilk sıra milletvekillerini çıkarmasına kesin gözüyle bakılıyor. Parti özellikle 1. Bölge'den 2. milletvekilini çıkarmak için çabalıyor.
Kars Başköy doğumlu Mülkiye Birtane ile hemşerileriyle buluşmasında konuştuk. Aday gösterilmesinin nedeninin sadece Karslı seçmen olup olmadığını sorduk:
“Sadece Karslı değil, Serhatlı, Ardahanlı, Iğdırlı, Kürdistan bölgesinde Kürt illerinin tümünün, ağırlıklı olarak yaşadığı bir bölge. İzmir’de 1 milyona yakın doğu illerinden nüfusun olduğu ve bunun yarısının seçmen olduğunu düşünürseniz, sadece Karslı olmaktan değil de, bu mücadele içerisinde belli bir yerlerden tutmuşuz onun için gösterdiler diye düşünüyorum.”
HDP ‘can güvenliği’ gerekçesiyle seçim büroları açmıyor. Ankara saldırısının ardından kitlesel etkinlikler de bırakıldı. Miting yapılmıyor, toplantılarda şarkı çalınmıyor. Birtane, 7 Haziran’da kendilerine oy verenlerin bilinçli bir kesim olduğunu bildiklerini bu sefer özellikle tercihini daha çok iktidardan yana oy kullananlar ve henüz kafasında soru işareti olanlar üzerinde yürüttüklerini söyledi.
Birtane, Ankara saldırısından sonra kentte gösterilen tepkiye AK Parti ve MHP’lilerin aksi bir pencereden bakıyor:
“Herkesin, Türkiye halklarının tümünün bu ülkeyi sevdiğini 10 Ekim’deki faciadan sonra gördük İzmir’de. Hiç kimse kendisine yontmaya, mal etmeye çalışmasın. Halkların inandıkları şeyler kabul görmezse, o siyasete halk tarafından gereken cevap verilir.”
Birtane’ye göre, 7 Haziran’da CHP’den gelen oylar geri dönmeyecek, çünkü bu oylar CHP güçlü muhalefet yapamadığı için HDP’ye geldi. “Bu yüzden kalacak” diyor.
Tanju Tosun da aynı kanıda:
“Ankara katliamı olmasaydı, son seçimde HDP’ye oy vermiş, çok sınırlı özgürlükçü sol kitlenin geri çekilmesi ve CHP’ye bir geri yönelimi söz konusu olabilirdi. Ama burada da maksimum yüzde yarım, bir civarında maksimum bir kitleden bahsediyoruz.”
1 Kasım’a doğru İzmir için son söz
İzmir’de aslında son birkaç seçimdeki yarış tekrarlanıyor. AK Parti CHP’yi yakalamaya çalışıyor. MHP ve HDP de kendi tabanlarının dışında, CHP ve AKP’ye tepki gösteren seçmenin oylarını da alarak konumunu pekiştirmeye… Kentte hepsine tepkine gösteren, son iki yıldır sandık başına gitmekten yorulmuş, hangi partiye oy vereceğini bilemeyen bir kesim de. Partilerin geleceği hepsinin elinde.