BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

1 Kasım seçiminin kazananı Yılmaz Özdil!..

Tıvıtıra bi göz atayım dedim, bir de baktım o da ne? Sözcü Gazetesi'nin yazarı Yılmaz Özdil TT listesinde ilk sırada. Millet nasıl övüyor, nasıl pışpışlıyor anlatamam.

Tıvıtıra bi göz atayım dedim, bir de baktım o da ne? Sözcü Gazetesi'nin yazarı Yılmaz Özdil TT listesinde ilk sırada. Millet nasıl övüyor, nasıl pışpışlıyor anlatamam.

Sebep?

Sebebi AK Parti'ye oy veren yüzde 50'lik kesime son yazdığı yazıda hakaretler yağdırması.

Yazı yapılacaklar listesiyle başlıyor. Okuyalım:

Dikkat ederseniz Yılmaz Özdil yukarıda saydığı tüm aktiviteleri, "Hayatımıza müdahale ediyor. Yaşam şeklimizi değiştirdi" dediği diktatörün ülkesinde yapacak! Allah'tan diktatör var yani. Diktatör yaşam şeklini değiştirmese, anadan üryan aramıza dalacakmış Hafizanallah!

"Biz mesela…Tiyatroya gideceğiz. Eskisi gibi. Konsere gideceğiz. Her zamanki gibi. Bale seyredeceğiz. Resim sergisi gezeceğiz. Gazete okuyacağız. Kitap okuyacağız. Akıldan yana olacağız. Bilime kulak vereceğiz. Dünyayı takip edeceğiz. Çalışacağız, üreteceğiz. Eğleneceğiz aynı zamanda. Yazları tatile gideceğiz. Yüzeceğiz, güneşleneceğiz. Kızlı-erkekli… Güleceğiz. Saçmalıklarla gırgır geçeceğiz."

Yapılacaklar listesi bununla bitmiyor. Devam ediyor:

"Çocuklarımızı fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür büyüteceğiz, kızlarımızı eşit birey şuuruyla yetiştireceğiz, özgürlük uçuşacak saçlarından, duygularına pranga vurmayacaklar, oğullarımızı badem yapmayacağız, babalarına bile biat etmeyecekler.Önümüz yılbaşı…Umutlarımızı tazeleyeceğiz. Dans edeceğiz.
(Vals yapmaya niyetim var.) Şarkılar söyleyeceğiz. Birer kadeh illa ki parlatacağız.
“Noel baba düzgün adam olsaydı, evlere bacadan girmezdi” diyen arkadaşla aynı partiye oy vermediğimiz için, mutlu olacağız."

Sonra konu AK Parti'ye oy verenlere getiriliyor ve hakaretler başlıyor:

"O ise… Yenilgiden ders almıyor. Hayatından dört sene daha kaybetti, kazandığını sanıyor, seviniyor. Kornaya basarak tur atıyor. Ömrünü çarçur etme diyoruz. Hayır, böyle şahane diyor. Bari çocuklarına yazık etme diyoruz. Sana ne diyor. E, kendi bilir. Teklif var, ısrar yok. Kazanarak kaybettiğini öğrenecek."

Dikkat ederseniz yukarıda saydığı tüm aktiviteleri,  "Hayatımıza müdahale ediyor. Yaşam şeklimizi değiştirdi" dediği diktatörün ülkesinde yapacak! Allah'tan diktatör var yani.

Diktatör yaşam şeklini değiştirmese, anadan üryan aramıza dalacakmış Hafizanallah!

Bence Yılmaz Özdil yazının sonunu iyi bağlayamamış. Şayet bana kızmayacaksa sonunu ben bağlamak istiyorum.

"Üstadım. Siz mesela, bütün bunları dibine kadar yaşadıktan sonra bir gün aniden önünüze Azrail çıkacak. O andan itibaren 3 buçuk atmaya başlayacaksınız. "Yapma, etme" demeler kar etmeyecek. Hani içtikten sonra sızıyorsunuz ya. Aynen onun gibi sızacaksınız ama artık hiç ayılamayacaksınız! Sonracıma, sizi bugüne kadar her fırsatta aşağıladığınız, hor gördüğünüz bir imama yıkatacaklar. Pamuğun tıkılması meselesine girmek dahi istemiyorum!  Ardından dört kolluyla ver elini Teşvikiye Camii. Orada gazeteci dostlarınız ve sanatçılar, "Işıklar altında uyusun, projektörler yüzünü aydınlatsın" falan diyecekler ama yok öyle bir şey! Defin edildikten sonrası çok daha eğlenceli! Kabir melekleri gelecek ve Sezercik'in filminde olduğu gibi, "Bincekley sıpanın sıytına, vuycaklay kıybacı, vuycaklay kıybacı..."  Sonra öteki alemde hesap kitap işleri ve eğlence asıl o zaman başlayacak. Alaçatı'yı andıran bir yere götürüp sürekli bronzlaşmaya bırakacaklar. Görsen, çok şeker bişey!"

İşin şakası bir yana, Yılmaz Özdil'in şu satırları hangi ruh hali içinde yazdığını düşünemiyorum.

Meşhur bir söz vardır hani...

Polyanna'yı dağa kaldırmışlar, 'Oh ne güzel temiz hava aldım' demiş. Şu seçimleri kaybettikten sonra "Olsun anam! Biz kazandık, onlar kaybetti" diyenlerin ruh hali de aynen böyle. Belli ki bu paronaya Yılmaz Özdil'e de bulaşmış.

Polyanna'yı dağa kaldırmışlar, 'Oh ne güzel temiz hava aldım' demiş. Şu seçimleri kaybettikten sonra "Olsun anam! Biz kazandık, onlar kaybetti" diyenlerin ruh hali de aynen böyle. Belli ki bu paronaya Yılmaz Özdil'e de bulaşmış.

Nasıl bir ruh haliyse; sinemaya, baleye, operaya, konsere, resim sergisine, tatile sadece kendilerinin gittiğini, sadece kendilerinin kitap ve gazete okuduğunu düşünmüş! Gittiğin lüks restoranlarda, mağazalarda, sinemalarda, konserlerde muhafazakar, başı örtülü insanları hiç mi görmedin be mübarek!

Anlamadığı şey şu:

Kendimi dahil ederek söyleyeyim ki o dediklerinden çoğunu biz de yapıyoruz. Sinema, tiyatro, konser, tatil ne arasan var yani!

Farkımız, oy zamanı geldiğinde gidip AK Partiye oy verip seçimlerin hepsini kazanıyoruz. Sonrada senin gibi düşünenlerin zırvalamalarını izleyerek eğleniyoruz.

Senin gibilerin ne yaptığıyla kimse ilgilenmiyor be kardeşim. Ne yediğinden, ne içtiğinden kime ne?

Sen Noel Baba'ya, başkası Hazreti Hızır Aleyhisselam'a inanır. Sen rakı içersin, başkası çekirdek çitler, olmadı zemzem suyu içer. Sen Eyfel'in etrafında turlarsın, başkası Kabe'nin etrafında döner. Sen şarkı söylersin, başkası ilahi.

Burası özgür bir ülkeyse neden gocunuyor, neden kendin gibi yaşamayanları aşağılamaya çalışıyorsun?

Belki benim eğlence anlayışımda ülkeye Cumhurbaşkanı, Başbakan seçmek var. Ülkeyi yönetmek bana daha eğlenceli geliyor ne malum? Uzaya uydu fırlatmak, denizin altından tren yürütmek, köprü, havalanı, hızlı tren, metro, Kanal İstanbul gibi projelerle uğraşmaktan zevk alıyorum belki, ne karışıyorsun?

Bilime daha çok destek verecekmiş. Allah Allah! Sanırsın adam NASA! Sen uzaya çıkacaktın da kolundan mı tuttuk? Mars'ta su ve hayat bulunmuş, hadi fırla git ilişen mi var?

Yahu vallahi bu kafayı anlamıyorum.

Hayatınızı yiyerek, içerek, saçarak geçireceksiniz. Bir eliniz yağda, bir eliniz balda. Yediğiniz önünüzde, yemediğiniz arkanızda olacak. Sivilce çıksa tedaviye ABD'ye gideceksiniz. Olmadı Türkiye'deki Amerikan hastanesinde tedavi olacaksınız. Tüm dünya üzerindeki müslümanların yaşadıkları zulme kulaklarını tıkayacaksınız. "Ben akşam ne içeceğim, nerede eğlenip nerede sızacağım" diye dertleneceksiniz. Sonra da "Vay benim zihniyetime neden oy vermedin?" diyerek insanları aşağılayacaksınız.

Kafan güzelmiş kardeş, iyi kullan!

"Siz kaybetttiniz. Ben dans edeceğim. Vals de yapabilirim" demesi yok mu?

Hey yavrum hey!

Sen Noel Baba'ya, başkası Hazreti Hızır Aleyhisselam'a inanır. Sen rakı içersin, başkası çekirdek çitler, olmadı zemzem suyu içer. Sen Eyfel'in etrafında turlarsın, başkası Kabe'nin etrafında döner. Sen şarkı söylersin, başkası ilahi.

Geç kaldın paşam, geç kaldın! Sen dansa hazırlanırken millet 1 Kasım gecesi halayını çekti, horononu tepti bile! "Şemamme buke"de tur bindirdiler kurbane! Milletin araçlarıyla sevinç turları atmasını sen anlayamazsın. Hayatının kaç senesi korna ile bir seçim zaferi kutlayamadan geçti farkında mısın abi? Sen içmeyeceksin de ben mi içeceğim? İçmezseniz bu zaferlerin yaşandığı Türkiye size zindan olur. İçeceksiniz pek tabi ki...

İnat değil mi dostum?

Siz içmeye devam edin. Biz de inadına mazlumlara kucak açacağız. Zulümden kaçanlar soluğu burda alacak. Siz içtikçe biz inadına çalışacak,  inadına ''Ümmet'' inadına ''İslam'' diyeceğiz. Yere indirmeye çalıştığınız o sancağı ne pahasına olursa olsun yüksekte tutacağız. Bir iktidar düşsün diye devletimize ihanet etmeyecek, PKK'yla, paralel yapılarla işbirliği yapmayacağız.

Ha bir de Reis'i size yedirmeyeceğiz :)

Eğer bunun adı yenilgiyse, Allah size her daim böyle kazanmayı, bize ise böyle kaybetmeyi nasip etsin!