BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  SEÇİM

1 Haziran sonuçları Cumhurbaşkanlığı seçimini nasıl etkiler?

Türkiye'nin önde gelen iki araştırmacısı Adil Gür ve Murat Sarı, yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Abone ol

Ağustos ayında gerçekleştirilecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimine 2 ay kadar kısa bir süre kaldı, ancak adaylar hala açıklanmış değil.

30 Mart seçimlerinin ardından Yalova ve Ağrı'da yenilenen seçimlerde AK Parti'nin iki büyükşehirde de belediye başkanlıklarını alamamış olması muhalefetin Cumhurbaşkanlığı için umutlarını artırdı. Son parti grup toplantısında HDP'ye bir kez daha sert üslup kullanan Erdoğan'ın bu tavrı, "Başbakan Cumhurbaşkanlığı için strateji mi değiştirdi?" sorularını beraberinde getirdi. Siyasi olarak karışık bir dönemde yaşanacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimini A&G Araştırma'nın Başkanı Adil Gür ve Konsensus Araştırma'nın Başkanı Murat Sarı değerlendirdi.

Wall Street Journal'a konuşan Gür ve Sarı'nın değerlendirmelerine göre, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinin kritik dönemeçleri...

AĞRI VE YALOVA SONUÇLARI NE ANLAM İFADE EDİYOR?

Adil Gür: Bu seçim sonuçlarına bakarak Türkiye için projeksiyon yapılamaz. Anketler 200 bin kişiyle yapılıyor olabilir ve sayıca anlamı olabilir. Ama anket katılımcıları belli bir ilde yaşayan değil, herhangi bir şekilde seçilen 200 bin kişidir. Buradan yola çıkmak doğru olmaz. Ama bunun genel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi bir psikolojik sonucu ve etkisi olduğunu söyleyebiliriz.

Murat Sarı: Son seçim cumhurbaşkanlığı seçimi için örneklem oluşturamaz çünkü iki tane kendi özellikleri ağır olan yerde seçim yapıldı. Bir bakınca sahillerde CHP etkinliğini biliyoruz. Yalova'nın sahil özelliği var. Ağrı da doğu. Burada da HDP'nin büyük etkinliği var. Dolayısıyla heterojen bir yapı var. Bu seçim Ankara'da olsa bir fikir verebilirdi.

AĞRI VE YALOVA'DA KAZANAN KİM KAYBEDEN KİM?

Murat Sarı: Esasında bir bakınca sonuçlar açısından çok bir şey de değişmemiş vaziyette. İktidar itiraz ettiği her yerde seçimi kaybediyor. Seçimi kaybedeceksen neden itiraz ediyorsun. Bu ara seçimin mağlubu Ak Parti'dir.

Adil Gür: Seçim sonuçlarında aslında bir önceki dönemde Ağrı ve Yalova'nın muhalefete geçtiğini görsek de AK Parti'nin oy oranının düşmediğini, Yalova'da artışa rağmen kaybettiğini görüyoruz. Muhalefet partileri orada yarışan aradan geçen sürede diğer partilere oy veren seçmeni kendi partilerine oy vermeye ikna etmeye daha fazla çaba harcamış görünüyor. BDP 5 puan artmış. Bu ciddi bir artış. Yani seçim sonuçlarının psikolojik etkisi var ama cumhurbaşkanlığında bu olur, bundan sonra şu olur!

ERDOĞAN'IN HDP'YE YÖNELİK SERT ÜSLUBU BİR SEÇİM STRATEJİSİ Mİ?

Adil Gür: Ben başbakanın konuşmasını kişisel olarak şöyle okudum:

Başbakan HDP tabanına mesajlar verdi. Bence PKK ile ilgili sert eleştirileri, aslında MHP tabanına yönelikti. Olabilir, zaten bunun sonuçlarını 2010'da da gördük. Yani MHP tabanı mutlak bir taban değil. Bunun içerisinde de kendisini milliyetçi muhafazakâr olarak tanımlayan seçmen de var. İkinci tercihi CHP değil Ak Parti olan seçmenler de var. Bunlar çoğunlukta değil ama varlar.

Murat Sarı: Bence Lice'de yaşanan sıkıntılar CHP, MHP ve diğer partilerin Doğu ve Güneydoğu'da olmamalarından kaynaklanıyor. Bölgede iki güçlü parti var. O 2 taraf birbirine girince yatıştıracak bir taraf yok. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise HDP seçmeni ikinci turda sandığa gitmeyerek Erdoğan'a destek verecektir. Çünkü kullanılmayan her oy, birinci partinin oyunu yukarı çeker.

ADAYLARIN AÇIKLANMASINDA GEÇ Mİ KALINDI?

Murat Sarı: Muhalefet çok geç kaldı. Bu hatayı belediye seçiminde de yaptı. CHP'nin en büyük hatası adaylarını çok geç açıklamasıydı. Çok fazla tartıştılar. Cumhurbaşkanlığı için de bu turların çok daha önceden yapılması gerekiyordu. Çünkü bu seçimin yapılacağı zaten biliniyordu

Adil Gür: Muhalefet geç kaldı. Ak parti adayı 3 aşağı 5 yukarı belli. Ya sayın Başbakan ya da Sayın Gül devam edecek. Hal böyle olunca belli olmayan muhalefet partisi adayı. Ben bunun için kişisel olarak geç kalındığını düşünüyorum. Zaman muhalefetin aleyhine işliyor. 2014 ikinci yarısında bu seçim belliydi. Çatı mı başka mı tartışmaları aylar önce yapılıp kamuoyuna isim telaffuz edilmeliydi. Kanaat önderleri araştırmacılar görüş belirtmeliydi. Kafadaki doğru aday iş yapar mı emin değilim. Önemli olan halkta karşılığı olması. İktidar için aday adayı belli. Ama muhalefet geç kaldı. Hele ki çok tanınmayan bir isim olursa bunu tanıtmak zor

ERDOĞAN'IN KAZANACAĞINI SÖYLEMEK İDDİALI MI OLUR?

Adil Gür: Önce adayların çıkması lazım. İkinci tura kalan aday kim ya da birinci turda bitecekse yüzde 100 değil ama kuvvetle muhtemel Başbakan seçimi alır gibi görünüyor. Kimle kim yarışıyor bu önemli. CHP ve MHP seçmeninin yüzde 100 oy vereceği bir aday yok. Sosyal demokrat kimliği olan bir aday olursa MHP seçmen tavrı daha net olabilir. Seçim kazanma yolu sadece MHP ve CHP konsodilasyonu değil . Bunun yolu aslında Ak Parti seçmeninden ya da Kürt kökenli seçmenlerden geçiyor. 30 Mart'a bakınca sadece CHP ve MHP'nin seçmen sayısı Cumhurbaşkanlığı için yetmiyor. Sadece iki partiden rağbet görmesi yetmez adayın. CHP de tek bir tabana dayanmıyor ki. İşi zor. Muhalefet açısından iş çok zor. Çıkabilecek adaya göre bu işin birinci turda bitebilir. Birde bitmezse ikincide de biter. Ağzımızı açık bırakacak bir aday lazım. Ben çok zannetmiyorum.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ BİR REFERANDUM OLUR MU?

Murat Sarı: Cumhurbaşkanlığında bu referandum efekti olmaz. Cumhurbaşkanı partiler üstüdür, ülkeyi uzlaştırır, Demokles'in kılıcı gibi durur. Gül öyle değildi ama Recep Tayyip Erdoğan keskin bir taraf. Vatandaşın yüzde 52'si "Erdoğan'ı beğeniyorum" diyor siyasetçi olarak. Şimdi bunda 2-3 puanlık düşüş var 1 yıl önceye göre. "Cumhurbaşkanlığı adayı olsa oy verir misiniz" sorusuna yüzde 49 kitle "Oy vermem" cevabı verirken yüzde. 37 "Kesin veririm", yüzde 14 "Belki veririm diyor. Bunlar 4 ay öncenin rakamları. "Hiç beğenmiyorum" diyenler var ve çok yüksek. Ama "Çok beğeniyorum" diyenler de çok yüksek. Beğeniyorum ya da beğenmiyorum diyen birbirinden çıkınca "beğeniyorum" diyen fazla olduğu için yüzde 50'lere gidiyor. Ama bu cumhurbaşkanlığı ile ilgili değil.