Avrupa Birliği ülkelerinde çalışan yaklaşık 1 milyon 250 bin Türk nüfusunun AB'ye katkısının yaklaşık 70 milyar euro olduğu açıklandı.
Abone olTürkiye Araştırmalar Merkezi Genel Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen, Avrupa Birliği üyesi ülkelerde çalışan yaklaşık 1 milyon 250 bin Türk nüfusun AB'ye katkısının 70 milyar Euro olduğunu bildirdi. Prof. Dr. Şen, bu rakamın, AB bütçesinin yüzde 75'inden fazla katkısını Türklerin yaptığı anlamına geldiğini belirterek, "Bu Türkiye için de önemli mesaj. Zira 2001 yılında Türkiye'nin, 68 milyonluk nüfusu ve aktif 20 milyonluk kitlesiyle GSMH'sinin toplamı 140 milyarı geçmedi. Demek ki, 1 milyon 240 bin aktif Türk, Türkiye Cumhuriyeti'nin yarısı kadar katma değeri, AB sınırları içinde sağlıyor" dedi. Merkezi, Almanya'nın Essen eyaletinde bulunan Türkiye Araştırmalar Merkezi'nin Genel Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, şu an için 1.3 milyon Türkün, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin tabiyetine geçmiş bulunduğunu ifade ederek, bu rakamın daha da artmasının beklendiğini söyledi. Engelleyici bir gelişme olmazsa, önümüzdeki 10 yıl sonunda, Avrupa Birliği'ndeki Türklerin hepsinin, bulundukları ülkelerin uyruğuna geçmiş olacağını vurgulayan Prof. Dr. Şen, "Türkler şu anda, Avrupa Birliği'ne girecek Malta nüfusunun 8, Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti'nin 5 ve Estonya'nın 2.4 misli daha kalabalıklar" diye konuştu. 70 MİLYAR EURO'LUK KATKI Türkiye Araştırmalar Merkezi Genel Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen, Avrupa Birliği sınırları içinde yaşayan 3.8 milyon Türk nüfusun 1 milyon 240 bininin aktif nüfus olarak çalıştığını kaydederek, bu aktif nüfusun 2001 yılında AB'ye katkısını "70 milyar Euro" olarak açıkladı. AB'nin 2001 bütçesinin 92 milyar Euro olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Şen, "Bütçenin yüzde 75'inden fazla katkısı Türklerden geliyor. Bu, Türkiye için de önemli bir mesaj. Zira 2001 yılında Türkiye'nin, 68 milyonluk nüfusu ve aktif 20 milyonluk kitlesiyle GSMH'sinin toplamı 140 milyarı geçmedi. Demek ki, 1 milyon 240 bin aktif Türk, Türkiye Cumhuriyeti'nin yarısı kadar katma değeri, AB sınırları içinde sağlıyor. İki tarafın da bundan öğreneceği çok şey var" dedi. Prof.Dr. Dr. Şen, 40 yıl öncesinin gurbetçilerinin bugün işveren konumunda olduğunu vurgulayarak, 100'ün üzerinde farklı branşta şu an için 83 bin Türk asıllı büyük patron bulunduğunu ve 400 bini aşkın işçiye de istihdam imkanı sağladıklarını belirtti. Prof. Dr. Şen, Türk patronların cirolarının son 4 yılda 35 milyar Euro'ya yükseldiğini, yatırımlarının da yüzde 64 artış ile 10 milyar Euro'ya yaklaştığını bildirdi. Bu gücün büyüklüğünün Türkler tarafından hala fark edilememesinden yakınan Prof. Dr. Şen, "Türkiyeli nüfus, hala bu bilinci kavramış değil. Kendi etkisini bilmiyor. İki taraf tarafından da itilip, kakılan bir durumda" dedi. GENÇ AVRUPALI TÜRKLER Prof. Dr. Şen, bu durumu engelleyici faktörlerle ilgili olarak da şunları söyledi: "Akdenizli topluluklar hala bireysellikten, kollektivizme geçememiş durumdalar. Kollektif şuurumuzun olmaması, başarılarımızı büyük ölçüde engelliyor. Birinci kuşağın tek düşüncesi, mümkün olduğu kadar para biriktirebilmek, yatırımlarını Türkiye'ye yapmaktı. İkinci kuşak da hemen hemen aynı doğrultuda hareket etti. Daha sonra kalıcı olduklarını anlamaya başladılar. Gençler eğitime daha fazla önem verdiler. Bugün herkesin umudu genç Avrupalı Türk'te. 4 milyona yaklaşan Türk için önemli olan bazı şeylere artık gençler sahip çıkıyorlar. İşte, bu yüzden, 2003 yılı belki de bu gençler için, kanıtlanmasına çalışılan ekonomik ve siyasi gücün daha iyi gösterileceği etkinlikler ve bölük börçük birlikteliklerin, ortak menfaatler etrafında kurumsallaşmaları açısından önemli bir kilometre taşı teşkil edecek". AB'nin artık, 40 yıllık süreç zarfında, kendi sınırları içinde yaşayan insanların büyük ölçüde katkıda bulunduklarını ve GSMH'yi yükselten bir kitle durumunda olduklarını görmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Şen, "Mikro olarak bunu örnek alan AB, Türkiye'yi de içine alarak GSMH'sini bu açıdan arttırabilir. Türkiye için de önemli bir mesaj. Türkiye'nin hala 2 bin 340 dolarlık sınırı geçmemesi, kişi başına ulusal değeri, AB yolunda en büyük engel. Türkiye de kendi nüfusunu artık daha aktif hale getirmeli ve bu konuda somut adımlar atmalıdır" diye konuştu.