Yunanistan baharı Avrupa'ya sıçrayabilir mi? Miliband'den Cameron'a suçlama. Şimon Perez'in 'İran'ı vurmaya yakınız' uyarısının anlamı.
Abone ol''Papandreu gidiyor, Yunan liderler birlik hükümetinde uzlaştı''
Guardian, bu başlıkla duyuruyor dün Atina'da iktidarla muhalefet arasında varılan koalisyon uzlaşmasını.
Yeni başbakanın ve bakanlar kurulunun bugün açıklanması bekleniyor.
Başbakanlık için öne çıkan dört adaydan biri, eski muhafazakar dışişleri bakanı Petros Molyviatos diğeri de Avrupa Merkez Bankası'nın eski başkan yardımcısı Loukas Papademou.
Kurulacak hükümetin öncelikli gündem maddesi ise kemer sıkma önlemlerini uygulama takvimini belirlemek olacak.
Guardian'da yazan Birbeck Üniversitesi'nden Prof. Costas Douzinas, Papandreu'nun ayrılmak zorunda kalmasını Yunan halkının uzun mücadelesinin şu ana kadarki en başarılı sonucu olarak niteliyor.
''Arap baharının hemen peşisıra gelen bu istifa, demokrasi, sosyal adalet ve bağımsızlığı terkederlerse Batı hükümetlerinin de düşebileceklerini hatırlatan bir gelişme'' görüşünü dile getiren Douzinas, şöyle devam ediyor:
''Ancak bu son aşamada Avrupalıların oynadıkları rol sorunlu. Papandreu'nun Merkel ve Sarkozy ve diğer Avrupalı yetkililer tarafından azarlanması görüntüleri hayra alamet değil. Teorik olarak Yunanistan bağımsız bir ülke. Kurtarma programı ise bir borç paketi ve tamamı geri ödenecek. Bir borç, alacaklı hükümete, bir ülkeye manda idaresi altındaymış muamelesi yapma yetkisi vermez. Ama olan da bu.
Douzinas, bu tavrın halkın öfkesini arttırdığını anımsatırken, yazısını şu uyarıyla sonlandırıyor:
''Avrupa'nın da kibri açığa çıktı. Yunan halkı, uzun mücadeleleri ve özverileriyle kendi hükümetlerinden kurtuldular. Ülkedeki zayıf halka, halkın direnişiyle koptu. Şimdi domino batıya doğru ilerleyecek. Yunanistan'ın ekonomik geleceği zorlu olacak, ama demokrasisi kazandı. Avrupa'nın seçkinlerinin 'yayılma' korkusu Euro krizinden ibaret olmamalı sadece, Yunan direnişinin Avrupa'ya sıçramasından da endişe duymaları gerekir.''
'Berlusconi de gitmeli'
Independent gazetesinde Yunanistan'ın yanısıra ciddi borç krizi yaşayan İtalya'yı ele alan bir başyazı dikkat çekiyor.
Gazete, ''Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreou, siyasi kariyerinin sonuna yaklaşırken, İtalyan mevkidaşı üzerindeki istifa baskısı da artıyor'' diyor, ''Berlusconi, İtalya'yı kurtarmak istiyorsa gitmeli'' başlıklı başyazısında.
Berlusconi'nin yarın yeni bir güvenoylaması sınavı vereceğini hatırlatan Independent, İtalyan başbakan'ın son G-20 toplantısında da görüldüğü gibi tecrit edilmiş durumda olduğunu belirterek, içeride de kemer sıkma önlemlerini uygulayacak yeteneği, iradesi ve güvenilirliğinin kalmadığını, İtalya'nın durumu daha da kötüleşmeden görevini yeni bir lidere devretmesi gerektiğini savunuyor.
Times da, aynı görüşte. Berlusconi'yi görevinden ayrılmaya zorlayan ''bunga-bunga'' olarak adlandırılan seks partileri değil, arkalarına piyasaların da desteğini alan, Sarkozy ve Merkel ikilisi diyor gazete.
İtalyan hazine tahvillerine uygulanan faiz oranlarının yüzde 6 düzeyine çıktığını kaydeden Times, bu oranın Yunanistan, Portekiz ve İrlanda'nı dışarıdan yardım müdahalesine muhtaç bıraktığını anımsatıyor.
Miliband'den Cameron'a suçlama
Independent gazetesi, ana muhalefet İşçi Partisi'nin lideri Ed Miliband'in Başbakan David Cameron'u hedef alan sözlerini manşetine taşımış.
Başbakan'ı ''nüfusun ayrıcalıklı, güçlü ve zengin yüzde birlik kesimini koruyup kollarken, kalan yüzde 99'luk kesimi yüzüstü bırakmakla'' suçlayan Miliband, ''Adalet Cameron'un DNA'sında yok. Daha adil bir kapitalizm için mücadele de umrunda değil'' diyor.
İşçi Partisi lideri, geçen ay partisinin konferansında da çıkar gruplarıyla mücadele etme vaadinde bulunmuştu.
Danışmanları Miliband'in açıklamalarının ''bir sınıf savaşı başlatmak'' anlamına gelmediğini aktarırken; ''özellikle altı büyük enerji şirketiyle, medya devi Murdoch'un nüfuzlarını kırmamasını, ayrıca üst düzey şirket yöneticilerinin ödemeleri konusunda şeffaflık için çaba harcamamasını'' Başbakan'ın eleştirilen icraatı arasında sayıyorlar.
Başyazısında Miliband'in çıkışını değerlendiren gazete, muhalefet liderinin Londra'yı işgal eylemleri ışığında yaptığı açıklamalarında dile getirdiği ''toplumdaki eşitsizliklerin onlarca yıldır olmadığı kadar yoğun bir şekilde sorunların odağına yerleştiği'' sözlerinde haklı olduğunu, ama çözüm yolları konusunda daha fazla ayrıntı vermesi gerektiğini vurguluyor.
'İran'a saldırı yaklaşıyor'
Times'ın iç sayfalarında, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez'in İran'ın nükleer programına karşı saldırıya giderek daha yaklaştıkları açıklamasına ilişkin bir haber var.
Times, Perez'in İsrail devletinin şahin değil, daha ılımlı kanadından olduğunun altını çizerken, uyarının zamanlaması da dikkat çekici.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, İran'ın nükleer programına ilişkin raporunu bu hafta açıklayacak ve sızan haberlere göre raporda, İranlı teknisyenlerin nükleer savaş başlığı tasarımına ilişkin bilgisayar modelleri üzerinde çalıştıkları ve Tahran'ın nükleer silahlar için bir fünye test edilmesinde kullanılacak bir konteyner ürettiği öne sürülecek.
Times yazarı Martin Fletcher'e göre, İsrail'in saldırı tehdidi uluslararası toplumun dikkatini çekmeyi de amaçlamış olabilir. ABD ve AB'nin Orta Doğu'da yeni bir çatışma yerine Tahran'a yeni yaptırımları görmek isteyeceklerini kaydeden Fletcher, ama yaptırımların karşısında da Çin ve Rusya engelinin bulunacağını hatırlatıyor.
Türk ordusuna suçlama
Daily Telegraph'ın iç sayfalarında ise, Türk ordusunun PKK'yı hedef alan hava saldırıları sırasında kimyasal silah kullanmakla suçlandığına ilişkin bir haber var.
Habere göre, İnsan Hakları Derneği'nden bir yetkili, bölgedeki şubelerden birinin iddiaların doğru olup olmadığını araştırdığını, operasyonda ölenlerin kıyafetlerinden ve saldırının düzenlendiği alandaki bitkilerden örnek alındığını söylüyor.
Başbakan Erdoğan'ın ise, G-20 toplantısına giderken gazetecilerin sorularına ''İddiaların iftira olduğu, otopsi sırasında DNA testi dahil olmak üzere yasaların gerektirdiği bütün incelemelerin yapılmakta olduğu'' yanıtını verdiğini hatırlatıyor Daily Telegraph.