BIST 9.357
DOLAR 34,57
EURO 36,28
ALTIN 2.994,30
HABER /  GÜNCEL

07 Ağustos 2011 Basın Özeti

Uluslararası piyasalardaki çalkantının yol açtığı kaygılar... Albert Camus'yü KGB mi öldürdü?.. Fransa'da çapkınlık maziye mi karışıyor?

Abone ol

İngiliz Pazar gazetelerinin ortak uluslararası konusu mali piyasalara yaşanan çalkantı.

Gazeteler, Euro bölgesi borç krizi ve Amerikan ekonomisindeki sorunların yarattığı kaygılar nedeniyle dünya piyasalarında yaşanan düşüşlerin yeni bir küresel resesyonun habercisi olduğu kanısında.

Geçtiğimiz hafta, Asya, Amerikan ve Avrupa borsalarında keskin düşüşler yaşandı.

Independent on Sunday eski İngilere Başbakanı Gordon Brown'un yaşananlardan Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'yi sorumlu tuttuğunu yazıyor.

Brown, gazetede yer alan makalesinde, bu liderlerin bankaların borç portföyleri konusundaki uyarılarına kulak asmadıklarını ve kemer sıkma politikalarında ısrarcı olarak bir kuşağı işsizliğe mahkum ettiklerini ileri sürüyor.

Sunday Times 'B planının zamanı gelmedi mi' diye soruyor...

Yazıya eşlik eden fotoğrafta ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa liderleri ne yapacaklarını bilemez halde havalara bakarken görüntüleniyor.

Gazete, ağır borç yükü altındaki ülkelere ilişkin kuşkular artarken, mali krizin bir kez daha kapıya dayandığı belirtiliyor.

Euro bölgesi ülkeleri arasında şimdiye kadar Yunanistan, Portekiz ve İrlanda kurtarma paketine ihtiyaç duyduklarını açıklamıştı.

Euro bölgesinin çevre ülkeleri olarak anılan bu üç ülkenin ardından İtalya ve İspanya'nın da krizin içine çekilme tehlikesi, Avrupa Komisyonu'nun bir kurtarma paketini karşılayamayabileceği endişesi yarattı.

Sunday Times yaklaşmakta olan krizin 2008'dekinden daha şiddetli olabileceği, 1929 Büyük Bunalımı benzeri bir buhran yaşanabileceği uyarısında bulunuyor.

Sunday Telegraph da İtalya'nın euro'yu uçurumdan aşağı yuvarlayabileceği kanısında.
İtalya ve İspanya para birimi olarak euro kullanan bölgenin üçüncü ve dördüncü en büyük ekonomileri.

Uluslararası bono piyasaları, Yunanistan, Portekiz ve İrlanda'dan sonra İtalya ve İspanya'nın da borçlarını ödemeyememesinden kaygı duyduğunun işaretlerini vererek, bu ülkelerin borçlanma maliyetlerini artırmıştı.

Gazete, İtalya başbakanının böyle bir dönemde liderlik kapasitesinin de sorgulandığını belirtiyor.

Sunday Telegraph İngiltere'nin de resesyonla yüzyüze olduğu uyarısında bulunuyor.

Gazete, iktidar ortağı Muhafazakar Parti içinde bir kesimin vergilerin indirilmesi çağrısı yaptıklarını kaydediyor.

Albert Camus'yü KGB mi öldürdü?

Observer yakın dönem dünya edebiyatının en ünlü isimlerinden Albert Camus'nün ölümünde eski Sovyet istihbarat servisinin parmağı olup olmadığını sorguluyor.

Yabancı adlı romanıyla dünya edebiyatının ölümsüzleri arasına giren Fransız yazarı Camus, 1957 yılında Nobel Edebiyat ödülünü kazanmış, 1960 yılında geçirdiği trafik kazasında ölmüştü.

Observer ünlü yazarın 46 yaşında ölümünün sevenleri arasında şok etkisi yarattığını, cenazesine zamanın ünlü anarşistlerinden yerel futbol takımının oyuncularına dek, geniş bir kesimden katılım olduğunu hatırlatıyor.

Gazete, şimdiye dek kaza olduğu konusunda kimsenin şüphe dile getirmediği ölümününe ilişkin yeni bir iddiayı gündeme getiriyor.

Gazetenin haberi İtalyan Corriere della Sera gazetesinin bir iddiasına dayanıyor.

İddiaya göre, Camus'nün ölümünde zamanın Sovyet istihbarat servisi KGB'nin parmağı olabilir.

KGB'nin Camus'yü hedef alma nedeni ise Fransız yazarın o dönemki bazı Sovyet politikalarını eleştirmesi...

Camus 1956 yılındaki Macaristan ayaklanmasını bastırmak için Sovyet askerlerinin bu ülkeye gönderilmesini eleştiren yazılar yazmıştı.

Yine Camus'nün, Stalin döneminde yasaklanmış bir kitap olan Doktor Jivago'nun yazarı Boris Pasternak'a Nobel Edebiyat ödülü verilmesini desteklemesi de Moskova'yı kızdırmıştı.

Observer, KGB'nin Camus'nün ölümünde parmağı olabileceği iddiasının, Jan Zabrana isimli Çek şairin bir kitabına dayandırıldığını bildiriyor.

İtalyan akademisyen ve şair Giovanni Catelli, Zabrana'nın Cely Zivot isimli kitabının İtalyanca çevirisinden bazı bölümlerin çıkarıldığını farkediyor.

Bu bölümde Zabrana, karanlık işler konusunda kulağı delik bir kişinin, KGB'nin Camus'nün bineceği otomobilin tekerlerine zarar vererek, ölimle sonuçlanan kazaya neden olduğunu anlattığını aktarıyor.

İddiaya göre KGB'ye bu operasyon için emri zamanın Sovyet Dışişleri Bakanı Şepilov vermiş.

Observer Şepilov'un, Camüs'nün yazılarında özel olarak eleştirilen bir Sovyet yetkilisi olduğunu aktarıyor.

Ancak iddiaya karşı güçlü kanıtlardan biri, Camus öldüğünde cebinden çıkan tren bileti.

Yani Camus öldüğü gün otomobille değil, trenle seyahati planlıyordu.

Öldüğü otomobil yayıncısına aitti ve son anda kazada kendisiyle birlikte ölen yayıncısının ısrarı üzerine seyahat planlarını son anda değiştirmişti.

Camus biyografisi yazarlarından eski BBC Paris muhabiri Olivier Todd da iddianın asılsız olduğu kanısında.

Todd, 'KGB'den her şeyi beklerim ama bunu yaptıklarına inanmıyorum; böyle bir iddiada kimin işine yarar diye düşünmek lazım' diyor.

Fransa'da çapkınlık maziye mi karışıyor?

Sunday Times gazetesi Fransa'da çapkın erkek kültürünün ağır darbeler almakta olduğunu yazıyor.

Gazeteye göre, çapkın erkeklerin bir bakışla kadınların kalplerini çaldığı günler mazide kaldı.

Gazete, genç kuşak Fransız kadınların sevgililerinden daha çok şey beklediklerini ve istediklerini elde etme konusunda da kararı olduklarını kaydediyor.

Genç kuşağı annelerinden farklı kıln bir unsur birlikte oldukları erkekleri cinsel performansı konusunda daha talepkar olmaları.

Gazete bu durumun Fransız erkeklerini psikologlara ve Viagra'ya ittiğini yazıyor.