BIST 9.916
DOLAR 35,16
EURO 36,58
ALTIN 2.962,67
HABER /  GÜNCEL

02 Mart 2011 Basın Özeti

İngiltere Libya stratejisinden geri adım atıyor, Arap Devrimlerinde Amerika, İngiltere ve İsrail 'kaybetti,' Türkiye, İran ve Suudi Arabistan 'kazandı' ve prostat kanserine yeni teşhis imkanı

Abone ol

Guardian başsayfasından İngiltere'nin Libya müdahalesi konusunda geri adım attığı haberini veriyor.

Haberde, Obama hükümetinin, İngiltere başbakanı Cameron'un, NATO'nun Libya hava sahasını uçuşa kapatması önerisine mesafe almasının ardından, İngiltere'nin askeri müdahaleye hazır duruşundan geri adım attığı yazılıyor.

Cameron'un değişen söylemi çerçevesinde, İngiltere'nin bu aşamada isyancı güçlerle irtibata geçmekten daha ileri gitmeyeceğini açıkladığı da haberde belirtiliyor.

Rusya ve Türkiye'nin itirazı

Financial Times ise, Libya'nın hava sahasının uçuşa kapatılması planlarında Türkiye ve Rusya'nın itirazıyla, Fransa ve Almanya'nın tedirgin yaklaşımının belirleyici olduğunu yazıyor.

Haberde yaptırımın, başbakan Erdoğan tarafından "absürt" Rusya dışişleri bakanı Sergey Lavrov tarafından ise "anlamsız" olarak nitelendiği hatırlatılıyor.

Haberde öne çıkan cümleler şöyle: "Erdoğan'ın sözleri önemli çünkü Türkiye NATO üyesi bir ülke. Bu durumda yaptırım 28 üye tarafından değil, NATO üyelerinden oluşan küçük bir grup tarafından uygulanacaktır. Lavrov'un açıklamaları ise, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin bu konuya oybirliğiyle destek vermesinin neredeyse imkansız olduğunu gösteriyor."

Arap devrimlerinde batı 'kaybetti'

Guardian gazetesinin Orta Doğu editörü Simon Tisdall da, son gelişmeler çerçevesinde Batılı güçlerin "tehlikeli ölçüde ince bir çizgide" yürümesi gerektiğini yazıyor.

Tisdall'ın yazısında öne çıkan noktalar şöyle: "David Cameron'un İngiltere'nin Libyalı isyancılara silah sağlayabileceği sözleri, batının yürümesi gereken tehlikeli ölçüde ince çizgiye işaret ediyor. Son şiddet olaylarına rağmen, Libya'da henüz bir iç savaş yaşanmıyor, ancak isyancıları silahlandırmak bunun yaşanmasını garantileyecektir. Yardımcı olma amaçlı bir zorlu müdahale, istenenin tersi sonuçlara yol açabilir."

Arap coğrafyasını etkisi altına alan devrimler karşısında, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve İsrail'in 'kaybedenler' tarafında yer aldığını yazan Tisdall, analistlerin kazanan ülkeler olarak Türkiye, İran ve Suudi Arabistan'ı saydığını vurguluyor.

Batılı güçlerin eski müttefiklerini kaybettiğini, yeni durumda hangi aktörleri muhatap alacaklarını ise henüz bilmediklerini söyleyen Tisdall analizine şöyle devam ediyor: "Batılı liderleri biraz rahatlatan bir düşünce ise, ılımlı, laik, neo-İslamcıların iktidarda olduğu Türkiye'nin devrim sonrası Arap toplumları için bir örnek oluşturabileceği."

Hangi uluslararası yaptırımlar mümkün?

Independent gazetesi de, Batı'nın Libya'ya uygulayabileceği yaptırımların değerlendirmesine geniş yer ayırıyor sayfalarında.

Gazetenin batılı hükümetlerin Kaddafi'ye karşı uygulayabileceği başlıca yaptırımlara dair değerlendirmeleri şöyle: "Kaddafi'ye Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde soruşturma açılması rejime kendi halkına uyguladığı katliamdan sorumlu tutulacağı mesajını veriyor. Ancak dünyanın en büyük askeri gücü olan Amerika'nın mahkemeyi tanımamış olması mahkemenin uluslararası meşruiyetine gölge düşürüyor. Malvarlıklarına el konması, Kaddafi'nin yakın çevresinin lideri terk etmesini teşvik edebilir ancak ne kadar etkili olacağı şüpheli. Libya'ya daha önce uygulanan ambargo, 2004 yılında, Kaddafi'nin kitle imha silahları programından vazgeçilmesiyle kaldırılmıştı. Yeni bir ambargonun en büyük riski, rejimden çok Libya halkını etkilemesi olacaktır. Şu anda ülkeyle ticaret yapılmadığı için, ambargonun kısa dönemde bir etkisi de olmayacaktır. Seyahat yasağı, teorik olarak Kaddafi üzerinde daha çok baskı yaratır. Ancak şimdiye kadar uygulanan seyahat yasakları etkili olmadı. Örneğin, Avrupa Birliği'nin seyahat yasağı Mugabe'nin düşmesini sağlamadı. Hava sahasının uçuşlara kapatılmasına ise Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden izin çıkması zor olacaktır. Böyle bir yaptırımın ne kadar etkili olabileceği de büyütülmemeli."

Değerlendirmede, askeri müdahalenin ise Kuveyt, Siera Lion ve Kosova örneklerinde başarılı olduğu ancak Irak ve Afganistan'da çok ağır bedeller ödenmesine yol açtığı belirtiliyor. Libya'ya yapılacak bir askeri müdahalenin yabancı kuvvetlerin iç savaşa dahil olması anlamına gelebileceği de ekleniyor.

Kaddafi'nin 'uzun ve acılı mirası'

Times gazetesinde, Michael Binyon ve Martin Fletcher tarafından kaleme alınan yazıda, Kaddafi'nin mirasının "uzun ve acılı" olacağı anlatılıyor.

Yazarlara göre, Libya'yı gelecekte bekleyen dört olası senaryo şöyle: "En iyi ihtimalle, Kaddafi sürgüne ayrılacaktır. Bu durumda çok fazla kan dökülmeyebilir. Beyaz Saray'ın istediği, David Cameron ve diğer batılı liderler tarafından desteklenen senaryo da bu. Ancak bunun gerçekleşmesinin önünde bir sürü engel var. Kaddafi'nin Libya'da kalıp 'şehit' olarak öleceğini söylemesi bunlardan biri. Bir diğer sorun ise nereye gideceği. Arap coğrafyasında kimse Kaddafi'ye sınırlarını açmayacaktır. Kaddafi'ye kapısını açması en olası ülke ise Zimbabwe. Bir diğer senaryo, isyancıların zaferi. Bu zafer Trablus'un ele geçirilmesi ve Kaddafi'nin tutuklanması ve ölümü anlamına gelecektir. Üçüncü senaryo, ülkenin iki ya da üçe bölünmesi olacaktır, ki bu bir ölçüde gerçekleşmiş durumda. Kaddafi'nin dış güçlerin müdahalesiyle devrilmesi ise olası görülmüyor."

Yazarlar, Kaddafi'nin gidişiyle açılacak iktidar boşluğunu kimin dolduracağının belli olmadığını ancak Kaddafi'nin ölümcül mirasının arkasında çatlamış, kendi arasında çekişen ve yaralarını sarmak için yıllara ihtiyacı olan bir ülke bırakmak olabileceğini de ekliyor.

Prostat kanserine idrar testi

Daily Telegraph gazetesinin haberine göre, prostat kanseri artık basit bir idrar testiyle teşhis edilebilecek.

Haberde, vücutta kanserli prostat hücreleri tarafından üretilen EN2 proteininin olup olmadığını tespit eden idrar testinin yaklaşık 18 ay sonra İngiltere'de doktorlar tarafından kullanılmaya başlanacağı yazılıyor.

Gazeteye konuşan Surrey Üniversitesi'nden araştırmacılar da yeni test sayesinde prostat kanserinde erken teşhisin çok daha kesin bir şekilde yapılabileceğini belirtiyor.