BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

01 Mart 2011 Basın Özeti

Tony Blair ve Kaddafi'nin imzaladığı gizli askeri işbirliği anlaşması, Kaddafi'nin kimyasal silahları, Türk İslamcılığının lideri Erbakan ve 'Erdoğan'ın Almanya çıkışı oy alma amaçlıydı'

Abone ol

Financial Times'ın "Kaddafi hala halkını öldürme gücüne sahip" başlıklı analiz haberinde, gözlemcilerin, Kaddafi'nin seçeneklerinin gün geçtikçe azaldığı ancak hala askeri seçenekleri olduğu ve Libya nüfusuna büyük zarar verebileceği görüşüne yer veriliyor.

Yakın zamana kadar Libya'nın Arap ligi elçisi olan Abdel-Monem al-Houni'nin rejimin stratejisinin Trablus'u korumak olduğunu görüşüne de haberde yer veriliyor.

Ancak Houni, Kaddafi'nin asıl stratejisinin şehirlerin kontrolünü elde tutmak değil, protestocuları müzakere etmeye ikna etmek üzere korkutmak olduğunu da söylüyor.

Haberde, çaresiz kalan Kaddafi'nin kimyasal silah da kullanmayı düşünebileceği, uluslararası anlaşmalar sonrasında kimyasal silahlarının çoğundan vazgeçen Libya'nın hala hardal gazı stoğuna sahip olduğu da belirtiliyor.

İsyancılara uluslararası yardım

Guardian'ın Bingazi'den bildiren yazarı Martin Chulov da, isyancıların Kaddafi'ye oranla çok daha az silahlanabildiğini yazıyor.

İsyancı güçlere katılan albay Hamid Belkhai, Cholov'a "Kaddafi'nin geride bıraktığı silahlar, hala sahip olduklarına oranla çok az" diyor.

Haberde, isyancı güçlerin Kaddafi'yi düşürmek için uluslararası yardımı kabul etmek zorunda kalabileceklerini göz önünde bulundurmaya başladıkları da belirtiliyor.

Guardian, sayfalarında uluslararası toplum tarafından dile getirilen yaptırımlardan biri olan Libya hava sahasının uçuşlara kapatılmasının ne anlama geleceğine de yer veriyor.

Yaptırımın amacının Kaddafi ve destekçilerinin muhalif güçlere saldırmasını önlemek olacağı, zaman içerisinde kapsamının genişletilebileceği belirtiliyor.

Haberde ayrıca, böyle bir yaptırımın yasal temelinin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı olacağı yazılıyor.

Böyle bir yaptırımın yaratabileceği sorunlar arasında ise, ülkedeki karışıklık nedeniyle yanlış hedeflerin seçilmesi sayılıyor haberde.

Gazete başyazılarından birini ise, uluslararası müdahalenin sınırlarına ayırıyor.

Uluslararası toplumun, Arap coğrafyasındaki devrimler karşısında iyi bir sınav veremediğini söyleyen başyazıya göre, yaşananlardan alınması gereken üç ders şöyle: "Birincisi, devrimler onları yapan halklara aittir. Bu halklar dışarıdan müdahale istemiyor. Ancak Orta doğu'daki değişikliklerin sahiplenilmesi, uluslararası eylemleri anlamsız kılmıyor. Samimi uluslararası koalisyonlar ve insan hakları konseyi gibi kurumları yeniden keşfetme süreci son derece anlamlı. İkincisi, bu devrimler yeni başladı ve eski isimlerin resim dışında kalması süreci devam ediyor. Üçüncüsü ise, siyasetin dönüşmesi İslamcı ya da batılı dış etkilerin dışında gerçekleşecek."

Blair-Kaddafi gizli askeri anlaşması

Daily Telegraph,eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in bu sıfatla yaptığı son yurtdışı gezisinde Muammer Kaddafi'yle imzaladığı gizli anlaşmaya ulaştığını yazıyor.

Gazetenin aktardığına göre, iki lider arasında imzalanan anlaşma, savunma alanında geniş bir işbirliği öngörüyor.

Bu işbirliğine özel askeri birliklerin ve sınır güçlerinin eğitilmesinde işbirliği yapılması, NATO ve AB askeri kurumlarıyla bilgi alışverişi yapılması gibi alanların da girdiği haberde belirtiliyor.

Habere göre, iki ülkenin üzerinde anlaştığı diğer konular ise, "karşılıklı uzman ziyaretleri, askeri eğitim ve bilim konusunda yazılı malzemenin paylaşılması ve geliştirilmekte olan askeri kavramlar üzerine bilgi paylaşımı ve ortak tatbikatlar."

Mısır Mübarek için cezaevi oldu

Mısır'daki son durumu sayfalarına taşıyan Times gazetesi ise, malvarlığı dondurulan Mübarek için ülkesinin bir cezaevi haline geldiğini yazıyor.

Times'a açıklama yapan Mısır Kişisel Haklar Girişimi'nin başkanı Hosam Bahgat, Mübarek ve ailesinin malvarlığı ve ülkeden çıkışına getirilen kısıtlamaların doğru yönde atılmış bir adım olduğunu söylüyor.

Bahgat, yaşananlar ile ilgili endişelerini ise şöyle anlatıyor: "Her sabah yeni bir grup ismin soruşturma kapsamına alındığını şaşkınlıkla öğreniyoruz. Bu yargılamalar neden oluyor anlamıyoruz, süreç daha sistematik ve şeffaf olmalı."

Türk İslamcılığının kırk yıllık lideri: Erbakan

Guardian, anma yazılarından birini 27 Şubat tarihinde hayatını kaybeden Necmettin Erbakan'a ayırmış.

Yazıda öne çıkan cümleler şöyle: "Kıvrak zekalı bir siyasetçi olan, halk deyişleriyle bezeli diliyle, Necmettin Erbakan kırk yılı aşkın bir süre boyunca Türk İslamcılığının önderliğini yaptı. Bu süre boyunca, hareket marjinal bir grup olmaktan çıkıp ana akım Türk siyasetinin bir parçası oldu ve zamanla merkez-sağ ve merkez-solun yerine geçti. Ancak yerine daha genç ve modern liderlerin geçtiği Erbakan, Türk İslamcı hareketinin nihai başarısının bir parçası olmadı."

Erbakan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iktidara gelmesi ve iktidarda kalmasının koşullarının yaratılmasında en önemli aktör olduğu da anma yazısında söyleniyor.

'Erdoğan'ın Almanya çıkışı oy amaçlı'

Gazetenin iç sayfalarında ise, Berlin'den yazan Helen Pidd, Erdoğan'ın Almanya'daki Türk göçmenlerine yaptığı konuşmayı değerlendiriyor.

Değerlendirmede öne çıkan noktalar şöyle: "Erdoğan'ın müdahalesi yalnızca Türklerin Avrupa'da yabancı düşmanlığının artığı algısı ve rahatsızlığının bir yansıması değil, aynı zamanda oy kazanma girişimiydi. Türkiye'de Haziran ayında genel seçimler yapılacak ve ilk defa yurtdışında yaşayan Türkler, konsolosluklarda oy kullanabilecek. 2 milyon seçmen nüfusuyla Almanya'da İstanbul, Ankara ve İzmir'den sonra en büyük seçim bölgesi."

Türk otomotiv sektörü büyüyor

Financial Times'ın Şirketler ve Pazarlar ekinde yer alan Türkiye haberine göre ise, "çok yakında New York'ta taksi çevirenler, küresel otomotiv yapım merkezlerinden Detroit, Japonya ya da Almanya'da değil, Türkiye'de yapılan bir araca biniyor olabilecekler."

Haberde, 2014 yılı itibariyle, şehrin 13 bin 200 taksisinin aynı model olacağı, yeni taksinin modelinin belirlenmesi için yapılan oylamada, Türk firması Karsan'ın önde gittiği yazılıyor.

Ancak Karsan'ın anket liderliğinin, "Türklerin internet anketlerine katılmakta çok istekli olduğu"nu düşünenler tarafından şüpheyle karşılandığı da haberde belirtiliyor.

Aynı sayfalarda yer alan analiz haberde ise, Karsan'ın taksi ihalesinin Türkiye'nin canlı otomotiv sanayinin bir yansıması olduğu, ihraç miktarının 2003'ten beri iki katına çıktığı vurgulanıyor.

Türkiye'nin hala uluslararası alanda ilgi çeken bir araba markasının olmadığına da dikkat çeken analizde, Karsan'ın da İran ile iş yapmakla suçlandığı yazılıyor.

Karsan'ın artık doğu komşusuna ihracat yapmadığını söylediği de ekleniyor.