İngiliz gazetelerinde bugün öne çıkan haberler: Suriye'de artan iç savaş ihtimali, Yunanistan'da kurtarma paketi referandumu, 'Eylemcilerin hedefindekiler din adamları değil bankerler', Amy Winehouse'un 3. albümü.
Abone olGuardian'ın "Kaçınılmaz olanı ertelemek" başlıklı editöryel yazısı, Suriye'de artan gerilimle ilgili tespit ve öngörülerden oluşmuş.
Ülkede sekizinci ayını dolduran Esad karşıtı hareketin biçim ve kapsamının değiştiğinin söylendiği başyazıda, ülkede bir iç savaş çıkması ihtimalinin ciddiyetine dikkat çekilmiş.
Bu tespitin kanıtı olarak gösterilen gelişmelerden biri de Türkiye'de bulunduğu iddia edilen "Özgür Suriye Ordusu" isimli Esad karşıtı silahlı hareket.
Buna ilaveten Suriye'deki Esad karşıtlarının Libya'dakine benzer NATO desteği taleplerini yükselttikleri ancak tüm bu olanlar karşısında Beşar Esad'ın tavrında kayda değer bir değişiklik görülmediğinin belirtildiği yazıda Şam rejiminin kaybetmesi halinde tüm bölgenin bu gelişmeden etkileneceği anlatılmış.
Bu tablo içinde NATO'nun müdahale arzusunda olmadığının ve Esad'ın sıranın kendisine geldiğinin farkında olduğunun belirtildiği Guardian başyazısı şöyle sonlanmış:
Esad'ın mezhep gerilimini tırmandırmayı tek olasılık olarak görme ihtimali artıyor.
Bunun sonucunda bir iş savaş yaşanmasının eğer bir alternatifi varsa da o, NATO müdahalesi olmayacaktır:
Esad'ın pes etmesi ve hayatta kalmasının tek yolunun geçici hükümetle uzlaşıp özgür seçimlere müsaade etmesi olduğunu anlamasıdır.
Ankara'da Afganistan müzakereleri
Financial Times gazetesinde yer alan Türkiye ile ilgili haberin başlığı "Türkiye Afganistan müzakerelerine ev sahipliği yapıyor".
Haberde Dış işleri bakanı Ahmed Davutoğlu'nun girişimiyle yapılacak toplantıyla Afganistan ve Pakistan arasındaki gerilimin düşürülmesinin hedeflendiği belirtilmiş.
Davutoğlu'nun Financial Times'a, Afganistan devlet başkanı Karzai, Pakistan cumhurbaşkanı Zerdari ve Abdullah Gül arasında yapılacak görüşmenin kritik bir zamanda gerçekleştiğini ifade ettiğine dikkat çekilmiş.
Haberde ayrıca Davutoğlu'nun iki taraf arasındaki gerilimin artmasının, Taliban'a karşı verilen savaşın sona ermesini karmaşık hale getirebileceği yönündeki tespitine yer verilmiş.
Yunanistan'da kurtarma paketi referandumu
Tüm İngiliz gazetelerinde geniş yer bulan bir gelişme, Yunanistan'a yapılacak kurtarma paketine dair anlaşmanın halkoyuna sunulacağının açıklaması oldu.
Times'in habere seçtiği başlık "Süpriz Yunanistan referandumu, Avrupa’yı mali bilinmezliğin içine geri yolluyor".
Geçen hafta Avrupa Birliği liderlerinin üzerinde zorlukla uzlaştıkları belirtilen kurtarma paketine dair Yunan halkının onayının gerekecek olması Times gazetesinin haberinde, “Avrupalı liderlerin iki yıldır gerçekleşmesine engel olmaya çalıştıkları felaketin doğma olasılığı” olarak değerlendirilmiş.
Referandumdan hayır çıkması halinde Yunanistan'ın Euro'dan ayrılması ve ardından 2008'de Lehman Brothers'ın batması sonrası yaşanan kriz boyutunda bir sarsıntı yaşanabileceği belirtilen haberde referandum sürprizinin gece geç saatlerde açıklanması sebebiyle yarattığı tepkilerin gün içinde ortaya çıkacağı söylenmiş.
"İstihdam sorunu gerilimleri artırır"
Times'ın haberinde Yunanistan referandumuna ilaveten piyasalara endişe vermesi beklenen bir diğer gelişmeye de yer verilmiş.
Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından dün açıklanan raporda dünyanın ciddi bir istihdam sorunuyla karşı karşıya olduğu ve bunun hâlihazırda yaşanmakta olan toplumsal huzursuzlukları artırmasının kaçınılmaz olduğu belirtilmiş.
Çalışma Örgütü'nün raporunu haberleştiren bir diğer İngiliz gazetesi de Guardian olmuş.
Guardian'ın ekonomi editörü Larry Elliott imzalı analiz yazısında, Çalışma Örgütünün raporunda araştırma kapsamında incelenen 118 ülkenin 45'inde toplumsal gerilim yaşanma riskinin yüksek olduğu belirtilmiş.
İstihdam yaratılamaması ve yaşanmakta olan krizin sorumluluğunun adil bir biçimde paylaşılmadığı kanısı sebebiyle oluşan gerilimin en yüksek olduğu ülkelerin ise Avrupa Birliği ve Arap ülkeleri olduğuna dikkat çekilmiş.
Londra İşgali'nin Katedral'le meselesi
İngiliz gazetelerinin farklı yorumlarla duyurduğu, dün yaşanan bir gelişme Londra'daki St. Paul Katedralinin başpapazı olan Graeme Knowles'un istifası oldu.
Katedral çevresinde kurulmuş olan Londra’yı İşgal Hareketinin çadırları konusunda son haftalarda yaşanan tartışmalar ardından görevini bırakan başpapazın, Katedral'den son iki haftada ayrılan üçüncü din adamı olması, Daily Telegraph tarafından zayıflık olarak değerlendirilmiş ve katedralin "burnunun ucundaki sorunla baş edemediği" şeklinde yorumlanmış.
Guardian ise eylemcilerin katedralle yaşadıkları sürecin, esas gündemlerine zarar vermemesi için çaba gösterdiklerine dikkat çekmiş.
"Eylemcilerin hedefindekiler din adamları değil bankerler" başlığıyla verilen haberde Londra’daki eylemlerin ortaya çıkış amacının küresel finans sistemindeki adaletsizlik olduğu vurgulanmış.
Haberde ayrıca, küresel eylem günü olan 15 ekimde, kampın kurulması hedeflenen parkın polis tarafından kapatılması sebebiyle Katedralin önündeki meydanı işgal etmek durumunda kalan eylemcilerin Katedral yönetimiyle, istemeden girdikleri tartışmanın, kendi gündemlerini gölgelemesinden endişe ettikleri tespitine yer verilmiş, ve bu durumun Londra'daki eylemcilerin imajına darbe vurmuş olduğu belirtilmiş.
Winehouse'un 3. albümü
Hemen tüm İngiliz gazetelerinde yer bulan bir müzik haberi ise Temmuz ayında hayatını kaybeden İngiliz müzisyen Amy Winehouse'un önümüzdeki ay yayımlanacağı açıklanan üçüncü albümüyle ile ilgili.
Guardian'ın haberinde Winehouse'un hayatını kaybetmesi ardından babası tarafından gündeme getirilen albümde kaydetmiş olduğu ancak yayımlamaya fırsat bulamadığı şarkıların yer alacağı belirtiliyor.
Haberde ayrıca albümün on iki parçadan oluşacağı, bunlardan ikisinin ise daha önce hiç yayımlanmamış eserler olduğu belirtilmiş.
Albümün tüm gelirinin, Winehouse'un babası tarafından kurulacak alkolizmle mücadele vakfına aktırılacağına dikkat çekilen Independent'in başyazısında albümle ilgili bir endişe dile getirilmiş.
Winehouse'un yaşıyor olsaydı yalnızca iki yeni parçasının bulunduğu bir albümüm hem de son haline getirmeden yayımlamasının söz konusu olmayacağının iddia edildiği başyazıda Winehouse'un müzikal mirasının riske atılmasından endişe duyulması gerektiği belirtilmiş.