BIST 9.627
DOLAR 35,20
EURO 36,68
ALTIN 2.957,75
HABER /  GÜNCEL

Yoksa barış süreci sekteye uğrar

İçişleri Bakanı Efkan Ala, "Yolların kesilmesi, çocukların kaçırılması terörist grubun varlık gösterme çabası... İktidar olarak bizim buna ...

Abone ol

İçişleri Bakanı Efkan Ala, "Yolların kesilmesi, çocukların kaçırılması terörist grubun varlık gösterme çabası... İktidar olarak bizim buna yönelik mücadelemiz sürüyor. Bu kitleyi temsil eden siyasi parti milletvekillerinin de sorumluluk alması gerekir. Yoksa barış süreci sekteye uğrar" dedi.
İçişleri Bakanı Efkan Ala, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan ‘Neler Oluyor’ programına konuk oldu. Sunuculuğunu TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın yaptığı programda, İhlas Medya Ankara Grup Başkanı Nuri Elibol ve Türkiye Gazetesi Ankara Temsilci Yardımcısı Ercan Gürses’in sorularını cevaplayan Ala, gündeme dair önemli açıklamalar yaptı.
Türkiye’nin 2002’den beri her alanda ileriye gittiğini belirten Ala, Türkiye’de sadece ana muhalefet partisinin geriye gittiğini belirtti. Ekonomik, siyasal ve güvenlik alanlarında yapılan reformlara dikkat çeken Ala, “Türkiye’de, 2002’den beri sosyal alanda, siyasal alanda reformlar yaptık. Güvenlik alanında, ekonomik alanda son derece başarılı adımlar attık. Bakın, ekonomik alanda nereden nereye getirdik. Peki, geriye giden hiçbir şey mi yok? Var. O da, ana muhalefet partisi. O geriye gidiyor. Şimdi ne yapalım, onu ileriye götürmek de bizim işimiz değil ki” diye konuştu.

“CHP MİLLETVEKİLLERİ, İLLEGAL GÖSTERİLERİN İÇERİSİNDE OLABİLİYOR”
Bakan Ala, hükümetin aldığı kararlardan, icraatlarından memnun olmayan insanların olabileceğini söyledi. İnsanların, rahatsız oldukları durumlar için demokratik yollara başvurmaları gerektiğini kaydeden Ala, şöyle konuştu:
“Türkiye’de inanılmaz olumlu gelişmeler oldu. Önceden hem ekonomik, hem siyasal alanda hayal edilemeyecek adımlar atıldı. Bunların biraz mutluluğunu yaşamak isterken, böyle ardı ardına gereksiz faaliyetler içerisinde oluyorlar, ortamı terörize ediyorlar. Hükümetin aldığı kararlardan, siyasal icraatlardan memnun olmayan kitleler olabilir. Ama demokratik ortamlarda bunun yol ve yöntemi vardır. Yasal izinler alarak, tepkinizi ortaya koyarsınız. Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri bu illegal toplantıların, gösterilerin, yürüyüşlerin içerisinde olabiliyorlar. Bu, üzüntü verici bir durumdur. Yani onlar orada olmamalılar. Yani kötü niyette olmasalar bile, o illegal gösterileri yapan insanlar, ‘Milletvekili de geldiğine göre, legal bir şey yapıyoruz’ diyor. Onlara meşruiyet kazandırıyor. Tamamen illegal olanlar da, terörize etmek isteyen terörist gruplar da, böyle yüzü maskeli, elinde molotof kokteyli, silah yakalananlar da var, sapanla bilye atıyorlar. Allah muhafaza… Bunları yapanların içerisinde, gösteri yaptıkları yerde milletvekillerimiz olabilir mi? Şimdi arkasındaki terörist gruplar da bu ortamdan faydalanıp ortalığı ateşe veriyorlar, yakıp yıkıyorlar. Kaybetmeyi, kazanma diye savunamayız. Ortalığı ateşe vermenin, yakıp yıkmanın, tarumar etmenin kaybetmekten başka bir tarifi yok.”

“CHP’NİN AK PARTİ’Yİ ENGELLEMEYE ÇALIŞMAKTAN BAŞKA BİR HEDEFİ YOK”
CHP’nin AK Parti’yi engellemeye çalışmaktan başka bir hedefi olmadığını belirten Ala, “Biz istiyoruz ki artık, parti değil de lokal gibi, kulüp gibi çalışan, milletten alabileceği oyun derdinde olmak yerine milletin iktidara getirdiği hükümetleri örselemeyi, siyasetin hedefi olarak tanımlamış, 19. yüzyılın kodlarıyla hareket eden partiler yerine, milletin dertleriyle dertleşecek, alternatifler üretebilecek partiler olsun. Ana muhalefetin İstanbul’a ilişkin, Türkiye’ye ilişkin makro bir projesi var mı? AK Parti’yi engellemeye çalışmaktan başka bir hedefi yok. Yani bu siyaset boşluğunu doldurmak için başka birimler harekete geçiyor. Onlar tabi muhalefetin kendi meseleleridir. Türkiye’nin meseleleri için yüreğiyle çabalayan bir ana muhalefet partisi olsa, anayasayı çoktan değiştirmiştik. Bu anayasa, bu millete ne kadar layık? 3 kıtada medeniyet kurmuş, dünyaya medeniyeti en güzel şekilde sunmuş bir milletin evlatları olarak böyle darbe anayasasıyla idare edilmeyi hak ediyor mu? Bir ülkenin siyasetini sadece iktidarı belirlemez. Kalitesini, o ülkenin bütün parlamentosunun içerisindeki siyasetçiler belirler. Biz ileri gitmek istiyoruz ama arkadan çeken bir sürü kurum oluyor. Bazı kurumlar, Türkiye’de hala halkın dinamiklerini anlamakta zorluk çekiyor” ifadelerini kullandı.

“DEMEK Kİ, CHP DÖNEMİNDE MİT BÖYLE ÇALIŞMIŞ”
Bakan Ala, CHP’lilerin olaylardaki yüzleri maskeli, silahlı militanların MİT mensubu olduğu yönündeki iddialarına, “Bu açık bir iftiradır. AK Parti hükümeti döneminde böyle işler olamaz. Onlar kendi iktidarları dönemiyle karıştırıyorlar. Eski Türkiye’de böyle şeyler fazlasıyla uygulanmış ki, şimdi böyle şeyler söylüyorlar. Neden olamaz diyorum; çünkü gizlenemez, hemen tespit edilir, hem adliyeye sevk edilir, hem işinden olur. Memleketin güvenliğiyle görevli insanlar böyle provokasyonların içinde olamaz. Orada provokasyonların içerisinde olanlar, öyle gösterilerin içinde olan kendi milletvekilleri. Bir ana muhalefet partisinin liderine yakışan, eğer elinde bu konuda bir bilgi, belge varsa bunu milletle paylaşmaktır. En ufak bir hata yada sıkıntı olursa bunu hiç düşünmeden milletimizle paylaşsın. Böyle bir iddia, iftira olabilir mi? Terörize olan, DHKP-C ve benzeri örgütlerin içinde bulunan insanların önemli bir kısmı yakalandı. Mahkemeye sevk edildi. Ama sonra yine onun arkasından gelip mücadele edenler oluyor. Elimizden geldiğince onlarla da mücadele ediyoruz” şeklinde cevap verdi.

“YÜZLERİ MASKELİ 30 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI”
Polis akrebine molotof kokteyli atanların MİT mensubu oldukları iddiasını, ayağı yere basmayan, trajedik bir senaryo olarak değerlendiren Ala, “Olaylarda yüzlerini kapatanlar, terörist faaliyetlerin içerisindeki insanlardır. Ama çeşitli tanıma yöntemleri var. Artık eskisi gibi değil. Bunlar, tek tek kameralardan tespit edildi. Sadece yüzü kapalı olanlardan 30 tanesi gözaltına alındı” dedi.

“UĞUR KURT’U VURAN KURŞUNUN NEREDEN GELDİĞİ TESPİT EDİLDİ
Okmeydanı’nda çıkan olaylarda Uğur Kurt’a isabet eden, sonrasında hayatını kaybetmesine neden olan kurşunun nereden geldiğinin, tespit edildiğini belirten Ala, “Olayla ilgili önemli bir mesafe kaydedildi. Baştan da söylemiştik, kasıtlı ya da kasıtsız kim bir yanlış, bir hata yaparsa onu ortaya çıkarırız. Gerekli denetimler yapıldı. Yakında açıklanır. ‘Bulundu’ diyebileceğimiz bir aşamaya geldi. Ama şimdi soruşturmanın gizliliği açısından açıklamam yanlış olur. İlk tespitlere göre hemen hüküm vermemek gerekir. Çünkü o tespitin soruşturma ve mahkeme prosedürü var. Daha sonra bunlar konuşulmalı. Ama bizim açımızdan bu kurşunun nereden geldiği tespit edildi. Bu kimden olursa olsun gereği yapılır” şeklinde konuştu.

"MADEN OCAĞI ÖNÜNDE SİYASET YAPTILAR"
Soma’da meydana gelen maden kazasında hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı dileyen Ala, maden kazasının olduğu gün Soma’da yapılan eylemleri, “Soma’da 301 vatandaşımızı kaybettik. Ailelerine tekrardan başsağlığı diliyorum. Orada acı olan şey; 483 vatandaşımız kurtarıldı, saniyelerin önemli olduğu bir vakitte, daha içeride olan vatandaşlarımız var ve onlar oradan hemen çıkarılmak durumundayken, gelip gösteriler yapıp, insanların çalışmalarını engelleyici faaliyetlerde bulunmak hiçbir şeye sığmaz. Geleneklerimizi, kültürümüzü geçtim, insanlık bunun neresinde? Orada saniyeler önemli. Bu nasıl bir insanlıktır? Bütün bunları yönetme sorumluluğu üzerimizde olan insanlar olarak soğukkanlılığımızı korumaya çalışıyoruz ama el insaf. Öyle iftiralar atıldı ki, insan haya eder. Ucuz kurnazlıklar bunlar. Siyaset üretip halktan oy almak yerine, böyle ucuz politikalar üretmenin kimseye faydası yok” diye değerlendirdi.

"İSLAMAFOBİ İLE TÜRKİYE’YE SALDIRIYORLAR"
BBC’nin Okmeydanı’ndaki olayları duyururken, yerde yatan yaralı bir şahısı farklı bir açıdan fotoğraflayarak, polisi şiddet yanlısı olarak göstermesini eleştirdi. Hala Türkiye’ye karşı oryantalist yaklaşımlarla yaklaşıldığını ifade eden Ala, şöyle konuştu:
“İnanılmaz gelişmeler oldu, iletişim devrimi oldu ama hala oryantalist anlayış devam ediyor. Tamamen ters bir algıyla, fotoğrafı ters göstererek böyle medya organları var. Bize düşen bunlarla doğru bir şekilde mücadele etmek. Bu polisimizin o yaralı vatandaşımızı kalkanıyla, gelebilecek molotof kokteylinden korumaya çalıştığı daha sonra ortaya çıktı. Ama ters bir algı ile, iyi niyetli bir yaklaşımla, kötü bir fotoğraf sunuluyor. Böyle pratik problemler üst üste gelince, kaliteli teoriye başvurma zamanı gelmiş demektir. Burada iletişim araçları kullanılarak, İslam dünyasına yönelik antipropaganda yapılıyor. İletişim devrimi ve sosyal medya üzerinden İslamiyet, kara propagandaya hapsediliyor. Oryantalist anlayış hâlâ Türkiye üzerinde devam ediyor. Hayatlarında dini önemseyen, dünyaya geliş nedeni olarak Allah’a ibadeti gören bir kadronun çalıştığı insanlar işbaşında olduğu için, her ne kadar demokrasiden, liberalizmden, piyasa ekonomisinden, hak ve hukuktan bahsetse de, bunların başka ülkelere örnek olmamasını sağlamak için, işte o, Okmeydanı’ndaki yaralı gösterici ve önünde duran polis fotoğrafıyla, ’vatandaşı korumakla görevli olanlar, onlara şiddet uyguluyor’ tasviri yapılıyor. Bu Batı’nın Müslümanlığa oryantalist bakışından başka şey değil. Uluslararası medyanın da içinde olduğu bir organizasyon, İslamafobi yöntemi ile Türkiye’ye karşı saldırıda.”

“BÜTÜN ETNİK KÖKENLER BİZİM DÖNEMİMİZDE HÜRRİYETLERE KAVUŞTU”
PKK’nın yerine DHKP-C’nin getirilmeye çalışıldığını ve Alevi vatandaşların, terörist gruplar tarafından suistimal edildiğini savunan Ala, "Eski Türkiye’de bazı birimler sadece suçsuz milleti takip eder ve insanları değerleri üzerinden fişlendi. Sonradan dertleri ortaya çıktı. Din ve özgürlükler konusunda, terör üzerine çok büyük mesafeler kat ettiğimiz gibi milletimizi de terörize grupların tasallutundan kurtaracağız. Alevi vatandaşlarımızı da istismar ediyorlar. Bütün etnik kökenler, gayr-i müslimler bizim dönemimizde geniş hürriyetlere kavuştu. Türkiye’nin demokratikleşmesine, kalkınmasına, istikrarına karşı herkes uyanık olsun. Eskiden yok sayılanların hassasiyetlerini biz dikkate alıyoruz" dedi.

“BARIŞ SÜRECİ SEKTEYE UĞRAR”
Güney Doğu’da çocukların dağa kaçırılmasını değerlendiren Bakan Ala, "Yolların kesilmesi, çocukların kaçırılması terörist grubun varlık gösterme çabası... İktidar olarak bizim buna yönelik mücadelemiz sürüyor. Burada bu kitleyi temsil eden siyasi parti milletvekillerinin de sorumluluk alması gerekir. Yoksa barış süreci sekteye uğrar" diye konuştu.
17 Aralık Süreci’nde ortaya atılan iddiaların, Okmeydanı olayları ile aynı amaca hizmet ettiğini iddia eden İçişleri Bakanı, "Bunlar paralel işlerdir. Aynı zihniyetin ürünü. Aynı kafa. Birilerini alıp pasifize ediyorsunuz, mekanizma hemen başkaları tarafından dolduruluyor ve savaş durmaksızın devam ediyor. Bu kez de içimizden insanlar tarafından dolduruldu. Din ve vicdan özgürlüğü konusunda aynı amaç uğruna çalıştığımız insanların bizi yıkma gayretleri içimizi yaralıyor. Biz onların önünü kendimizi ortaya koyarak açtık. Yeter ki, onlar zarar görmesin diye bütün saldırılara göğsümüzü siper ettik. Ama o taraf hem din, hem devlet kurallarını hiçe saydı" şeklinde konuştu.
(İHA)