Tuğrul Türkeş MHP'den ihraç edilmesi kararı için "Milliyetçi Hareket Partisi benim partimdir ve saygı değer yöneticileri, kendileri ne söyleyeceklerini söylerler, ondan sonra onlar cevaplarını alırlar" dedi.
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu'nun, Geçici Seçim Hükümeti'nin Başbakan Yardımcılığı görevini üstlenmesi teklifini kabul ettiği gerekçesiyle partisidnen çok sert tepki gören Tuğrul Türkeş, MHP'den ihraç edilmesi kararına ilişkin kritik bir açıklama yaptı.
Türkeş, "Milliyetçi Hareket Partisi benim partimdir ve saygı değer yöneticileri, kendileri ne söyleyeceklerini söylerler, ondan sonra onlar cevaplarını alırlar" diye konuştu.
Türkeş, Meyra Palace Otel'de, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı ile Stratejik Düşünce Enstitüsü tarafından düzenlenen "Ortadoğu Düşünce Kuruluşları Buluşması" toplantısı sonrasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
MHP'YE İHTAR
Bir gazetecinin, "Dün MHP yönetimine ihtar gönderdiğiniz, partiden uzaklaştırma kararının yersiz olduğu yönünde basına yansıyan bilgiler var. Bugün de benzer şekilde MHP yönetiminden 'herhangi bir fikir değişikliği olmayacağı, yargı yolunun açık olduğu, yargıda hakkınızı aramanız' yönünde bir söylem dile getirildi. Yargıya başvuracak mısınız?" sorusuna Türkeş, "Sizin beyanınıza göre, 'MHP, onu dedi, bunu dedi'ye cevap vermem" ifadesini kullandı.
AK PARTİ'DEN TÜRKEŞ'E TEKLİF GELDİ Mİ?
Yaşanan bu gelişmelerden sonra AK Parti'den kendisine yönelik bir teklif gelip gelmediği yönündeki soruya Türkeş, "Hayır öyle bir konuşma yok" cevabını verdi.
ADAY OLACAK MI?
Tuğrul Türkeş, seçimde milletvekili adayı olma konusunda bir düşüncesinin olup olmadığı yönündeki soru üzerine ise "Ben açıklamalarımı yaptım, açıklamalarım gayet net. Sözcükler iyi seçilmiştir, Türkçe'dir, hepinizin anlayabileceği niteliktedir. Sanıyorum ki muhataplarının da anlayabileceği niteliktedir. Hem hukuki zemini vardır hem de güzel Türkçe ile yazılmıştır. Okuyan, belli bir eğitim seviyesi olan herkes benim söylediğimi anlar" diye konuştu.
"HDP'li iki bakanın Cizre ile ilgili temasları sonrasında Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu'dan azledilmeleri önerisi ya da çıkışı geldi. Siz bu konuda ne düşünürsünüz?" sorusuna Türkeş, "Onlar konuyu anladığım kadarıyla izlemek ve gözlemlemek istemişlerdir. Yalçın Topçu Bey de kişisel kanaatini dile getirmiştir" karşılığını verdi.
TÜRKEŞ DÜN İTİRAZ ETMİŞTİ
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, noter aracılığıyla MHP Merkez Disiplin Kurulu Başkanlığına gönderdiği ihtarnamede, partisinden ihracına ilişkin karara itiraz ederek, kararın yok sayılmasını ve ortadan kaldırılmasını istemişti.
Türkeş'in, noter aracılığıyla Merkez Disiplin Kurulu Başkanlığına gönderdiği ihtarnamede, üyesi ve Ankara Milletvekili olduğu MHP'den ihraç edildiğine ilişkin kararın kendisine henüz tebliğ edilmediğini belirtmişti.
İhraç kararının haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunan Türkeş, "Ülkemizin bu kadar kritik dönemden geçtiği günlerde, Disiplin Kurulunun Tüzük hükümlerine açıkça aykırı bir şekilde teşekkül ettirilerek verilen bu karar, tarihe önemli bir not olarak düşecektir. Bunun mücadelesi ayrıca yapılacaktır" ifadelerini kullanmıştı.
Halen Ankara Milletvekili olması ve üstlendiği görevin Anayasa'dan kaynaklanan yasama görevi çerçevesinde bulunması nedeniyle Merkez Disiplin Kurulu'nun yetkisiz ve görevsiz olduğunu ileri süren Türkeş, şunları söylemişti:
"Yetkili ve görevli Kurul, Türkiye Büyük Millet Meclisi Grup Disiplin Kuruludur. Bu nedenle verilen karar yok hükmündedir. Ayrıca, milletvekili olmam nedeniyle Disiplin Takibatı yaptırmaya, 'Grup Yönetim Kurulu ve Genel Başkan' birlikte yetkilidir. Oysa hakkımdaki disiplin takibatının, sadece Genel Başkan Sayın Devlet Bahçeli'nin sevk yazısıyla başlatıldığı anlaşılmaktadır. Grup Yönetim Kurulu Kararı olmadan, tek başına Genel Başkan, disiplin takibatı yaptıramaz. Bu yönden de verilen karar keenlemyekündür."
"SAVUNMA HAKKIM KISITLANDI"
Başbakan Yardımcısı Türkeş, savunma hakkının kısıtlandığını, Tüzüğün ilgili hükmünün yanlış yorumlanarak, savunma hakkının 15'den 7 güne düşürüldüğünüsöyledi. Türkeş, "7 günlük süre de dolmadan, 5. günde jet hızıyla gerçekleştirilmesi, ihraç kararının baskıyla verildiğini ve haksız olduğunu ortaya koymaktadır" ifadelerini kullanmıştı.
Şahsına isnat edilen disiplin fiilinin, "Geçici seçim hükümetinde Başbakan Yardımcılığı görevini kabul etmesi" olduğunu, bunun dışında, herhangi bir söz, davranış, fiilin bulunmadığını ifade ederek, şunları kaydetmişti:
"Yasama organında milletvekili olarak görev yapan bir kişinin Anayasal ve milli bir görevi kabul etmesi, dünyanın hiçbir yerinde disiplin fiili olarak kabul edilemez. Yasama görevi çerçevesinde, şahsıma Anayasa gereği teklif edilen Bakanlık görevini kabul edip etmemeyi Anayasa, milletvekilinin vicdanına bırakmıştır. Bu konuda partim, herhangi bir grup kararı da almadığı gibi, Parti Genel Başkanımızın da bu yönde en ufak bir sözlü yada yazılı açıklaması mevcut değildir. Tam aksine, Sayın Genel Başkanımız ve parti yetkilileri, koalisyon hükümeti kurmak amacıyla görevli Başkan ile açık ve kapalı görüşmeler yapmışlardır. Hatta Sayın Genel Başkan, Koalisyon konusunda anlaşmaya vardıklarını, muhtemel bakanları dahi belirlediklerini basının önünde açıklamışlardır. Koalisyonda dahi yer almayı kabul eden partimin, zorunlu ve Anayasal seçim hükümetinde yer almak istememesi, parti politikası şeklinde tasnif edilemez. Kaldı ki, siyasal partilerim amacı, hedefi iktidar olmaktır. Seçim hükümetinde de olsa iktidara ulaşmak, disiplin suçu olarak kabul ediliyor ise partim bunu açıkça deklare etmelidir. Halbuki partiler, dernek veya vakıf değildir. Yıllardır iktidara ulaşamamış partimizin, seçim hükümetinde söz sahibi olması parti menfaati aleyhine olmayıp, tam aksine lehinedir."