BIST 9.692
DOLAR 34,58
EURO 36,43
ALTIN 2.977,87

Sırada Fethiye mi var?

Ahmet Türk, geçtiğimiz hafta bir gazeteye verdiği demeçte, Kürtlerin artık kendi davalarına sahip çıktıklarını, meseleyi sadece PKK’ya bağlamanın yanlış olduğunu söylemiş.

Önce İnegöl, sonra Dörtyol ve en sonuncusu Erzurum..
Neler oluyor burada diye baktığınızda, işlerin çok tehlikeli bir boyuta doğru sürüklendiğini görmek mümkün.
Ahmet Türk, geçtiğimiz hafta bir gazeteye verdiği demeçte, Kürtlerin artık kendi davalarına sahip çıktıklarını, meseleyi sadece PKK’ya bağlamanın yanlış olduğunu söylemiş.
Ve devam etmiş; “Bu bir terör eylemi değil, Halk Hareketidir.”
Neler oluyormuş buralarda demek ki?
Kürtlerin Halk Hareketi.
Bursa Valisi’ne göre de, iki tane sarhoşun işi.
Bir demeci daha var Vali’nin.
Diyor ki; “Üstelik bu eylemlere karışanlar vatan millet diyen kişiler.”
Yazıklar olsun böyle Valiye.
İnsanlar artık dükkânlarında çalışamaz, evlerinde oturamaz hale gelmişler aldıkları tehditler yüzünden.
Başbakan’ın ta başından beri gere gere bu noktaya getirdiği, ülke insanını her konuda kutuplaştırmak için elinden geleni esirgemediği tavrı, bu olayların bu noktaya gelmesine sebep olmuştur.
Ülkede hem karışıklığa sebep olmuş, hem de Hatay Valisi’nin örtülü Sıkıyönetim ilan ederek, vatandaşı dokağa çıkmaması konusunda uyarmasına kadar gelmiştir maalesef.
Ülkenin bir çok yerinde benzer hadiselerin yaşanması an meselesi.
Bakın Fethiye Ölüdeniz’den yazan bir okurum neler anlatıyor.
"Sayın Lütfü Bey, yaşadığımız beldemizde Belediye seçimlerinde taşınan oylar maalesef buranın dengelerini bozmuş ve bu taşıma oylar TAŞIMA MİLİTANA dönüşmüştür.
 
Beldemizde işyerleri birkaç yıldır buraya yerleşen bazı Doğu kökenli insanlar tarafından saldırılara uğramıştır.
 
Halkımızın sağduyusu efendiliği ile bu olaylar büyütülmemiştir.
 
Fakat yine bazı Doğu kökenli çalışanlar, Hisarönü Mahallesi çınar altında her gece guruplar halinde toplanmaya devam etmiştir.
 
Cumartesi gecesi Mardinli bir gurup 15 kişi civarında bıçak, tabanca ve sopalarla beldemizin en sakin inanı yatırımcı Ramazan Kaya’nın işyerine saldırarak, işletme sahibini, yakınlarını ve çalışanlarını hastanelik etmişlerdir. Bu olayla ilgili üç kişi tutuklanmış, bir tanesi aranmakta, diğerleri de serbest kalmışlardır.
 
Bu saldırıyı gerçekleştirenlerin bu ilk olayı değildir. 
 
Bu saldıranlar Belediye'nin suyunu kaçak kullanmışlar ve karşı çıkan Belediye Meclis Üyesi Sadi Kısa’nın işyerine giderek işyerinde ayağına basıp yüzüne tükürmüşlerdir. Vatandaşların tepkisi ile oradan uzaklaşmışlardır.
 
Yine bir başka işletmeye tehdit savurmuşlardır.
 
Bu sezon bu saldırılar artmıştır. 
 
Açılım denildikçe,  bizim burada huzurumuz kaçmaktadır.
 
Dağdakiler askerlerimizi ve polislerimizi öldürüyor, sahildekiler ise işyerlerimize saldırıyor.
 
Ölüdeniz Beldesinde bir yönetim zafiyeti vardır ve mağdur olan bu bölgede yaşayanlardır.
 
Ben yıllarca öğretmenlik yapmış devlet terbiyesini ve vatan sevgisini bilen insanım. 
 
Yaşadığım yer olan Ölüdeniz’de, halkımız tedirgin bir bekleyiş içindedir.
 
Yurdun diğer yerlerinde cereyan eden olayların burada da çıkması an meselesidir. Zira halkımızda bıçak kemiğe dayanmış bir haldedir. Bu durumun öfkeye dönüşmesi ve halkın sokağa dökülmesi sürpriz olmayacaktır.
 
Sesimi sizlere duyurmak için yazdım.
 
İlgilenen arkadaşlara daha geniş bilgi verebilirim."
 
Yukarıda mektubunu yayınladığım vatandaşın adını güvenliği nedeniyle yazmadım. Hiç umut etmemekle birlikte, konuyla ilgilenen ciddi(!) ve sorumlu bir kamu görevlisi olursa, kendisinin iletişim bilgilerini ve ismini vereceğim.