BIST 9.949
DOLAR 35,15
EURO 36,69
ALTIN 2.978,12

Kıyametten sonra yaşanacak mucize

Kıyametten sonra yaşanacak mucize

Zaman saati çaldığı an...

Kıyametten sonra yaşanacak mucize

Evliyaullaha korku yoktur o gün, hüzün yoktur. Hepsi nurdan minberler üzerinde necatı ve saadeti zevketmektedir. Onların dışında bütün insanlar ve cinler, lâl kesilmişlerdir. Ancak nebiler “Allahümme sellim, sellim!” derler. Zaman, ana-baba günüdür; mekan, can pazarı. Sıcaktan bunalan, susuzluktan kırılan her ümmet, kendi peygamberinin havzına koşar. En Büyük Peygamber (s.a.s), en büyük havz-ı kevserin de sahibidir: genişliği Eyle’den Aden’e (veya Amman’a) kadar uzanan. Ne acıdır ki develer gibi kovulanlar da olur bu arada, havz-ı Nebi’nin başından.

Kıyametten sonra yaşanacak mucize

İnsanlar, şefaat için peygamberlere koşarlar; Âdem’e, Nuh’a, İbrahim’e, Musa’ya, İsa’ya. Hepsi, dua haklarını dünyada kullandıklarını belirtir ve “Rabbim bugün çok gazaplıdır, daha önce böylesine hiç gazaplanmamıştı, bundan sonra da böylesine hiç gazaplanmayacak” derler; sonra da kendi derdinde olarak “nefsî, nefsî” diye inlerler.

Kıyametten sonra yaşanacak mucize

İnsanlar en son Peygamberler Peygamberi Seyyidü’l-Beşer’e (s.a.s) müracaat ederler. Şefaat hakkını bugüne saklamıştır O. Makam-ı Mahmudun ve Livâ-i Hamdin Sahibi o Zât, kalkar Arş-ı Azam’ın altına gider ve secdeye kapanır. Allah daha önce hiç kimse için açmadığı en yüce medh ü senaları O’nun için açar. O da bunlarla medh-ü sena eder Mâlik-i Yevmiddin’i. Kendisine şefaat-i uzma verilir; O da (s.a.s) ümmetinden şirk koşmamışlara, ehl-i kebâire şefaat eder.

Kıyametten sonra yaşanacak mucize

Ve tabiî ki başka şefaatçiler de O’nun gölgesinde aynı mazhariyete ererler. Nihayet Rahmân’ın sonsuz rahmetiyle ğufrana boğulur daha nice mücrimler, nice müflisler… Burası mahşer mahkemesidir, haksızlık yapılmaz zerre kadar. Ahkemu’l-Hâkimîn, mü’minlere rahmetiyle muamele eder, kâfirlere ise adaletiyle. Bütün şefaatlere ve rahmetlere rağmen kurtulamayanlara bir ses gelir: “Siz şöyle bir tarafa ayrılın ey günahkârlar!” En son ve en büyük karşılaşma günüdür bugün. Ardından cihetsiz, her yönlü, izzet ve azamet yüklü bir nida daha duyulur: “Limeni’l-mülkü’l-yevm? Bugün mülk ve hakimiyet kimin? (Kimmiş mülkün hakiki sahibi, gördünüz mü şimdi?) Lillâhi’l-Vâhidi’l-Kahhâr! Mutlak galip, tek hâkim olan Allah’ın!..” (¼âfir, 40/16)